İstanbul'a taşınalı neredeyse 1 hafta oluyordu. Okulum annemin işleri herşey hazırdı. Annem her zaman ki gibi geceleri geç geliyordu bende her gün evde tek kalıyorum.
Neyse uzatmıycam sabah saat 8:00 da annemin seslenmesiyle yatağımdan kalktım. Bugün okulda ilk günüm olacaktı yeni arkadaşlar yeni öğretmenler biraz tedirgindim. Annem tekrar seslendiAnnem:
- Duru hadi kızım kahvaltıya okula geç kalıcaksın.Duru:
- Tamam anne elimi yüzümü yıkayıp geliyorum.Elimi yüzümü yıkadım. Okul formamı giyip kahvaltı yapmak için aşağıya indim. Çok bişey yemeden masadan kalktım. Daha ilk günden geç kalmak istemiyordum.
Annem beni okula getirdi şaşırdım okul çok büyük ve güzeldi. İlk başta yeni okulumu beğenmiyceğimi düşünmüştüm ama yanılmışım çok beğenmiştim. Herneyse ders zili çalmıştı. Yeni sınıfımı bilmiyordum. Tatlı genç bir öğretmen yanıma geldi.Banu öğretmen:
- Tatlım sanırım sen okulumuza yeni gelen öğrencisin ben banu öğretmen aynı zamanda senin de bulunduğun sınıfın sınıf öğretmeniyim. İstersen sınıfa birlikte girelim hem arkadaşlarına kendini tanışırsın.Duru:
- Peki hocamBiraz utanmıştım. Banu hocayla sınıfa girdik. Sınıfa girmemle herkesin bana bakışı bir oldu. Birazda tedirgindim ya beni kimse arasına almazsa ya hiç arkadaşım olmazsa diye içimden söyleniyordum.
Banu hoca:
- Çocuklar bugün sınıfımıza yeni bir arkadaşımız geldi şimdi biraz kendinden bahsedicek arkadaşınız kendini tanıtırken sessizce dinlemenizi istiyorum.Duru:
- Ben Duru 16 yaşındayım annemin işlerinden dolayı İstanbul'a taşındık. Hocam bu kadar yani ben kendimi pek anlatmak istemiyorum.Banu hoca:
- Tamam durucum seni çok sıkmıycam. Arkadaki boş sıraya oturabilirsin.Hocanın söylediği yere geçtim. Tam oturduğum sırada kapı çaldı. Hafif uzun saçlı, siyah deri ceketli yakışıklı bir çocuk girdi sınıfa ve hiç bir şey söylemeden sınıfa girdi. Hocadan geç kaldığı için özür dilemedi. Bana doğru yaklaştı ve o yeşil gözleriyle bana çantamı çekmemi işaret etti. Çantamı çektim yanıma oturdu. Hiç birşey demedi. Hoca bugün ders işlemiyceğimizi sessizce serbest kalabilecegimizi söyledi. Çantamdan sürekli çizim yaptığım defteri çıkardım. Ve bişeyler çizmeye başladım. Çocuk sürekli bana bakıyordu. Hiç bir şey demedim. Sadece çizimimime devam ettim zaten 1 dk geçmeden zil çaldı.
Ben de zil çalınca okulu gezmeye çıktım. Kantine gittim. Tost ve ayran alıp boş bir masaya oturdum. Hoca iki dersimizinde boş geçiceğini söyledi. Sonra ki dersimizde bedendi zaten neyse tostumu yedim. Zaten sonra da zil çaldı.4 ders çok çabuk bitmişti. Kış ayın da olduğumuz için hava çabuk kararmıştı. Daha 4 dersimiz daha vardı. Okul koridorunda gezinirken birden elektrikler
kesildi. Karanlıktan çok korkuyordum ve kolidor çok karanlıktı tek başıma kolidorda oturuyordum kimse yoktu. Okuldaki herkes çıkmıştı. Bian herkesin okuldan çıkışının bi sebebi olmalı diye düşündüm. Çok çok korkuyordum seslendim ama okulda kimse kalmamıştı. Tek başıma o boş koridorda oturuyordum. Sonra telefonumun flaşını açtım. Yavaş yavaş etrafa baktım elimi yüzümü yıkayıp sakinleşmek için lavaboya gittim. Telefondaki flaşı tutup içeri girdim. Her şey çok normaldi taki yerde kanlar içinde yatan kızı görene kadar.....Biraz karantinadan alıntı gibi oldu ama umarım beğenirsiniz😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-KATİL ARAMIZDA-
Teen FictionHerşey İstanbul'a taşınmamızla başladı okulumdan arkadaşlarımdan herşeyden herkesten uzaktım artık hayatım mahvolmuştu başım bir ton belada ve kurtulamıyorum.....