yirmi dokuz

36.2K 1.3K 287
                                    

Bölümün sonuna açıklama ve bir sonra ki bölüm hakkında yazdım.

Yorumlarınızı bekliyorum.

🤍

BERKE D. SAHİ.

Bardağı dudaklarıma yerleştirdim ve tek dikişte bitirdim viskiyi.

"Biraz yavaş mı olsan, bebeğim." Sesin geldiği yöne döndüm. Sarı saçlı, kırmızı elbiseli bir kadın. Gözlerimi kapatıp geriye yaslandım.

"Git burdan." Duraksadığı hissettim. Birkaç saniye sonra adım seslerini duydum. Gitti.

"Olum kafayı mı yedin? Yüzüne bile bakmadın. Taş gibiydi." Dedi Serdar.

Bir şey demeden arka cebimden cüzdanımı çıkarıp masaya bir miktar bıraktım.

"Hadi eyvallah." Dedim ve ayaklandım.

"Ohooo." Diye bağırdı arkamdan Cenk. İnsanların arasından geçerek çıkışa yürüdüm.

Tam kapıdan çıkacakken duyduğum sesle, çakıldım. "Siktir git."

Algılayamadım.

Birkaç saniye sonra, o herkesin içinde bağırmaz, dedim kendi kendime. Korkardı çünkü. İnsanlardan çok korkardı. Bağırmaktan korkardı. Birinin ona bağırmasından korkardı.

Kandırdım kendimi böyle. Ya da kandırmak istedim.

Hızlıca mekandan çıktım. Telefonumun çalmasayla kim olduğunu bakmadan açıp kulağıma götürdüm.

"Berke?"

"Kimsin?"

"Barkın." Aleda'nınki.

"Ne var?"

"Aleda'nın telefonlarıma bakması lazım." Arabamın kapısını açıp, içeri girdim.

"Ne yaptın da, bakmıyor?"

"Bilmiyorum, sikeyim."

"Umarım onu üzmemişsindir küçük enişte." Arabayı çalıştırdım.

"Bakmalı."

"Seninle konuşmak istediğinde bakar." Kapattı.

Direkt Aleda'yı aradım. "Efendim?" Diyerek açtı telefonu. Sesi normal geliyordu.

"Nerdesin sen?"

"Dışardayım."

"Konum at."

"Noldu?"

"Uğraştırma be kızım."

"Tamam be aaa." Söylenerek telefonu kapattı. Birkaç dakika içinde konumu attı.

Yirmi dakika sonra attığı konuma ulaştım. Sahildeydi. Aldığım bira poşetini alıp indim arabadan. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Bankta oturuyordu. Yanına yürüdüm.

"Ne yapıyorsun burada kızım, bu saatte?" Diyip yerleştim bankın boşta kalan kısmına. Üstünde kısa, siyah bir elbise vardı. Hava soğuk değildi. İlk başta irkildi sonra kafası kaldırıp yüzüme baktı.

"Hava almak istedim." Dedi omuz silkerek. Poşetten bir şişe alıp, uzattım. İstekle aldı elimdeki şişeyi. Ağzıyla açtıktan sonra kafasına dikti.

"Dökül."

"Ona aşıkken nasıl hissediyordun?" Diye sordu parmaklarına takılı yüzüklerle oynayarak.

Bu konu da eskisi gibi değildim. Zaman bir ağrı kesiciydi. Ağrılarının dinmesi için kullanırdın ama yan etkilerini düşünmezdin. Ağrı kesimci zaman. Zaman geçtikçe ağrıyı kesiyordu ama sonra yan etkilerini gösteriyordu.

Aleda |texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin