Çooook çok uzun zamandır bölüm atmamama rağmen kısa bir bölümle geldim maalesef. Burada kesmek doğru geldi açıkçası:( Ayy neyse umarım olmuştur. Bir yanlışımı görürseniz söylemekten çekinmeyin lütfen. Keyifli okumalar.❤️♪MISSIO- Dizzy
"Şaka yapıyor gibi mi duruyorum?"
Namjoon'un elindeki bezle yeni aldığı bardakları sildiği sırada Jimin'in neyden bahsettiğini anlamaya çalışmıştım. Bir dakika, büyük olay bendeydi! Buraya patlamaya hazır bombamla gelmişken Jimin'in sikimsonik hayat maceralarının beni nakavt etmesine izin veremezdim. Fakat kafamı onun yüzünü görebilecek şekilde çevirip baktığımda söyleceklerimi yutmuştum bir anlığına. Gülmeye başlamış ve durumun garipliğine şaşırmıştım içten içe.
"Buradan bakınca yeni sevişmiş gibi duruyorsun."
Minik parmaklarına geçirdiği yüzükleri onun için her zaman çok değerli olmuştu ama şimdi umursamazca tezgaha vuruyor, stresli olduğunu her nefesiyle belli ediyordu. Ne zaman birileriyle ilişkisi olduğunu veya birisinden etkilendiğini öğrensek bu hale bürünürdü, yüzündeki seksiliğe nazaran içinde utangaç bir çocuk taşıyor gibiydi ve buna alışmanız zaman alıyordu.
"Nasıl yani Jimin? Bana okulun ilk gününden seviştim deme." demiştim hayretle moddan bir türlü çıkamayışını gördüğümde. Bu adam başlı başlına şaka gibiydi, dostlarımın en az benim kadar garip davranışları olduğunu bilirdim fakat Jimin bugüne kadar hiç böylesine uçmamıştı. Ya da uçmuştu, sadece iyi bir oyuncuydu ve fark edememiştik.
"Pekala anlatıyorum anasını satayım, bir şeyler oldu. Şu senin Taehyung'u arama macerandan aşırı bunalıp salondan çıkınca birisiyle karşılaştım. Daha doğrusu çarptım işte adama, olay çıkardı. Hayır anlamıyorum ki ota boka yükselen şu tipleri." dediğinde yarım ağzıyla sırıtmış, bir taraftan da bana bakmıştı. Çoğu zaman en ufak bir şeyde ortalığı yakıp yıkar, bazense kanepede uzanırken yalnızca çok sıcak olduğu için güneşe söverken yakalanırdım ona. İlk tanıştığımız dönem bu tavrımı garipsese de artık durum böyle değildi. Eve geldiğinde aşıları yaptırılmamış bir kuduz köpeğin yapabileceğinden fazlasıyla karşılaşabiliyor fakat yine de sesini çıkarmıyordu. Cam kırıklarının üstünden tüm titizliğiyle atlayıp işine bakıyordu.
"Eee.." Çene hatları belirgin diyebileceğim bir yüzü vardı ama yanakları bu tür durumlarda kızararak kendini öne çıkarıyordu. Hal böyleyken beş yaşındaki kuzenime benzeyen ev arkadaşımı yanı başımda görmek içimdeki gülme isteğini alevlendiriyordu. Gülümseyerek çenesinden tutup yüzünü kendiminkine çevirerek atılmıştım.
"Sadede gelecek olursak ne bu yüzündeki 'Ben beş dakika önce seviştim.' ifadesi?"
"Zaten beş dakika önce seviştim Jeon." demesiyle birkaç saniye sonra ziyan ettiğim için yakınacağım ağzımdaki viskiyi kahkahayla dışarı çıkarmam bir olmuştu. Pekala barların arıza çocuğu olarak bilindiğimi söylemiştim, değil mi? Park Jimin ise aramızdaki en çapkınımızdı, şaşırmamın tek sebebiyse okuldan atılmamak için her boku yiyen ve her hareketine dikkat eden arkadaşımın ilk günden birisiyle yiyişmesiydi. İşin eğlenceli tarafı bunu anlatırken daha fazlası çok da mümkünmüş gibi kızardıkça kızarmasıydı.
"Dalga mı geçiyorsun?" Bu kadarına bir hayli şaşıran Namjoon tezgahın sol tarafındaki sipariş sırasını bir anlığına unutarak bize dönmüştü. Yüzünde benimkinden farksız, şaşkın bir ifade vardı ve ikimiz de bir açıklama bekleyişi içerisindeydik.
"Beyler nedir bu şaşkın ördek tripleriniz, gören de sikiş dönüyor sanacak." Hoseok'un neşeli ses tonu hepimizin dikkatini giriş kapısına çekmişti. Namjoon ise saniyeler içerisinde duyduklarını boşverip onu bekleyen sıraya yönelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sucker | taekook
Fanficjeon jeongguk kampüsün içinde pembe sakızıyla yürür, kim taehyung'un bal sarısı gözlerini üzerine çekmek için kıvranır dururdu. kim taehyung ise varoluşu boyunca gördüğü en güzel adama bakarken irislerinin parladığının farkına varamazdı. dengeleri k...