Kordidorda hızla yürürken etrafa telaşla bakıyordun. Tom'u takip ediyordun ama şu anda onu kaybetmiştin. Bir anda boş bir sınıfa çekilince gözlerini kocaman açmıştın. Çığlık atmıyordun ama ağzın açılmıştı.
Karşında Tom'u görmek beklediğin en son şeydi.
"Neden beni takip ediyorsun?" Sesi sakin çıkmıştı gözlerinde alaylı bir gülümseme vardı ama sanki seni öldürebilirmiş gibiydi.
"Pardon? Seni takip falan etmiyordum hem beni bir anda buraya çeken sensin benim sana hesap sormam gerek."
"Derslerde bana baktığını görmediğimi mi düşünüyorsun? Yemek salonunda? Kütüphaneye gidip okuduğum her kitabı senin de alıp okuduğunu biliyorum. Söylesene, derdin ne senin. Yoksa benim hakkımda şu aşk saçmalığına mı kapıldın?"
"Sana aşık olduğumu mu düşünüyorsun? Merlin! Sana aşık olmam için çok büyük bir yoklukta olmam gerek!" Merlin! Çarpılacaktım.
"Ancak son tercihin mi olabilirim yani?" Bir adım yaklaştı. "O zaman söylesene nasıl bir deli aşık olmadığı birinin okuduğu her kitabı okur, sürekli onu izler."
"Aşkı biliyorsun herhalde?" Alayla güldün.
"Sadece tahmin." Dedi sakince.
"Tahminlerini kendine sakla o halde." Deyip sınıftan çıktın. Aptal aptal gülüyordun. Yolda bir iki kere ayağın takılmıştı ama hâlâ gülerek binana gidiyordun. Onunla konuşmuştun! Merlin! Sana bir kere bile bakmazken aslında senin sürekli ona baktığını fark ediyormuş. Bir anda durdun. Utançla yere baktın. Düzgün bir yalan bulmalıyım diye düşündün yoksa kendini daha da rezil edecektin ona karşı.
***
Ertesi gün yine mutlu uyanmıştın. Hem dün Tom ile konuştuğun için hem de akşam mükemmel yalanı bulduğun için. Ona arkadaş olmak istediğini söylecektin. Her şeyi buna bağlayacaktın. Başını sağlayıp kendi kendini onaylarken sınıfa varmıştın. İksir dersiydi ve Tom ile birlikte oturuyordunuz. Hemen yerine oturdun ve ders kitabını biraz karıştırdın. Bugün erken gelmiştin. Konunuz amortentia'ydı ve slughorn sizden bu hafta kendi başınıza bunu yapmanızı isteyecekti. En güzel amortentia'yı yapana bir şişe hediye edecekti. Bunu kazanmak istiyordun. Saplantılı biri değildin sadece çekmecende bir şişe amortentia bulunmasının kime ne zararı olurdu ki.
Saat ilerledikçe öğrenciler gelmeye başlamıştı ve ders de sonunda başlamıştı. Herkes kazanlarına gömülmüştü. Tom'a doğru fısıldadın.
"Selam." Göz ucuyla bile bakmamıştı ama duyduğunu biliyordun.
"Seni rahatsız ettiysem özür dilerim." Göz ucuyla sana bakıp tekrar önüne döndü. Sanki sen kimsin de beni rahatsız edebilirsin der gibiydi. Gözlerini devirdin.
"Sadece arkadaş olmaya çalışıyordum. Tekrar söylüyorum, sana aşık değilim."
Derin nefes aldı. "Arkadaşa ihtiyacım yok."
"Peki." Önüne dönüp hızla iksirini yapmaya çalıştın. İlk bitiren olmaya çalışıyordun çünkü bu en iyi bildiğin iksirlerden biriydi ve bunu herkesin bilmesini istiyordun.
Neredeyse Tom ile aynı anda bitirmiştiniz. Profesör ikinizinkine baktı ve konuştu.
"Birinizi seçmek zor ikisi de muhteşem olmuş. Alın ödülünüz. Aranızda paylaşırsınız." Profesörün bu sözlerine gülüyordun.
"Ona verin." Dedi Tom. "Benim ihtiyacım yok." Güldün.
"Olmaz tabi, soğuk." Diye fısıldadın.
"Ne dedin sen?" Dedi Tom.
"Ne? Bir şey demedim."
"Bana soğuk mu dedin?"
"Yo ne alakası var, yanlış duymuşsun sen."
"Sınırlarını zorlama." Dedi.
"Zorlarsam ne olur?" Dedin.
"Öhöm öhöm." İkinizde profesöre döndünüz.
"Çocuklar uslu durun. Dersimiz bitti herkes çıkabilir."
"Ben alayım iksiri. İhtiyacım falan olur belki belli olmaz. İyi günler profesör." Deyip sınıftan çıktın. Tom'u konuşmanın ortasında bırakıp gitmek ne kadar onunla konuşamayacak olsan da sana güç veriyordu bunu hissedebiliyordun. Onun nasıl biri olduğunu iyi bildiğinden seni bırakıp gitme gücünü ona bırakmıyordun.
***
Birkaç gün sonra. Bugün tatildi, biraz kafanı dinlemek istiyordun kendine bir muggle kitabı bulmuştun ve onu okuyordun ama okumak için en iyi yeri biliyordun. Hızla okulun yanındaki ormana doğru gidiyordun. Çok fazla derinlere girmiyordun çünkü öyle ortamlara dayanamıyordun. Koskoca ormanın ortasında tek başına durmak sana şok geçirtebilirdi bu yüzden okulu ve öğrencileri görebildiğin ama çokta yakın olmadığın bir ağacın altına oturdun.
Kitaba iyice dalıp kendini dünyadan soyutlamışken duyduğun ses seni korkutmuştu ve çığlık atmıştın.
"Fazla olmaya başladın." Çığlık atmana göz devirdi.
"Ne diyorsun be? Ödümü kopardın."
"Neden buradasın."
"Okuyorum görmüyor musun?"
"Okuduğunu görebiliyorum neden burada okuduğunu soruyorum."
"İşte ağaç, sessizlik falan." Derin nefes aldı. Sabrı kalmamış gibi gözüküyordu.
"Ne o şimdi de burayı mı keşfettin, kurtuluş yok mu senden?"
"Cidden ne dediğini anlamıyorum sadece kitap okumaya gelmiştim teşekkür ederim bütün ortamı bozduğun için. Umarım- umarım kitabın yırtılır." Sadece küfür etmek istememiştin ama bu kadar saçma bir şey söyleyeceğini tahmin etseydin baştan ağzını açmazdın. Hızla okula doğru yürüdün. Bir yandan da sinirliydin. Ne kadar onu seviyor olsanda böyle davranması sinirini bozmuştu ve gözlerin dolmaya başlamıştı. Kimsenin olmayacağını düşünüp astronomi kulesine çıktın.
Tam ağlamak üzereydin ki kendini durdurdun. Burada aptal aptal ağlamayacaktın. Hemen ormana gidip Tom'u buldun. Seni kaldırdığı yerin karşısında oturmuş kitap okuyordu.
"Sen kötü kalpli iğrenç bir hamam böceğisin Riddle." Tom başını kaldırıp sana baktı.
"Benim nerede oturduğum, kitabımı nerede okuduğum veya hangi kitapları okuduğum seni ilgilendirmez istediğimi yaparım ve canım şu anda burada oturup kitabımı okumak istiyor, keyfimi sen bile kaçıramazsın." Sinirle sana bakıyordu ama sen umursamadan kalktığın ağacın altına oturdun ve kitabını okumaya başladın. Bakışlarını üstünde hissediyordun ve korkmuyor değildin ama yine de belli etmemeye çalıştın.
Saatler sonra Tom'un kalktığını fark ettin ama bakmadın. Yanına geldi ve kitap uzattı.
"Bu ne?" Dedin.
"Şimdi bitirdim, kütüphaneye kadar gitmeye zahmet etme diye veriyorum, iyi okumalar." Deyip gitti.
Biraz şaşkın biraz mutlu biraz da heyecanlıydın. Verdiği kitabı karıştırmaya başladın, iksirler hakkında oldukça detaylı bir kitaptı. Kitabı karıştırırken arasından bir kağıt düştü. Eline alıp baktın, şöyle yazıyordu;
Gece yarısı olduğunda astronomi kulesine gel,
Riddle
Selaaam
Kitap tek bölüm tek bölüm olmasını düşünüyordum ama bunu iki part yapacağım belki üç bile olur genelde hayal etlerde hızlı gelişiyor olaylar ben öyle olmasını istemedim
lütfen düşüncelerinizi yazın
istek alabilirim belki bilmiyorum
öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕿𝖍𝖆𝖙'𝖘 𝕸𝖞 𝕷𝖔𝖛𝖊 𝕹𝖔𝖙 𝖄𝖔𝖚𝖗
Short StoryTom Riddle ile Hayal Et Uzun zamandır platonik olduğun Tom Riddle sonunda seni fark etti. One Shot hikayeler Bazen birkaç part uzayabilir