"günaydın hayatım."
taehyung gözlerini aralamaya çalıştığı sırada duyduğu sesle yüzünde büyüyen gülümsemeye engel olamadı. gözlerini tamamen açtığında karşısındaki yüzle beraber gülüşü giderek büyümüş, biraz da şımarık bir havayla kolunu eşinin beline sarıp bedenlerini iyice yakınlaştırmıştı.
"günaydın."
jimin'in kıkırdamaları göğsünde dağılırken çenesini uykudan dolayı karman çorman olan kabarık saçlara yasladıktan sonra küçük bir öpücük bıraktı.
"bakıyorum da keyiflisin bugün?"
"sen varsın ya yanımda o yüzden."
taehyung şakayla karışık cevapladığında sebebin gerçekten bu olduğunu ikisi de biliyordu. jimin yanındaydı; kolları arasında kendisine sarılıyordu. taehyung için bu kadarı yeterliydi, hep öyle olmuştu. ellerinden birini eşinin saçlarına atıp yavaş yavaş okşamaya başladı. ne zaman bunu yapsa jimin'in mayıştığını biliyordu, gergin olduğu zamanlarda sakinleştirmek için mükemmel bir yöntemdi. jimin saçındaki dokunuşlarla taehyung'un göğsüne daha da sokulurken taehyung küçük bir gülüş bıraktı.
"ama böyle yapmaya devam edersen bütün gün böyle yatarız taehyung."
"benim hiçbir şikayetim yok şu an bütün gün böyle kalabilirim."
jimin gülerek göğsüne hafifçe vurduktan sonra geri çekilip alnına bir öpücük bıraktı ve yavaşça doğruldu.
"olmaz öyle, tüm günü yatakta mı geçirelim?"
"daha iyi bir önerin var mı?"
taehyung alttan bakışlarla jimin'e bakarken bir yandan da parmakları jimin'in kolunun içini okşuyordu.
"kalkalım, güzel bir kahvaltı yapalım. sonrasında bakarız ne yapacağımıza."
taehyung sessizce onayladıktan sonra jimin'in banyoya gidişini izledi bir süre. yorganı kenara itip peşinden ilerlediğinde jimin çoktan yüzünü yıkamıştı. taehyung'un arkasından geldiğini gördükten sonra ıslak ellerini yüzüne doğru sallayıp birkaç damla suyun sıçramasına sebep oldu.
"hey!" taehyung hızla kaçmaya çalışan jimin'i belinden yakaladıktan sonra kendine çekip yanağını ısırdı. jimin'in kahkahası fayanslarda yankılanırken dudaklarını hızlıca çenesine, oradan da boynuna ilerletti. küçük kelebek öpücükleriyle köprücük kemiğine geldikten sonra geri çekildi.
"yaramazlık yapma."
"sabah sabah bu cümleye yükselmem normal mi şu an?"
jimin gülerek taehyung'un kalçasını sıktığında taehyung gözünün önüne gelen siyah tutamları çekiştirdi.
"sen iyice arsız oldun bak, hoşlanmadığımdan değil de yine de arada bir korkmuyor değilim."
jimin küçük bir kahkahayla kocasının yanından ayrılıp mutfağa ilerlediğinde günü güzel başladığı için mutluydu. noel arefesi olduğundan dolayı ikisi de izinliydi. güzel bir gecenin ardından bol temaslı sıcacık bir sabaha uyanmıştı. noel'i her zaman severdi zaten, çocukken de, gençken de, şimdiki halinde de. etraftaki o sıcak havayı ve tatilin verdiği rahatlık hissini hissetmek iyileştiriciydi. ayrıca taehyung'un doğum gününe çok az bir zaman kaldığından dolayı içi kıpır kıpır olurdu. dolaptan aldığı malzemeleri hızlıca kasenin içinde karıştırarak pankek hamuru hazırlamaya başladı. arkasından gelen adım sesleri giderek yaklaştı ve beline sarılan bir çift kolla derin bir nefes aldı.
"pankek mi yapıyorsun?"
taehyung omzuna koyduğu başıyla tezgahı izliyorken küçük bir mırıldanma ile cevap verdi.