Kaşlarını çattı Jeongin. Hyunjin Jeongin'i aniden geri itleyip telefonu çıkarttı cebinden. Kimin aradığında baktıktan sonra bakışlarını Jeongin'e çıkarttı.
"Bunu bir daha yapma, lütfen"
Kızgın değilsi sesi, daha çok üzgün gibiydi. Pişmanlıkla söylenmiş bir cümleydi bu. Telefonu açıp kulağına götürdü Hyunjin.
"Efendim anne"
...
"Verdim, geliyorum şimdi"
Telefonu kapattı. Asansörü çalıştırmak için düğmeye bastı. Bu süreçte gözlerini ondan ayırmayan Jeongin'e hiç bakmamıştı.
Asansör durdu. Hyunjin indi. Jeongin ise zemin kata inip futbol sahasına adımladı. Kale direğine yaslanarak oturdu. Bir süre sonra kapı açıldı. Hyunjin çıktı kapıdan. Ardından ailesinin çıkmasını bekledi Jeongin. Ama öyle olmadı. Hyunjin tek başına apartmandan çıkıp futbol sahasına doğru adımlıyordu. Sonunda sahaya vardığında içeri girip demir kapıyı kapattı. Karşı kalenin direğine yaslandı. Jeongin gözleriyle onu izliyordu.
Derin bir nefes alıp ayağı kalktı Jeongin. Hyunjin'in yanına adımladı. Tutmayacağını biliyordu ama bir ümit uzattı elini. Hyunjin onu şaşırtarak elini tuttu. Ayağı kalktı. Jeongin stresten kuruyan dudaklarını ıslattı.
"Birazdan gideceksiniz"
"Yetişemeyiz diye annem bir sonraki uçağa binelim dedi"
"Böyle mi olacağız?"
Cevap gelmedi.
"Hyunjin, lütfen yapma. Seninle böyle olmak istemiyorum"
"Ben istiyor muyum?! Jeongin biz arkadaşı-"
"O sikik çardakta da arkadaştık Hyunjin!"
Bütün site duymuştum Jeongin'i ama bu ikisinin de umrunda değildi.
"Özür dilerim. O bir hataydı tamam mı? Unut gi-"
"İstemiyorum"
"Ne?"
"Unutmak istemiyorum. Dudaklarının yumuşaklığını, sıcaklığını, hissini unutmak istemiyorum. Hatta, hatta tam tersi Hyunjin. O andan beri sürekli dudaklarını ister oldum. Sana kızmadım veya senden iğrenmedim. Hatta sana teşekkür etmem gerekiyor. Sana olan duygularımı açığa çıkarmama yardım ettiğin için-"
Hyunjin yakasından tutup kendine çekerek öptü karşısındaki çocuğu. Sert başlayan öpücük tuzlu gözyaşları arasında yumuşadı.
Neredeyse beş dakika sonunda nefes nefese, sesli bir şekilde ayrıldı dudakları. Dudakları ayrılsada alınları hala birbirine değiyor, nefesleri hala birbirine karışıyordu. Nefesleri düzene girdiğinde Jeongin dudaklarını araladı.
"teşekkür ederim"
Jeongin yarım kalan cümlesini tamamlayınca kıkırdadu uzun saçlı. Kollarını birbirlerine doladılar. Sonunda kendine gelince Hyunjin de konuştu.
"Seni seviyorum"
Jeongin gülümsedi. Bedenlerini ayırdı ikilinin ve karşısındaki çocuğun gözlerine baktı.
"Bende seni seviyorum"
Hyunjin gülümsedi. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi kahkaha attı. Burnunu çekip konuştu.
"Ne kadar seviyorsun?"
Hyunjin'in yaramaz sesine karşı Jeongin'de güldü.
"Saçlarından daha çok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
childhood - Hyunın
أدب الهواةJeongin çocukluk arkadaşından böyle bir hamle beklemiyordu //twoshot