Evet yaşama maruz kalmaktan bahsedeceğim.. Yani en azından benim için yaşamak bu anlama geliyor. Çünkü dünyaya gelmeyi ben secmedim. Ruhum en baştaki yerde dolanıp dururken çok mutluydum belki.. Ruh sıkışması nedir bilir misiniz ? Ben tarif edeyim bedenimde hapsolmuş kuş gibi uçmayı bekleyen arsiz bir ruh var. Şarkıcı olmak için evden kaçmayı bekliyor gibi. Gökyüzü ya da yerin en dibi. Bunlar asla beni korkutmuyor. Bedenim ağır bedenim bana yük. Sırtımdaki en büyük yük kendim. Beni öldürmekten korkan bir Tanri var sanki. Yuzyillardir yasiyor gibiyim. Binlerce zulmü binlerce gözyaşını sırtımda zihnimde taşıyor gibiyim. Kendimden taşıyor gibiyim. Ve karşıma şu dakikalarda canim Sabahattin Ali nin bir şiiri geliyor..
"İnsan ki gelip gecer dünyadan nefes gibi
Ne büyük ıstıraptir yaşamak herkes gibi !"Kendimi acilarimla yalniz birakiyorum.. Neden siradan insanlar gibi günlük yaşamımdan zevk alamıyorum da ruhumun incintilerine daliyorum. Ah.. İçimde ahlar ağacı çıkacak ah.. Dünüm yarınım bugüne düşman.. Ben ki hiç ölmeyecek gibi hissediyorum yaşam ayaklarima dolanacak ölmeye koşarken..