be careful

56 6 0
                                    

"Taehyung... Taehyung?"

Damağımdaki kusmuk tadı ve tüm bedenimi kaplayan uyuşukluk hissiyatıyla araladığım yaşlı gözlerim bir süreliğine görüşümün bulanık kalmasına sebep oluyor. Çevremdekiler netleştiğinde ilk gördüğüm şey olan kahve tonunun en çok yakıştığı - ikincisi de saçlarıydı zaten - endişe dolu gözler aynı zamanda gözlerim ebediyen kapanmadan önce görmek istediğim en son şey olabilir.

Seokjin'in gözlerinde kaybolduğum birkaç saniyenin ardından güçsüz sesimle "Hm?" diye soruyorum. Sesimi duyduğu an elini göğsüne koyup gözlerini kapatarak "Şükürler olsun." diye mırıldanıyor.

"Ne kadar çok korktuğum hakkında bir fikrin var mı? O kapsüllerin şeker niyetine verilmediğini en iyi sen biliyorsun Taehyung. Amacın ne? Neden böylesine korkunç ve hasar veren bir saçmalığa kalkıştın?"

Senin yüzünden. Bunun suçlusu sensin ve bunu göremiyor olman dönmeye devam eden başımdan bile daha çok sinirlendiriyor beni. Aptal.

"Hiç."

Cevabımla çatılı kaşları havaya kalkarken pembe dudakları en alaycısından bir gülümsemeye ev sahipliği yapıyor. "Hiç, ha? Hiç."

İfadesiz suratıma bakmaya devam ederken kafamı yorgun ama kendimden emin bir şekilde aşağı yukarı sallıyorum. Gülümsemesi soluyor.

"Sırf derslerinden kaçmak adına bir daha sakın hayatını tehlikeye atabilecek işlere kalkışma, tamam mı?"

Seokjin'inkinden de alaycı bir gülümseme dudaklarımda yerini alırken aslında içime ağladığım gerçeğini görmezden gelmeye çalışıyorum.

Ben derslerden kaçmıyordum ki Seokjin.
Ben senden kaçıyordum.

"Tamam. Özür dilerim."

Özrümle tam da tahmin ettiğim gibi bana olan bakışları anında yumuşuyor. Bu şefkatli hallerine bayıldığımı itiraf etmeliyim.

Gerçi ben Kim Seokjin'in her haline bayılıyorum ya, benimkisi de laf işte.

"Sadece... Bir daha yapma, tamam mı? Bir tek beni değil, herkesi çok korkuttun. Ve her ne kadar dışa vurmasan da içten içe sana değer verenlere senin de en az onlar kadar değer verdiğini biliyorum."

Tanrım... Yanlış şeylere takılıyor güzel gözlerin Kim Seokjin. Başkalarının benim için olan önemine değil, senin benim için olan önemine baksan belki de içimdeki aşk volkanını sakinleştirebilirsin. Ne dersin?

"O kadar da abartmayalım, Bay Kim."

Aramızda sadece 3 yaş fark olduğu halde saygıdan ona böyle seslendiğimi düşünebilirsiniz fakat tabii ki de asıl sebep bu değil.

Aslında Seokjin ona ismiyle hitap etmemizi istiyor. Hatta bu yüzden ben de dahil yetimhanedeki birkaç çocuk dışında kimse ona Bay Kim demiyor. Ancak eğer ona adıyla seslenirsem devamında dökülecek kelimeleri tutmaya gücüm yetmez. Ve eğer o kelimeler zihnime batmayı bırakıp dışarı çıkarlarsa ne benim için ne de Seokjin için güzel sonuçları olur.

"Taehyung..."

"Dinlenebilir miyim? Başım hâlâ dönüyor da."

Birkaç saniyeliğine beyaz çarşafımdan da soluk tenimde gezdirdiği kırgın gözlerini kısa süreli yumduktan sonra "Tamam." diye mırıldanıyor.

Keşke kalkıp gitmeden önce bal dudaklarını, dün akşam döktüğümü hayal meyal hatırladığım soğuk terlerin kuruduğu alnıma bastırmasaydı.

Çünkü bu, karnımın birkaç saat öncesinde kustuğum kapsüllerden bile daha çok kasılmasına sebep oluyor ve en kötüsü de Seokjin'in bundan en ufak bir haberinin bile olmaması.


Çünkü bu, karnımın birkaç saat öncesinde kustuğum kapsüllerden bile daha çok kasılmasına sebep oluyor ve en kötüsü de Seokjin'in bundan en ufak bir haberinin bile olmaması

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
addicted to youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin