choke.

two.

"Peki kaybedenin cezası ne?"  Liesel, Eugene'nin az önce yaptığı patlamış mısırı yerken sordu.

Soaré bir süre cezayı düşündü.

Ormanın ortasında oldukları için zordu, yapabilecekleri pek bir şey yoktu.

Ama dahi Charl harika bir fikri ağzından kaçırdı.  "Kaybedenin grubun yanından çok uzakta, dışarıda uyumasına ne dersin. Basit olsun, ormanın tam ortasında. Yalnız."  Hatta son sözü vurguladı. Charl'ın fikrini duyunca herkesin çenesi düştü.

Ne dâhiyane, değil mi?

Soaré heyecanla elini çırpmaya başladı, "Harika! Hadi yapalım."

Kötü bir ruh halideyken, arkadaşlarına gözlerini deviren Delisle ve Mirabelle'nin neden ben katıldım yüz ifadesine karşılık Soaré ve Liesel şeytani bir şekilde sırıtıyorlardı. 

"Peki ilk kim?" 

"Lotus ve Delisle!" 

Delisle hemen Soaré'ye ölümcül bakışlar gönderdi ve ona küfretmeye devam etti. Öte yandan Lotus gerçekten korkmuştu. Masanın ortasına doğru yürürken bacakları titriyordu.

"Ben oynamak istemiyorum! Bunu oynamak zorunda mıyım?"  diye sızlandı ama diğerleri tarafından görmezden gelindi.

O oyunu oynamaya başladıklarında, farkında olmadan saat 12'ydi. Korkutucu? Evet öyle ama bu Soaré, Liesel ve Alex için değil. 

Delisle ve Lotus ellerini birbirlerinin boynuna koydular. Kalp atışları son derece hızlıydı, gerginlikten alınlarında terler akmaya başlamıştı. Kim gerilmez ki?

Birbirlerini boğmaya başlar başlamaz, zamanı kaydetmekten sorumlu olan Lion, anında zamanlayıcıya tıkladı, diğerleri garip bir şekilde olarak izliyordu.

Ama Soaré omuz silkti ve onlara güldü bu zaten başından beri oyuna karşı olan Matt'i sinirlendirdi.

İkisi birbirlerinin boğazlarını gevşek sıktığından, Liesel birbirlerini daha fazla boğmalarını istedi. Delisle'nin el damarları görebilinecek hâldeydi ama  Lotus'un elleri onu engelledi. 

Matt paniklemeye başladı, oturduğu yerden kalktı ve Liesel'e bağırdı. "Delirdin mi!? Düşman mısın!? Nasıl daha fazla boğmalarını istersin birbirlerini!? Onların gerçekten ölmesini mi istiyorsun!?"

"Kendine hakim ol, Matt. Onlar sadece çocuk."  Selena, Matt'i sakinleştirmeye çalıştı. 

"Bu aptal oyunu oynarken kendimi nasıl sakin tutabilirim?!" Selena bir şey söylemek üzereyken Matt ona bağırdı. 

Lotus yardım istiyor veya bağırmak istiyor ama yapamıyor gibi garip sesler çıkarmaya başladı. Yüzü kırmızıya dönüyordu, gerçek kırmızı, sert kırmızı.  Delisle dur demeye çalıştı ama yapamadı. 

Yumuşak bir inilti olarak çıktı. "Soaré hemen bu aptalca şeyi durdurmalarını iste!" 

"Bekle, neredeyse zamanı geldi." Soaré gözlerini ikisine odaklandı, öfkeli Matt'e bakma zahmetine bile girmedi. 

"Seni sikeri-"

Bitti. 

Matt cümlesini bitiremeden Lotus ve Delisle arasındaki savaş bitmişti. 

Kazanan Delisle'ydi. 

Şu anda şiddetle öksürüyordu, sakin kalmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu, delicesine nefes alıyordu. 

Diğerleri daha sonra bilinçsizce yerde yatan Lotus'a bakmaya gittiler. 

"Sıra sende Matt." Oyun devam etti ve Matt, oyunun sonuna kadar arkadaşlarının bayıldığını her gördüğünde ve tabii ki Eugene ile olan savaşında kazanan olduğunda, sakin kalmak için gözlerini kapatmak ve biraz su içmek zorunda kaldı. 

Zaten bu oyunu oynamayı hiç istemiyordu.

Ve beklenmedik bir şekilde, onları bu aptal, çılgın ve tehlikeli oyunu oynamaya ikna eden bütün arkadaşları buna güldüler.

Özellikle de Soaré.