Kavga

3 1 0
                                    

Tenefüste sınıfta öylece oturuyordum kardeşimle konuşuyorduk gene onun hakkında konuşuyorduk ama sanki Simge ile değilde onunla konuşur gibiydim gözlerimi asla alamıyordum onun üstünden. Sınıfta da nerdeyse kimse yoktu ben, Lizge ve o vardık sadece o her zaman ki gibi uyuyor biz ise muhabbet ediyorduk halla. Sınıfın kapısının açılması ile oraya döndüm. Okuldan bir çocuk hızla sınıfa girdi ve onun önüne dikildi. Çocuğa baktım onun yanına geçtiği için. " Kalk Lan " diye sarsınca bir anda şaşırdım. O da neye uğradığını şaşırırcasına bir kalkış sergiledi. Yaklaşık bir ders saatinden beri uyuduğu için alnı kızarmıştı. Gözleri ise kısık bakıyordu o çocuğa karşı o an sonra dan o çocuğun olduğunu farkedince yüzünde belli olan bir gerginlik oluştu bense ona bakıyordum merakla. " Ne var lan ne istiyosun." Diye bağırdı Yağız.

Bunu demesi ile beraber irkildim bir anda. " Bunu." Diyerek suratına yumruk attı ve Yağız  yere düştü O kadar  telaşlandım ki o an " Hoop Hoop ne yaptığını sanıyorsun sen ya." Diyerek  Yağız'ın yanına eğildim. " Oğlum geberteceğim lan seni." diyerek ayaklanmaya çalıştığı anda tuttum gitmesin diye korktum. Kaşından süzen o kanı görmek beni daha da telaşlandırmıştı. " Defol git şuradan." Diye bağırdım o ismini bilmediğim çocuğa. Sonra Yağız'a döndüm yüzünde sinirli bir ifade vardı onu tutuyor olmasam her an çocuğu öldüresiye dövmek üzere kalacak gibiydi.

" Bu burada bitmedi şu kızın arkasına sığındın diye bittiğini sanma." Diye iğrenç bir ifade ile baktı o çocuk. " Ulan seni varya." Diye kalmaya çalışınca.
" Yeter be defol diyorum ya sana dua et ki ben şu an tutuyorum ama sonrasında senin nasıl mahvedeceğini izlemeye sabırsızlanıyorum şimdi S*G*." Dediğimde çocuk hızla sınıftan çıktı. Bende Yağız'a döndüm kaşındaki yarası daha da belirgin hale gelmişti yüzden aşağı damla damla süzülmüştü. "Kaşına bişey yapmamız lazım napalım napalım." Diye telaşla ve korkuyla ceplerimde çantamda peçete aramaya başladım. Kalemliğim de bulduğum peçeteyi hızla kaşına doğru götürürken bir anda kolumdan tutarak " Sakin ol birşeyim yok benim alt tarafı ufak bir yara." Dedi.

Elimi tutmasının şaşkınlığı ile gözlerinin içine baka kaldım o güzel gözlerinin içine. " O-olmaz ama." Diyerek peçeteyi kaşına koydum ve "revir he revire gidelim hadi." Dedim. " Erva sakin olur musun bak gerçekten abartılacak bişey değil. Geçer birazdan."

" Hayır olmaz öyle şey kalk yürü gidiyoruz." Dedim ve kalkmasına yardımcı oldum. Kolundan tuttum sınıftan çıkardım. Gören herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Kaşının orada tuttuğu peçeteye. Ama ben dışarısına aldırmadım. Çünkü çok korkmuştum bişey olur diye halla da korkuyordum.

Hızla revire götürdüm.

Revirdeyken yanından ayrılamadım.

( Sınıf )

" Yağız'ın kası patladı dediler. Gören oldu mu nerede şu an." Diye sordu Bensu .

" Revirde." Diye yanıtladı Lizge de.

" Peki Erva nerede." Diye sordu Melis hoca

" Yağız'ı revire götürdü hocam." Diye yanıtladı Lizge

,
----+

" Başında ağrı var mı ?" Diye sordu revirdeki abi.

" Evet ağrı var da önemli değil geçer birazdan." Diye geçiştirdi.

" Sen eve git izin yazacağım sana şimdi." dedi abi.

İsyan eder gibi gözükünce " Yağız zorlama bence derslerde çok önemli değil ztn hadi geç eve." Diye söyledim ve baktım üzgün bir ifade ile. Sonra bir şekilde onaylayınca " Ben çantanı getireyim hemen." Diye hızla gitmek için telefonumu ona bırakarak sınıfa çıktım ve çantasını alıp yanına indim. Ondan sonra çantasını verdim ve " Haydi dinlen bakalım. Görüşürüz." Dedim. "Görüşürüz." Dedi ve gitti. Sınıfa çıktığım zmn saatime baktım. Zilin çalmasına 15 dakika kalmıştı. Sırama oturdum ve dersin bitmesini bekledim. Zil çaldığı gibi telefonumu elime almak istedim. Elimi cebime attığım anda telefonumu hissetmeyince çok korktum. Sonra aklıma geldi ki telefonu sınıfa çıkarken ona vermiştim onda kaldı. Bir dersimiz kaldığı için o dersin hızla geçmesini bekledim pek hızlı olmasa da geçti. "Okuldan çıktığımız gibi Lizge'den telefonunu alarak onu aradım ve bu konuşmanın sonucunda onun evine gidip telefonu almam gerekti. Lizge Silivri'ye kadar kıkır kıkır güldü yanımda. "Şu işe bak ya resmen evren mesajların en büyüğünü veriyor kızım farkındasın dimi." Diye imalı imalı baktı bana. "Bilmiyorum Lizge yani sanmıyorum ki onun beni sevebileceğini ben onu çok seviyorum çok. Ama bilmiyorum yaa." Dedim.

Tarif ettiği yerde inerek yaşadığı apartmana giriş yaptım. Asansör bozuk olduğu için 3 kat merdiven çıktım. Hâliyle soluk soluğa kalmıştım. Kapıyı tıklattığım zaman istemsiz bir halde sırıtmaya başladım. Kapının açılış sesi ile birlikte sırıtmamı kapattım.

" Selam." Dedim.
"Selam." Dedi.

" Telefonumu alıyım."diye lafa girdim. "Soluk soluğa kalmışsın gel bir soluklan iki dakika. " Dedi.
" Yok yok sağol." Dediğim de ısrar ederek. "Bi teşekkür ediyim bari." Dedi ısrarı üzerine evine giriş yaptım. Salona geçip oturduktan sonra bişey içer misin"dedi. "Yok sağol." Deyince de " hadi hadi söyle." Dedi. " Peki kafana göre ne istersen. Dedim. " Bunu derken tabi getirebileceğin bişeyden korktum ama getireceğini de sanmıyordum zaten.

Mutfağa gitti. Bende o arada sehpanın üzerinde olan telefonumu alıp açacaktım ki bi baktım açılmış telefon.

Sonrasında WhatsApp'a girerek kızlara

" Geldim. Aldım telefonu bişeyler iç diye tutturduğu için içip kalkacağım. Yazarım sonra." Diye yazıp gönderdim. Sonrasında mutfaktan geldiğini duyunca telefonu kapatarak ona döndüm ve getirdiği bardağı alarak " Sağol." Dedim.

" Teşekkür ederim." Diyerek lafa girdi. Tebessüm ederek gözlerine baktım. "Bişey değil her zaman." Dedim. Biraz ordan buradan konuştuktan sonra numarasını aldım o da benimkini aldı ve ben eve gittim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayaller SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin