33. Benimle Evlenir Misin Oğuz?

6.5K 542 553
                                    

Bölümü chuchotements bebeğe ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar

°°°

Siz hiç bir 'erkek' olarak kaşlarınızı alıyorsunuz diye 'top' ilan edilip serçe parmağınıza oje sürme ve saçlarınıza toka takma cüreti gösterdiğiniz gün yakın arkadaşlarım dediğiniz iki sarhoş piç tarafından istismara -tecavüz- uğrayıp 'Erkek değilsin zaten, buna ne gerek var' diyerek cinsel organınıza dahi zarar verilirken 'Kime güveneceğim ben artık' diye düşünüp hayatınız boyunca umutsuzca 'güvenecek' bir liman aramak uğruna her türlü pisliğe bulaşmış mıydınız aileniz bile size sırt çevirdiği için?

Bulaşmıştı Cenk canı pahasına...

Umutsuz arayışlarının sonucu hep histeri benzeri krizler ile taçlanmış ve bunları bastırmak uğruna kendini mutlu hissedeceği tek şeyi yapmıştı. Ne miydi o tek şey? Tabii ki de makyaj yapmak. 

Ağlarken sürmek göze o göz kalemini-rimeli, pürüzsüz tende dolaştırmak o pudrayı ve dudaklarını ısırıp şişirerek yedirmek o kan kırmızı parlak ruju dudaklara. Onun da terapisi buydu işte ya da kaçışı mı denmeliydi buna, bilinmez.

Yediği her darbeyle biraz daha dibe çökerken iki şeye minnettardı: İlki hayatının en büyük şansı biricik dayısıydı, ikincisi ise asıl benliğini keşfettiği ve her seferinde onu ölümden döndüren şatafatlı gizli odası.

Bir makyaj masası, ışıltılı- parıltılı kıyafetlerle bezeli kocaman gardırobu, çift kişilik gökkuşağı nevresimli yatağı ve boydan aynalarla bezeli ufak bir koridorda kendiyle ve nadiren de olsa işi yoğun olan dayısıyla yaptığı minik defileler..

Dost başa düşman ayağa bakar derlerdi. İnsan da bir dönüp kendine bakmalıydı tepeden tırnağa değil mi?

Cenk buydu işte bastırmaya çalıştığı her duygusuyla ama dışarıya yansıttığı o bedbin, gıcık, abaza adam onu her geçen gün daha vazgeçilir ve eziklenir kılıyordu ne yazık ki. Herkesin ilk harcayacağı insan olma şanssızlığıyla yüzleştiği her an bir kez daha ataerkil bir toplumda yaşıyor olmasına lanet ediyor ve onu 'erkek adam' olmaktan alıkoyan her şeyden tüm benliğiyle nefret ediyordu.

Tıpkı şu an gözyaşlarına boğulmuşken dayısı geldi sanarak açtığı kapının önünde her şeyiyle olmak istediği özgüvenli adamı görünce yaşadığı hezimet yadsınamazdı...

Tanıdığından beri ilk defa alay kokmayan şaşkın bakışlarla onu süzen adamın yüzüne kapıyı kapayıp ikinciye açarken bir adım önde olma gayesiyle bağırmış lakin 'Makyajım akmış' minvalinde bir şeyler söyleyen adamla yüreğini bir korkudur almış ve gözyaşları arasında bademcikleri şişmiş gibi acıyla yutkunmuştu.

Onunla alay edecek, ezecek bir kişi daha...

"Lütfen... kimseye bahsetme bundan." derken titreyen sesi yıllardır onu her türlü pislikle yaftalayan insanlara karşı duyduğu korku yüzündendi elbette.

Sikin yok diye mi ibne oldun diyen mi dersin paranla adam satın alıyorsun kız kılıklı diyen mi dersin iyi siktiriyorsun o götü diyen mi dersin... Derlerdi ve sen önüne geçemezdin.

Farklılık cehennemin göbek adıydı çünkü bu evrende.

Nefrete sözü olamayanın sevgiye lafı gırla...

"Senin bu özel ve güzel durumun beni enterese etmez beyefendi." diyen Çağanla rimelle gürleştirdiği kirpiklerini kırpıştırdı Cenk inanmazca. Tam şu an alay ediyor olmalıydı.

Kahpe Felek {Gay} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin