Sonraki birkaç gün her zamanki gibi geçti, boş zamanının çoğunu ders çalışarak geçirdin, bir şeyler atıştırdın, uyudun. Kötü bir alışkanlık olduğu için ders çalışırken bir şeyler atıştırmamaya çalışıyordun ama Sasha yemek yerken sana hep yemek getiriyordu. Ve o hepsini yerdi.
Sınıfta kalemini sıraya vurarak eşyalarına odaklanmış bir şekilde oturuyordun, düşüncelere dalmıştın. Erwin'in dersi bitirmesiyle gerçekliğe geri döndün.
"Y/n, Eren, lütfen bir saniye bekleyin."
Ben ve Eren? İkinizi de neden çağırmış olabileceğini düşündün. Hiçbir şey yapmamıştın ama yine de paranoyakça davranıyordun. Eren ile ilgili hiçbir şey iyi olmaz.
"Oturun." Masasının önündeki iki sandalyeyi işaret etti. Eren iç çekip sandalyeye oturdu. Yüzünde hiçbir tepki olmadan oturduğu yerden sana baktığını hissedebiliyordun. Birkaç dakika boyunca sessizce oturdunuz. Erwin derin düşüncelere dalmış gibi görünüyordu. Eren bir süre sonra boğazını temizleyerek konuştu. "Bakın öğretmenim, gitmem gereken bir yer va-"
"Sessiz ol Jaegar." dedi Erwin ellerini kavuşturarak. Eren yeniden iç çekti."Eren, Son zamanlarda notlarında bir düşüş var. Bu tempoyu devam ettirirsen-"
"Evet, evet, biliyorum. Sınıfta kalırım."
Erwin ona tek kaşını kaldırarak baktı. Başımı eğdim ve elimle oynamaya başladım, rahatsız olmaya başlamıştım. Neden burada olmak zorundaydım? Ben onun annesi değilim.
"Bu sınıfta olduğun için ne kadar şanslı olduğunu biliyor musun? Birçok insan şu anda burada olmak için çok şey verirdi. Bu kadar erken başarısız olsaydın baban ne düşünürdü?"
Konu babasına gelince Eren gözlerini yere çevirdi. Hiçbir şey söylemedi. Odadaki gerginlik dramatik bir şekilde arttı ve bu seni daha gerginleştirdi. "Potansiyelin var Jaegar. Onu görebiliyorum. Bu yüzden Y/n'nin sana ders vermesini istiyorum."
Eren başını sana doğru çevirdi, tedirgin olduğu açıkça belliydi. Konuşmaya başladın. "U-um, efendim? Neden ben? Bu iyi bir fikir mi bilmiyorum... " Bu kadar insan içinde. Ona yardım etmek istemiyordun. Ve açıkça onun da senden yardım istemediği belliydi. Sana bakma şekline bakılırsa bu senin hatanmış gibi düşünüyordu. Bunu görmezden gelmek için elinden geleni yaptın.
"Bu sınıftaki en yüksek not ortalamasına sahipsin ve iyi çalışma stilini fark ettim. Yakındaki sınavlar yaklaşırken Eren'in diğer herkese yetişebilmesini istiyorum."
"U-um-"
"Her çalışma seansı için sana fazladan bir ek not vereceğim. Bu, mümkünse notunu daha da yükseltecektir."
Tam konuşmak üzereyken durdun. Bedava not? Bunu nasıl reddedebilirsin? Bu fırsatı değerlendirmemek zalimlik olurdu.
"Ya onunla çalışmayı reddedersem?" Eren sordu. Yüzünü ona çevirdin, şimdi kötü bakma sırası sende.
Erwin bir an düşünerek çenesini sıvazladı. "O zaman seni dersimden bırakırım."
Eren'in gözleri benimki gibi şokla açıldı. Profesörün yüzünde ufak bir sırıtış görebiliyordun. Bu acımasızca diye düşündün. Gerçi sen karşı çıkmamıştın, bedava notları istedin.
Eren gözlerini devirdi. "İyi, her neyse. Hepsi bu mu?"
"Evet, bu kadar."
İkiniz de odadan çıktınız ama siz dışarı çıkarken Eren kolundan tutup seni durdurdu. Ona dönüp baktın. Bu sana en yakın olduğu andı. Kişisel bölgen* için çok fazla yakın. Fazlaca sıkılmış güçlü olan parfümünün kokusunu duyabiliyordun ama rahatsız edici değildi. Biraz naneliydi.
Ç.n.: Kişisel bölgeden kastım kollarınızı iki yöne açtığınızda ortaya çıkan dairesel alan sizin kişisel bölgeniz. Dibinize çok girdiğinden bahsetmeye çalışıyorum.
"Daha iyi notlar için beni kullanabileceğini düşünme Y/n. Ve bunun arkadaş olduğumuz anlamına geldiğini düşünme." Tepkini görmek için seni biraz izledi. İç çekip başını salladın.
"Peki. Şimdi bana numaranı ver."
Kolunu geri çektin ve soran gözlerle baktın. "Ne?"
"Ders çalışmak için aptal. Sakın başka şeyler düşünme!"Rahatlamış bir şekilde başını salladın ama farklı bir nedenden dolayı olduğunu düşündüğün için biraz utandın. Zaten ona vereceğimden değil.
Telefonuna numaranı yazarsın. İşini bitirdikten sonra arkasına bike bakmadan çekip gider "Seni arayacağım." Diye cevap verdi.
"Sabırsızlanıyorum!" alaycı bir şekilde mırıldandın. Ondan bir çağrı, istediğin son şeydi ama en azından bundan bedava notlar alırdın. Ve bundan nefret etsen bile, sınıfta kalırsa kendini biraz kötü hissedersin. Haftada birkaç kez ona bir saat kadar katlanmak zorunda kalacağım. Bunu yapabilirim. Belki...
------------------
"Jaegar?" dedi Sasha yüzünü buruşturarak. Yatağınıza düşerken iç çekip başını sallıyorsunuz. "Evet. Haftada iki kez iki saat."
Sasha omuz silkip elini cips torbasına attı. "Daha kötü olabilir sanırım. Lütfen bana onun iğrenç bekar evinde* çalışmayacağını söyle." Başını salladın.Ç.n.: Frat, frat house, frat boy, fraternity. Anladığım kadarıyla bir grup erkeğin kardeş, birader adı altında toplandığı bir grup gibi bir şey. Ne olduğunu tam anlayamadığım için bekar evi diyerek çevirdim başka bir yerde erkek yurdu olarak gördüm ama tarihçesinde bir grup insanın "kardeşlik" adı altında toplandığı için bunu yazmak istemedim, yanlışım varsa özür dilerim.
Eren daha önceden mesaj atmıştı ve planının ne olduğunu sormuştu. Onun evi yerine huzurlu ve sessizl olmayacağı düşündüğüm için yurtta çalışmayı kabul ettin. Connie, Jean ve diğer birkaç kişi dahil olmak üzere başkalarıyla birlikte bekar evlerinden birinde yaşıyordu. Oraya adım atma düşüncesi bile seni iğrendirdi. Tüm bira kutularını ve her yere dağılmış kendinden geçen insanları hayal ettin.
"Hayır, burada ders çalışacağız, tabii senin için sakıncası yoksa Sash." Ona bir bakış attın.
"Elbette. Zaten muhtemelen burada olmayacağım. Lütfen odanın benim tarafımda sevişmeyin." Diye söylendi cipslerin geri kalanını ağzına atmadan önce. İntikam olarak ona bir yastık fırlattın ve o güldü.
"Komik değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐀𝐌𝐆𝐈𝐑𝐋- 𝐄𝐑𝐄𝐍𝐗𝐑𝐄𝐀𝐃
Fanfiction!!𝐒𝐌𝐔𝐓¡¡ ┌ ─── ˳೫˚∗ ─┐ 𝕰𝖗𝖊𝖓 𝖘𝖊𝖓𝖎𝖓 𝖌𝖎𝖟𝖑𝖎 𝖋𝖆𝖍𝖎𝖘𝖊 𝖘ı𝖗𝖗ı𝖓ı 𝖔𝖌𝖗𝖊𝖓𝖎𝖗 𝖛𝖊 𝖇𝖚𝖓𝖚 𝖐𝖊𝖓𝖉𝖎 𝖞𝖆𝖗𝖆𝖗ı 𝖎𝖈𝖎𝖓 𝖐𝖚𝖑𝖑𝖆𝖓ı𝖗 └─── ˳೫˚∗ ─ ┘ ...