Osamu'nun emrivakisi sonucu çıkışta annemi arayarak Atsumularda kalacağımı söylemiştim. Şimdi evdeydik.
Gergindim. Atsumu omzumdan sarkmış telefonundan bir şeyler gösterirken bu normaldi galiba? Aslında beni geren şey Atsumu'nun yakınlığı ya da temasları değildi. Osamu yanımızdayken ikimize sinsi sinsi bakıp duruyordu. Salak salak sırıtıyordu ve onun bu tavırları beni geriyordu.
"Omi-kuuun, her zamankinden daha boş bakıyorsun sorun ne?" diyen Atsumuyla kafamı yana çevirip omzumdan sarkan başına baktım.
Dibimdeki yüzünü ittim. "Bir sorun yok."
"Yine kabus mu görüyorsun anlat bana." yanıma oturup gözlerini yüzüme dikmeye başladı. "Hayır görmüyorum, merak etme." Sadece sana aşık olduğumu kardeşin öğrendi ve bu durum beni geriyor.
"Oowww Omi-kunuma bak en güzel gülümsemesini veriyor endişelenmeyeyim diyee!" diyerek üzerime atlayıp yanaklarımı sıkmaya başlayınca onu üzerimden atmaya çalışıyordum.
Tamam şu an kalbim çok tuhaf.
Biz boğuşurken odaya giren Osamu hiç yardımcı olmuyordu tabi ki.
" Oo ben bölmeyeyim hayırlı işler. "diyerek kapıyı çarpıp gitmesiyle Atsumu üstümden inmiş tuhaf tuhaf kapıya bakıyordu. " Ne diyor bu mal ya? " dedi.
Ben de anlamamış olmak isterdim. Ancak böyle bir lüksüm yoktu. " Mal işte." diyerek geçiştirmeyi seçtim.
" Film izleyelim mi? "dedi. Aslında iyi olabilirdi. Gerginliğim de geçerdi belki. "Olur dedim."
Romantik komedi olan bir film açmıştı Atsumu. Osamu hala ortada yoktu ve bizi bilerek başbaşa bırakma çabasına hayrandım doğrusu.
Atsumu tuhaf şekilde romantik komedi seven bir tipti. Bazen Oikawa ve Hinata ile film gecesi yaparlardı - bazen buna Yachi de katılırdı- ve genelde hep dram ya da romantik komedi olurdu. Değişikti. Biz beraber genelde aksiyon filmleri izlerdik ama bu akşam romantik komedi izleme isteğine karşı koymamıştım.
"Omi-kun hiçbiriyle öpüşmedin değil mi?" dedi önündeki öpüşme sahnesini izlerken. İçtiğim meyve suyu boğazımda kalmak üzereydi.
"Boğulma lan ne dedik!" diyerek sırtıma vuruyordu bir de. Onu itip öksürüklerimi düzenlemeye çalıştım. "Mal mısın öpüşmedim tabi ki."
Sonra merakıma yenik düştüm. "Sen?"
"Yok ben de öpüşmedim." deyip ellerini başının arkasında birleştirip arkasına yaslandı.
"Omi-kuuun... Sanırım sana dokunabilen tek kişi olarak tek öpücük şansın benim." dediği an başımdan dökülen soğuk sularla ona baktım. Yüzündeki piç sırıtışıyla biliyordum dalga geçiyordu ama sakin olamıyordum. Artı olarak bu kadar arsız olması sinirimi bozuyordu. Ona kendi ilacından tattırmak istedim. Yüzüne yaklaştım sırıtarak. Yüz ifademi böyle tutmak çok zordu.
"O zaman bu şansı kullansam mı?"
"Cidden öpersem görürsün."
"Yapamazsın ki."
Cidden yüzüme yaklaşınca tam onu itecekken Osamu odaya dalmıştı. İkimizde ona bakınca. "Siktir ya erken girmişim kapı deliğinden tam görünmüyor ki!"
"Sen bizi mi gözetliyorsun pis sapık!" diyerek terliğini Osamu'ya attı Atsumu.
"Tamam tamam, hayırlı işler bölmem artık."
"Siktir git!" diye bağırmadan edemedim. Yüzüm yanıyordu resmen. Kahkaha atan Atsumuya dönmüştüm. "Ne gülüyorsun mal?"
"Kıp.. Kıpkırmızısın...."
Daha çok kahkaha...
"Kes sesini ya.."
"Merak etme Omi-kuuun, yakın arkadaşlar arada öpüşebilir." hala aynı piç sırıtışıyla dalga geçiyordu. Yanımda yastığı ona atıp filme döndüm.
Hayır, yakın arkadaşlar öpüşmez. Bu senin için eğlence olabilir ama benim için işkence.
***********
Ah liseli ergen Sakuatsum ah...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
