kara leke

633 86 33
                                    

"Bu sorun hemen düzeltilecek." dedi manken dünkü geceden kalan öfkesi biraz olsun bile azalmamıştı, aksine nüksetmişti.

"Korumalarının beni tuttuğunu biliyor musun? Beni tutuyorlardı! Bana o pis ellerini sürmeye cüret ettiler! Peki kıçımdan ayrılmayan korumam nerdeydi o sırada biliyor musun? Hangi cehennemdeydi! Ben hakarete uğrarken ve küçük düşürülürken hangi cehennemdeydi o orospu çocuğu? İşini yapamayacaksa ne cehenneme yanımda duruyor!" hırsla devam edecekken bir çift el mankenin omuzlarını sakin olmasını ister gibi tutup yavaşça sıktı.

"Çok özür dilerim. Halledeceğim, şu çekimi atlatalım lütfen Taeyong." patronu kameramanlara izin verdiğinde kameramanlar içeri girmiş ve ekipmanlarını kurmuşlardı. "Girebilirsiniz."

"Ne demek şu çekimi atlatalım?" dedi kaşlarını alayla kaldırarak manken. Üstündeki kürkle her an saldıracak olan vahşi bir leoparı andırıyordu. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Bugün bunu konuşacağız. Söz veriyorum." patronu saatini kontrol edip çekim odasının perdelerini çektiğinde manken öylece kalakalmış, yeniden küçük düşürüldüğünü hissetmişti.

Sinirden gözleri yaşarırken makyöz ona doğru yaklaştı. "Efendim makyajınız bozulm..."

"Elini sakın bana sürme." makyözün elindeki makyaj malzemeleri birden yeri boylamıştı. "Sakın."

Manken çekim odasına girerken salondaki herkes suspus olmuştu. Ki, hiçkimse patronun sevgilisine baş kaldıramazdı. Hele bu kişi Lee Taeyong ise.

Evet, hiçkimse o hariç ipleri eline alamazdı.

Bu yüzden dün gece, Lee Taeyong için üstünden atmaya çalışacağı ama asla atamayacağı bir kara lekeydi.


***

Çekimler bittiğinde manken tırnaklarındaki etleri soymaya başladı. Bunu ne zaman endişelense veya derin düşünse yapardı. Düşündüğü bir şey vardı tabi.

Dava açılacak mıydı, yoksa sadece mankeni korkutmak için blöf mü yapmıştı?

Manken kaşlarını çattı. Dava açamazdı. Kocaman Suh Ajansının mankenine dava açmayı hiçkimse başaramazdı. Hiçkimse buna cüret edemezdi. Blöften başka hiçbir şey değildi.

Manken aradığı numaranın meşgul çaldığını görünce dişlerini gıcırdattı. Telefonunu açmama cüretinde nasıl bulunabilirdi? Bodyguardının numarasını çaldırdığında iki dakikalık bekleme süresi ardından, -ki mankenin bundan bile şikayeti vardı- sonunda özel arabasına binmişti.

Gözlerini cama döndürmüş ve can alıcı bakışlarını korumaya dikmişti. "Beni burda indir."

Özel şoför denileni yapmış ve mankeni sokak arasında bırakmıştı. Manken sesli bir şekilde kapıyı kapatıp arkasına bile bakmadan yürümeye başlamıştı.

Öfkesinden ellerini sıkıyordu. İki gündür aşağılanmadığı zaman kalmamıştı. Manken bunlara tahammül edemiyordu.

Zile basmış ve ardından açılan kapıyla kendini içeri atmıştı. "Neler döndüğünü bana açıklayacak mısın!"

Mankenin yükselişiyle patronu kaşlarını havaya kaldırmıştı. Mankenin bunun için evine kadar geleceğini düşünmemişti açıkcası. Evet, manken zorluydu ama bu kadar sinirleneceğini düşünmemişti.

"Gece yaşananlar ve korumamın bir dakika yirmi saniye geç gelmesi... Bunlar ne demek oluyor?" sinirden sesi titriyordu.

Patronu ise bir şişe şarap açıp sevgilisinin eline tutuşturmuştu. "Taeyong lütfen..."

Patronu devam etti. "Hem bugün misafirim var. Gerçi onu tanıyorsun."

Manken elindeki şarabı hınçla masaya bırakmış ve salona giden patronunu takip etmişti. Tam ağzını açacakken gördüğü tanıdık suratla olduğu yere çivilenmişti.

Siyah deri ceket, ilk iki düğmesi açık saten beyaz gömlek ve hakiki deri ayakkabılar. Sağ elinde kırmızı şarabı, sol elinde ise rolex saati. Yanında ise kendini sevdiren beyaz Husky. Parmaklarında ise rastgele dizilmiş olmasına rağmen kombinini tamamlayan yüzükler. Siyaha çalan saçlar, parlak kısık gözler, kemerli burun. Evet, tepeden tırnağa incelemişti onu.

Yüzüne tükürdüğü yabancı, tam karşısında duruyordu.

"Kardeşimle tanış," dedi sonra patronu normal ses tonuyla. Şarabını yudumlamış ve kardeşine gülümsemişti. "Jung Jaehyun."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sex in the city // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin