👑Karanlık👑

1.2K 49 67
                                    

Bu bölümü koronerarter19 ile girdiğim iddea sonucu yazıyorum.

⭐Herkesin fikrini karıştırarak bir bölüm oluşturmaya çalışacağım. Baya zor olacak...

  "Ailen bile önemsemiyor seni! Yalan mı? Ailesi tarafından unutulmuş, kenara atılmış bir kızsın sen!" Harika kantinin ortasında, herkesin içinde Süsen'e bağırdı. Aralarındaki kavga bir kaç gün önce başlamış ama şu an patlak vermişti. Süsen'in gözünden damla damla yaş düştü.

  Doğru söze ne denirdi ki. Ama bu sefer susmayacaktı. Onun kazanmasına izin vermeyecekti. O haklıydı. Harika konuyu başka tarafa çekerek kazanmaya ve üstün olmaya çalışıyordu sadece.

"Sana acıyorum." Ağladığı için pürüzlü ve kısık sesle çıkmıştı sesi.

"Ne dedin! Bana acıyorsun hah! Asıl ben sana acıyorum! Ezik!"

"Sana acıyorum Harika. Neden biliyor musun? Ben biliyorum beni kimsenin sevmediğini değer vermediğini. Annemin babamın yanımda olmadığını. Kenara atıldığımı. Bunu kabullendim ama sen... Sen kabullenmedin yaşadıklarını. Etrafındakilere zarar verdin. Bak kendine. Kim kaldı yanında? Ben en başından beri yalnızdım ama sen yanındakileri kaybettin. Benim yalnızlığım kendi suçum değil ama senin yalnızlığın senin suçun. Kıskançlığın, kendini üstün görmen daha sayabileceğim bir ton özelliğin var. Bunlara rağmen herkes yanındaydı. Ben bile ama hepimizi kaybettin. Evet sana acıyorum!.. " Bu söyledikleri Harika'ya ağır gelmişti. Her zamanki ezikleyici ve üstün bakışları saniyelik de olsa kırgınlık ve hüzüne dönüştü.

" Sen ne biliyorsun ki benim hayatım hakkında da böyle konuşabiliyorsun! "

" Peki sen! Sen ne biliyordun da benim hayatım hakkında konuştun! Sadece üste çıkmak için beni herkesin ortasında ezikledin Harika. Kavga ile aile olaylarımın ne alakası vardı?.. Nasıl hissettiriyormuş şimdi anladın mı?!" 

" Süsen! "

" Ne Süsen! Ne! Ben sana güvendim en büyük sırlarımı dahi anlattım. Bu kadar mıydı arkadaşlığın? Beni sırlarım ile hayatım ile vuran bir arkadaşa ihtiyacım yok!.. Doğru ya senin umurunda dahi olmaz. ". Harika'nın gözleri ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ağlamamak için kendini tutuyordu. İkinci defa yaptığı bir şeyden pişman olmuştu. Birincisi Oğulcan'ın artık seni sevmeyeceğim dediği zamandı. Şimdi de Süsen onu bırakmıştı. Harika kantinden hızlı adımlar ile uzaklaştı.  Oğulcan arkasından gitti.

  Süsen ise öylece kantinin ortasında ayakta dikiliyordu. Tüm gözlerin üzerinde olması onu oraya çivi gibi sabitlemişti sanki.

"Yav Süsi ağlama. Gel otur gel." Mazlum kolundan tutarak onu Eren ailesinin oturduğu koltuklara yönlendirdi. Süsen o an Talya'nın okulda olmasını çok istedi ama hasta olduğu için gelmemişti.

Süsen koltuğa oturup kafasını elleri arasına aldı. Sessiz sessiz ağladı. Bir süre sonra omzuna dokunan el ile irkildi ve doğruldu. Dokunan Ömer'di.

"Seni seven o kadar kişiyi yok sayman biraz üzdü." Elindeki kağıt peçete ile göz kenarlarını narince sildi. Ardından başka bir peçeteyi Süsen'e uzattı.

"Efendim?"  Süsen şaşkınca Ömer'i izledi.

"Dedin ya 'biliyorum beni kimsenin sevmediğini değer vermediğini.' diye. "  Ömer şaşkınca bakan Süsen'in peçeteyi almayacağını fark edince burun kenarlarını da sildi. Süsen utanarak hemen elinden peçeteyi aldı. (Benim sümük ile derdim ne xmxkdsk)

Kısa Hikayeler (Süsöm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin