evet babamın yanına gidiyordum ne hissettiğimi bilmiyorum kendimi küçük yaşlardaki çaresiz küçük bir umut ışığı arayan çocuk gibi hissediyordum.
çağırdığı yere gelmiştim denize karşı olan açık bir restoranttı biraz bekledikten sonra adımlarıyla buraya yaklaşan biri geliyordu babam olan şahıs.
"ozan oğlum"diyerek yanıma yaklaştı sarılacakken bozuk bir ifade almıştı yüzümü ellerini ittirip "ne oğlumu ya geldim buraya ne diyorsan de çıkıp gidicem senin gibi biriyle aynı ortamda kalmak bile istemiyorum" dedim.
"tamam sakin ol çok zamanını almıycam"
"beni buraya neden çağırdın beni neden aradın benden ne istiyorsun ?"
"ozan ben hapishanedeydim yeni çıktım tabi içerde çok düşündüm ben dersler çıkardım kendimi suçladım hatalarımın farkına vardım ben artık senin,kardeşinin ve annenin yanında olmak istiyorum"
sinirlenerek ayağa kalkıp yakasına yapışmıştı ozan "kardeşimin hele annemin adını sakın ağzına alma sen kendini ne sanıyorsun sen kimsin bizim yanımızda olacaksın" insanların onlara baktığını fark ederek bırakmıştı yakasını.
"ben senin babanım beni mi döveceksin ?" demişti
ozan sinirlenerek "annem ve kardeşimin adını bir daha ağzına alırsan ölümün benim elimden olur söyle artık ne söyleyeceksen"- hapishaneden çıktım senin yanına yerleşmek istemiştim ama gördüğüm üzere bana çok kızgınsın e yanındada kalamıyacağım
"para istiyorsun yani dimi köpek herif seni takıp buraya gelen zaten aptal,buraya gelmeden önce belki bana bir açıklaman olur sanmıştım yıllar ardından beni neden babasız bıraktığını anlatırsın sanmıştım"
ozan cüzdanındaki para destesini çıkararak yüzüne fırlatmıştı " senden nefret ediyorum"ozan ayağa kalkarak arabasına gitmişti boş boş yola bakarak düşünüyordu neden insanlar çıkarları için onu arıyordu,insanlar çıkarları için birilerini kullanmak istiyordu aklı almıyordu gözyaşlarını tutamayarak bırakmıştı onları yanaklarından yaşlar süzülüyordu.
kendini toparlayarak eve doğru yol almıştı.
ve eve gelmişti.
-
yukarı çıkıp üzerimi değiştirmiştim telefonumun çaldığını fark ederek içerden almaya gittim.esra arıyordu kısılmış yorgun bir ses tonuyla telefonu açmıştım
esra : sesin neden öyle geliyor
ozan : babamın yanına gittim
-
-
olayların hepsini esraya anlatmıştım
esra : ne diyeceğimi bilmiyorumozan : bir şey demene gerek yok bende diyemiyorum
esra : ozan bir yerlere gidelim mi ? hem kafan dağılır
kulağımda olan telefonla yere bakarak hafif bir tebessüm ederek "bana sanırım en iyi gelecek şey şuan bu" diyerek onayladım bu fikrini
esra : nereye gitmek istersin
biraz düşündükten sonra konuşmaya girmiştim
ozan : tekneyle dolaşmaya çıkalım mı uzun süredir gitmiyorum tekneye
esra : olur o zaman akşam alırsın beni :)
evett sonunda sınır doldu ve bölüm atabildim biraz geçiş bölümü oldu
esra ve ozan tekneye gidiyo bakalım bakalımmmm🤭Sınır / 30