KALP SIZIM

10 0 0
                                    

Bir kişi bir yazı yazmaya karar verince başta o yazıyı kafasında taslak yapar. Giriş, gelişme, sonuç... Bunu herkes bu şekilde bilir. Çünkü bu böyledir bunun aksi söylenemez. Fakat şöyle bir şey var ki şu an ben bu mısraları yazarken nerden başlasam ya da hikayem nasıl olursa güzel olur diye düşünmeden başladım yazmaya. Hiç kolay değil insanın içinden geçenleri bir kağıda ya da bir sayfaya aktarması. Yazarken acaba okuyan kişiye bunu hissettirip hissettiremeyeceğini düşünüyorsun. Tamam şimdi içimizi döktük. Hata yapmamız çok yüksek ihtimal. Kalbimizdekileri hissettirememek bir ihtimal. Bu hikayede gerçekten alıntılar vereceğim. Herkesin sustuğu hiç kimsenin duymak ve görmek istemediği şeyleri anlatacağım. Görse bile sessiz kalıp görmezden geldiği şeyleri. Şimdi başlıyorum, bir günlük gibi yazacağım bunu.

Yine soğuk bir gün. Yine aylardan kış. Hava gibi kalbimde soğuk. Bugün yine aldım elime kağıt kalemi. Hissettiklerimi, acılarımı ve dertlerimi paylaşmak için. Nereden başlamam gerek hiç bilmiyorum. Geçmişten mi günümüzden mi? Geçmişten başlayalım, günümüze kadar gelelim bakalım neler yaşanmış ve yaşanmaya devam ediyor. Hayal kurarak, gözümüzde canlandırarak başlayalım. 6 yaşında bir kız çocuğu düşünün. Bu kız çocuğu bizim ana karakterimiz. Her şey bu kız çocuğumuzun başından geçiyor. Kızımızı biraz daha belirtelim nasıl bir şey olduğunu ki gözümüzde iyice canlansın. Siyah kıvırcık kısa saçları, yeşil gözleri , buğday teni, gülünce gözleri gülen dünya tatlısı bir kız çocuğu. Kızımız çok saf ve çok temiz kalpli. Herkesi kendi gibi sanan bir minik. Dünyanın ne kadar acımasız ne kadar zalim oluşundan bir haber. Kız olarak doğmuş olmanın , dünyaya 1-0 gelmiş olmanın ne demek olduğunu bile daha bilmeyen, kız olarak doğduğu için yapılacak kayırmalardan habersiz. Bu dünya da kadınsan bu hayata yenik düşerek gelirsin. Kadınsan sorumlulukların çoktur. Suçlanacak kadınlığın , aşağılanacak namusun ve bir o kadarda karaktersiz oluşunu daha ana rahmine düştüğünde hayat belirler. Eğer kadınsan ezilmeye , sessiz kalmaya, aşağılanmaya mecbursundur. Eğer kadınsan sen sevmesen bile zorla sevilmeye, tecavüz edilmeye, şiddet görmeye hatta ve hatta ölmeye mahkûmsundur. Bu senin istemesen de kaderindir. Çünkü sen erkek değilsindir. Nerden nereye bağladın diyeceksiniz. Aslında her şey sadece kadın olduğu için olmuştu. Ne geldiyse başına kadın olarak doğduğu için gelmişti. Bu yüzden bir isim yok bu hikayede. Çünkü bu bir Özgecan Aslan ya da Emine Bulut olabilir. O yüzden bir isim yok. Bir çok kadının yaşadıklarıdır çünkü bu. Bana kimse inanmaz, söylesem ne gözle bakarlar, benden faydalanmaya kalkarlar mı diye sustukları şeylerdir. 6 yaşındaki kızımızın hikayesine gelelim. Uzun zamandır görmediği, uzaktan gelen, abi  dediği insanı görecektir. Abi dediği kişinin yanına gider bir süre onun yanında kalır. O şahıs boş bir an kollamaya başlar ve o boş an yalnız kalacakları an gelir. Haince kurduğu planını gerçekleştirmeye başlar. Kızımız 6 yaşında olduğu için oyun çağındadır. Doğru yanlış nedir bilemez. Bu şahıs kızımıza oyun oynamayı teklif eder. Kız hem sevdiği hem de abisi gibi gördüğü bu kişi ile oyun oynamayı kabul eder. Oyunu o belirler kıza seçme şansı bile sunmadan. İşte orada hayat örgüsünü örmeye başlamıştır. Kıza doktorculuk oynayacaklarını, kendisinin doktor olacağını ve kızın hasta olması gerektiğini söyler. Kız onun yanına bir hasta gibi gidecek o ise bir doktor gibi onunla ilgileneceğini söyler. Kız dediklerini harfiyen uygular, daha hiç bir şey bilmediği ve o kişiye güvendiği için başına bir şey geleceğinden korkmaksızın oynamaya devam eder. O erkek kıza yüz üstü yatmasını ve kalçasını sıyırmasını söyler. Kız başta itiraz eder ama çocuk ona kırmızı bir kalem gösterip şakacıktan bunun bir iğne olduğunu ve bunu onun kalçasına vuracağını söyler. Kız gitmek ister ama izin vermez. Kız oynamaya mecburdur. Kız dediklerini yapmaya başlar. Önce yüz üstü uzanır daha sonra kalçasını sıyırır. Kıza sakın  kafasını kaldırmamasını ve arkasını dönmemesini tembih eder. Kız biraz korkmaya başladığı için dediklerini yapar. Kız başta üstünde bir ağırlık hisseder, daha sonrasında pijaması ve iç çamaşırının daha çok aşağıya indiğini hisseder. Titremeye ve nefesi kesilmeye başlamıştı. Şimdi sırada ne vardı bilmiyordu. Biraz durduktan sonra o üstündeki ağırlık daha da artmaya başlamış ve vücuduna temas eden farklı bir şey hissetmiştir. Üstündeki ağırlık bir hafifliyor bir artıyordu. Ne yapması gerekiyordu bilmiyordu, korkuyordu ve bu yüzden susmak zorundaydı. O şahısın işi bittiğinde kıza kalkmasını ve toparlanmasını söyledi. Kız kalkıp üstünü toparladığında o erkeğin yüz ifadesi çok farklı gelmişti. O erkek usulca yanaştı ve ona şöyle söyledi. "Sakın kimseye bu oyundan bahsetme." dedi. Kız bir şey anlamadığı için sadece başını salladı ve oradan gitti. Şimdi yobaz bir zihniyetin dilinden konuşalım. Bu olay yaşandı küçük kız çocuğunun ne olup bittiğini anlaması çok zordu çünkü o doğruyu ve yanlışı ayırt edemezdi. Bu bahsedilen erkek çocuğu 14 yaşlarında ergen kendine hakim olamayan bir yaratıktı. Evet duyar gibiyim o da çocuktu onu suçlayamazsın diyorsunuz belki. Ama şunu unutuyorsunuz. Kızımız 6 yaşındayken hayata karşı hiç bir tecrübesi ya da hiç bir bilgisi yokken bu olayı yaşadı. Bunun yaşı başı çocukluğu yoktur taciz tacizdir. Tecavüz de tecavüzdür. Bunu kimse değiştiremez. Evet o 14-15 yaşındaydı ama hayata karşı bildiği şeyler vardı. Doğru neydi yanlış neydi biliyordu. O kıza dokunursa rahatlayacağını da biliyordu. Yani o çocuk gibi düşünmüyordu. O bunu bilerek ve isteyerek yapıyordu. Ama o kız bunu bilmiyordu ne demek olduğunu. Bunun ilerde başına neler açabileceğini bile bilmiyordu. Adının namussuza hatta ve hatta hayat kadınına bile yükselebilirdi. Kimse onun suçsuz olduğunu düşünmezdi. Herkes onun o çocuğu şevke getirdiğini söylerdi. Kim inanırdı ki o kıza. Eğer istemeseydi kız bağırırdı ama kız sessiz kaldı demek ki oda istiyordu. Dimi böyle düşünürler. Erkeğin olduğu evde ne işi vardı olur şimdi. Peki kız size dese ki bu erkek benim hiç yabancım değil. Çok yakın bir akrabam o zaman ne olurdu düşünceleriniz. Değişir miydi fikriniz? Kıza üzülüp kızı haklı bulur muydunuz? Durun ben söyleyeyim. O kızı yine haklı bulmazdınız. Bir ses yükseldi arkadaki cahil topluluktan, kadına saygısı olmayan, kadını bir araç gereç, bir hizmetçi ve bir çok şey gibi görenlerden... "O erkektir yapar. Kız kendini korusaydı." O kız bunu yapamadı çünkü küçüktü, bağıramadı çünkü baskılanmıştı, karşı koyamadı çünkü gücü karşısındaki dev bedene karşılık veremedi. Kendi bedeni küçücüktü. Bu hayatın zalim baskısına yenik düşecekti. Artık ailesi ve çevresindekiler için geçerli olan sadece kadınlara mahsusmuş gibi görünen namusu gitmişti. Ama o minik beden bunu bilmiyordu. Bildiği ve gördüğü her şey tozpembeydi onun gözünde. Hayat onun için bir evcilikti. Şimdi onu koruyacak kim vardı. Daha bitmemişti. Bu bir başlangıçtı, sustuğu ve korktuğu için daha çok canı yanacaktı.



Hikaye hakkında düşündüklerinizi yorumlarda dile getirirseniz çok sevinirim. İyi okumalar diliyorum. Kendinize çok çok iyi bakın dertleşmek isteyenleri, konuşmaya korkanları daima yanında olacağım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin