Ertesi sabah Esra yatağında, düşüncelerinde kaybolmuş bir şekilde öylece oturuyordu. Bütün gece uyumamıştı. Ozan'ı kayıkların orada bıraktıktan sonra doğruca eve gelmiş odasına çıkmış kendini yatağına atmıştı. Annesi defalarca yemeğe çağırmıştı ama canı hiçbir şey istemiyordu. Ne düşüneceğini ne yapacağını bilmiyordu. Kendisi gittikten sonra Ozan'ın ne yaptığını merak ediyordu. Geri dönmüş müydü acaba düğüne? Ona geri dönmeyeceğim demişti ama güveni yoktu ki Ozan'a. Belki de Esra onu tersledi diye kızmış ve gidip evet demişti. Belki de Çağla aramıştı tıpkı o akşam evlerinde yemeği yarım bırakıp gittiği gibi koşa koşa gitmişti. Düşündükçe Ozan'ın kendisini hayal kırıklığına uğrattığı başka bir anı hatırlıyordu.
Ayrıldıktan sonra Esra'nın kendisini çok yalnız hissettiği zamanlar olmuştu. O zamanlar sadece güzel anıları hatırlardı. Sanki çok mutlu bir evlilikleri varmış da Esra bir hiç uğruna o evliliği bitirmiş gibi. Öyle günlerde kendisine çok kızardı. Şimdi de sadece kötü anılar aklına doluyordu. Geçmişten ve günümüzden. Sıkıntıyla iç geçirdi. Her ne kadar Ozan'ı affedemeyeceğini düşünse de Çağla'ya gitsin istemiyordu. Başkasına dokunsun, başkasını sevsin, başkasına gülümsesin istemiyordu.
Çalan telefonun sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı, yatağın yanındaki komodinden uzanıp telefonunu aldı. Ekrandaki ismi görünce şaşırdı, beklemiyordu onun aramasını.
-Efendim Musa
-Esra. Ozan nerede biliyor musun?
-Bilmem mi gerekiyor? Karısıyla balayıdadır herhalde neden bana soruyorsun?
-Esra düğün olmadı ki! Ozan apar topar çekip gitti sonra da geri gelmedi. Zeyno'nun dediğine göre seninle konuşmak için gitmiş.
Demek dönmemişti düğüne. Esra'nın dudaklarını istemeden de olsa bir gülümseme almıştı şimdi. Çabucak kendini toparlamaya çalıştı.
-Evet, benim yanıma geldi.
-Ee?
-Ne ee?
-Nerede Ozan bilmiyor musun?
-Bilmiyorum Musa. Ben eve döndüm o nereye gitti bilmiyorum.
-Tamam yenge sen bugün tersinden kalkmışsın belli. Haksızsın da diyemiyorum. Görüşürüz o zaman.
-Musa kapatma bir dakika.
-Efendim yenge
-Yenge deme Musa, yenge deme. Ozan'ı bulursan haber et diyecektim.
-Tamam yengem sen nasıl istersen.
-Mu...
Esra yine yenge dediği için kızacakken Musa telefonu kapatmıştı bile. Telefonu yatağın diğer ucuna fırlattı, başını yastığına gömdü. Evlenmemişti. Dönmemişti düğüne. Yatağın içinde bir oraya bir buraya dönüp içindeki mutluluğu bastırmaya çalıştı. Başaramayınca çığlık atmamak için yastığını ısırdı yüzünü iyice yastığa gömdü. Beş dakika sonra sakinleştiğine karar verince yataktan çıktı. Neşeli bir şekilde giyindi. Saçlarını toplarken gülümseyerek şarkı mırıldanıyordu. Ben kuşlardan da küçüktüm bir gece vaktiydi. Aşk tuttu elimden benim. Geçtim düşler sokağından bir gece vaktiydi… Sonra bir an durdu. Hangi şarkıyı söylediğini farkedince yutkundu. Bıraktı söylemeyi. Ozan'la ikisinin şarkısıydı bu.
-flashback-
Elinde börek tepsisi ile oflaya poflaya yokuşu çıkarken ağabeyine söylenmekten de kendisini alamıyordu Esra. Eko yine kim bilir nerede arkadaşlarıyla maç yaptığı için siparişleri götürmek Esra'ya kalmıştı. Dükkanda müşteri çoktu, babası yine bir şeyler icat etmek için defterine gömülmüştü. Annesi de okuldan gelir gelmez börek tepsisini Esra'nın eline tutuşturmuştu. Zaten çok geç kaldık kızım akşam yemeğine yetişmesi lazım. Bir koşu götürüver. İki sokak yukarısı zaten. demişti annesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatıralar
FanfictionEsra ve Ozan'ın hikayesini on birinci bölümden itibaren baştan yazıyorum. Ozan düğün günü Zeyno'dan gerçekleri öğrendikten sonra ne yapmalıydı? Hikaye nasıl devam etmeliydi? İşte benim görmek istediğim #EsZan