The Nothing Man

BÖLÜM 1 : Habil ile Kabil

İlk  hikayeyi dinlemeye hazırsın sanıyorum. Sana Habil ile Kabilin hikayesini anlatacağım. Bir aşk ve yasak  hikayesidir bu. Yasak insanlığın doğası gereği insanı cezbeder. Siz insanlar yasak görmeye durun iki eliniz kanda olsa, son nefesiniz de olsa ona zaaf içinde koşarsınız.  İlk insanda da, son insanda da böyle oldu bu.  Korkma sana anlatacağım hiç bir hikaye gelecekten olmayacak. Sadece geçmişi konuşacağız. 

İnsan oğlunun eline seçme şansı geçtiğinde  seçeneğiyle hiç bir zaman yetinmez. Konu aşkta olsa böyledir, elde etmek de olsa. Aşk  denilen şey  aslında  karşı tarafa sahip olma isteğidir bir bakıma. Sahip olmadığını arzular, Sahip olduktan sonra  zamanla o arzunu söndürürsün. O yüzden  Aşuk ve Maşuk diye ikiye ayrılır gönül ilişkileri. Seven ve sevilen,  Seven arzular eğer şanslıysa sevilende onu arzulamıştır.  Eğer  arzu tek taraflıysa ki genelde öyledir.  Seven  sevdiğine ancak kendini kabul ettirme  ihtimaline erişir. Her zaman  aşık mahcup kalıp maşuğuna. Gözünün içine bakar, elde etmeye çalışır.  Maşuk ise  her zaman galiptir aşığına. Gönlünü hoş tuttuğu müddetçe  (ki; eğer edebilirse) kendisine sahip olmasına izin verir aşığın. Aşık  olan bir insanın yapabileceği o kadar  şeye karşılık maşuğun tek yapması gereken evet demektir. O kadar  çaba, uğraş bir evet için. O yüzdendir ki seni seviyorum çok tehlikeli bir cümledir. Belki de insanlık tarihindeki en tehlikeli cümle.  Bunu bilse insan oğlu  bu kadar kolay kullanmazdı sanıyorum.  Neyse sen en azından öğrenmiş oldun ve senin anlattıkların da eğer  dikkatlice dinlerlerse öğrenirler. 

Elma yendikten sonra Adem'le Havva uzun süre  ayrı kaldı. Birbirlerinden ayrı düştüler. Geldikleri dünyada bir tek başına kaldılar. Birbirlerine özlem duydu bu iki aşık. Nihayet bir arada gelip  aşklarının meyvesini  ortaya çıkarmalarına izin verildiğiniz sizin yıl anlayışınıza göre iki yüz yıl geçmişti.  Havva  her yıl  biri kız biri erkek olmak üzere  iki çocuk dünyaya getirdi ve kural gereği  bu ikiz kardeşler birbiri ile evlenemiyordu.  Çocuklar anne babasının koruması ve  sevgisi dahilinde büyüdüler, öğrendiler. İnsanlar dünyaya tohumlarını atmaya başlamıştı. On altı yaşına geldiklerinde aralarında bir yaş olan kardeşler evlendirilmeye başlandı. Habil  ve Kabil'de eşleriyle  evlendirildiler buluğ çağına geldiklerinde. Ama bir kere  yasak konulmuştu. İnsanın her yasak  aklını  zedeler zaaf olur insana. Kabil'in gönlü  kendi ikizine düşmüştü bir kere. Yasağın  cazibesi miydi yoksa aşkı gerçek miydi bugün bile bilemiyorum. Zaman geçtikçe  Kabil eşine  ilgisiz davrandı. Kendi  ikiziyle ilgilenmeye başladı. Bundan rahatsız olan  Habil  kardeşinin bahçesine gitti.  Orada uzunca bir süre tartıştılar.  Kabil  tartışmanın sonun kardeşinin canına kıydı. Oradaydım kendi gözümle  gördüm ilk cinayeti. Belki kıskançlık , belki aşk belki de elde etme arzusu.  Henüz bir avuç insan varken yer yüzünde, insan  bir şekilde kendisine düştü. O gün abisini bahçesine gömdü ve dünyadaki ilk günahkar olarak  tarihe geçti.  Yasak Nasıl cezbettiyse anne ve babasını, yine bir yasak  insanı insana kırdırdı. Elma'ya duyulan istekle ikizine duyulan istek arasında  çok bir fark yoktu. Elmayı ısıran  ebeveynlerin, ikizini arzulayan çocuğunun hikayesidir bu. 

  Böylelikle  dünya üzerinde ilk defa süper gücümü kullandım ve izledim. Tanık oldum, anlamaya çalıştım. Sayısız  yerde bulundum belki de bu olaydan sonra ufaklık ama  insan oğlu her zaman beni şaşırtmanın bir yolunu buldu.