6 yaşındaydım.Bu kadar dert ve tasa içinde büyüdüm gitti işte.En azından beni seven bir babaannem ve dedem vardı.
Babaannem ve dedem memlekete düğüne gideceklerdi.Bilet parası nedeniyle ben giymemiştim beni sarhoş babamın yanına bıraktılar istemeye istemeye.Az kalacaklardı ama benim için çok önemli bir ayrılıktı.Babaanneme ve dedeme en son söylediğim söz küçük masumca bir sözdü" Babaanne bana çikolata alır mısın "oldu.Onlarla vedalaştıktan 2 saat sonra kapı çalsı kimo diyeyip açtım.Bir polis memuru vardı karşimda "Ufaklık evde bir büyüğün yok mu"diye sordu.Bende cevap veremedim.Sonra rezil ve sarhoş bir şekilde "Kimmiş kız "diye bağırarak içeriden geldi.O an orada olmaktansa ölmeyi yeģlerdim.Gelen polis o adamın yağni babamın sarhoş olduğunu anladı ama tınlamadı.Duygusuz polis"Ahmet Bahtsız ve Meliha Bahtsız Manisa'ya giden otobüs bir kamyona çarptı.Başınız sağolsun.Teşhis için hastanenin morguna gitmeniz lazım.Yalnız bilinci yerinde olan biri olursa daha kesinleştirebiliriz"dedi.Beynimden vurulmuştum.Bu olamazdı.Beni seven sadece onlardı.Babaannem o benim sırdaşımdı.Kelimeler boğazımda düğümlenmişti.Sarhoş olan babam dengede duramadığından içeri gidip kendini koltuğa attı.Polisin demek istediğini anladığı sanmıyorum.Polis ayrıca babam olacak mahlukatı aşağılamıştı.Bu duruma bir el koydum ve polise kekeleyerek"Ben ben... Gelirim .O gelemez."dedim.Monrumu almadan aklımı kaybetmişçesine deli gibi davranıyordum.Yolda polise "onların olmama gibi bir ihtimali var mı?"diye sordum.Odun gibi davranan polis memuru bu sadece bir belge için gerekli tamamaen resmi bir belge. Kendini umutlandırma " dedi.Taş kalpli duygusuz adam.Hastanede teşhis ettim.Başıma kaynar sular boşalmıştı.Hıçkıra hıçkıra ağlayan 6 yaşında ki bir kız çocuğu...Keşke o anı yaşamayıp ta ölseydim.Hastanenin duvarlarına sürüne sürüne yürüyordum.Etrafımdakiler bana acıyarak bakıyorlardı.Acınmak beni daha çok üzüyordu.Daha çok ağlıyordum.O gün o kadar çok ağladım ki bir daha ağlamamaya yemin ettim.Bir daha kimse bana acımayacaktı...