~90~

2.1K 164 9
                                    

Karşımda donup kalmıştı kaşlarımı çatıp yanağını okşadım.

"Karan iyi misin?"

Şaşkınlığını gizlemeyi başaramamış ve kaşlarını kaldırarak gülmüştü.

"Bu da nereden çıktı?" dedi gülerek.

"Ciddiyim ben bugün evlenelim. Güneşin doğuşunda evliliğimizi kutlayalım."

"Seninle evlenmeyi her şeyden çok istiyorum ama bu acelen ne?"

Diğerleri de istemsizce kulak misafiri olmuş ve dışarı çıkmışlardı. Beklediğimin aksine alkışlayarak etrafımıza toplanmış ve beni desteklemişlerdi.

"Evet de! Evet de!"

Gözlerindeki mutluluk gözlerimi doldurmuştu. Gülerek başını sallayıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Her ne kadar doğa üstü varlık olsak da bizimde duygularımız vardı. Bir vampişrin kalbi atıyor ve duygularını en dibine kadar yaşıyordu. Bense saf kan melezdim ve aynı şekilde duygularımı en dibine kadar yaşıyordum. Efsaneler, kitaplar, konuşulanlar hep yalandı. Her varlığın duyguları vardı ağlayabiliyorlar, gülebiliyorlar, üzülebiliyorlar ve mutlu olabiliyorlardı.

...

Hemen düğün hazırlıkların başlanmıştı. Diğerleri bahçede küçük de olsa düğün için süslemeler hazırlarken Karan ile odaya çıkmıştık. Lina benim için gelinlik almaya Uygar da ona eşlik ederek Karan'a damatlık almaya gitmişti. Düğün için hazırlıkları kendi elleriyle hazırlamak istedikleri için hep bir elden eğlenerek vakti geçiriyorlardı.

Karan tam karşımda elleri belimde bana hayallerini anlatırken daha fazla dinleyememiş ve konuşmuştum.

"Seni gelinliğin içinde görmeyi o kadar çok istiyorum ki-"

"Karan.."

"Efendim küçük kızıl?"

"Konuşmamız gereken başka bir şey var."

Yüzümün düştüğünü ve gözlerimin dolduğunu fark edince bir adım geri çekilerek gözlerimin içine baktı.

"Konuşalım, konuşalım da neden ağlıyorsun?"

"Çünkü söyleyeceklerim ikimizi de incitecek."

"Anlamadım? Bu ne demek şimdi Sima?"

Başımı eğip zorla yutkundum. Nasıl başlayacaktım ki şimdi ben? Yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerimin içine bakmamı sağladığında titreyen dudaklarımı araladım.

"Korkutuyorsun beni Sima ne oluyor anlat artık."

"Nereden başlayacağımı inan bilmiyorum."

"En başından başla."

"Tanrı'nın doğa üstü varlıklar için gönderdiği kitabı biliyor musun?"

Korkulu yüz ifadesi bşr anda öfkeye dönüşmüştü. Çatık kaşlarıyla sessizce izlemeye ve dinlemeye devam ederken titrek nefesler vererek konuşmaya devam ettim.

"Dün katil hayaletler tarafından saldırıya uğradık ve hepimizi yaralandık. Bu nasıl söylenir bilmiyorum ama içimde bulunan bu zehir bir zaman sonra beni yok edecekmiş."

Elleri yüzümden yavaş yavaş kayarken yeşil gözleri siyaha doğru ilerliyordu.

"Katil hayaletleri bir tek ben öldürebilirim ve bu yüzden içimdeki bu zehirle birlikte bende dahil hepsini yok edeceğim."

Siyah gözleri dolarken dalgaya alarak arkasını döndü. Dağınık saçlarını daha fazla dağıtarak güldü.

"Hayır, hayır, hayır."

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin