fünfzehn'

3.1K 292 5
                                    

Jeongguk, seri bir şekilde açtığı sınıf kapısının ardından içeri girdi. Çoğu bakış kendi üzerindeydi ancak onun gözleri tamamen Yeonjun'u aradı.

Sinirli olduğu yüz ifadesinden de anlaşılıyorken, kardeşinin yanına doğru ilerledi. Yeonjun'un yanındayse oyalamasını istediği çocuklar vardı.

"Bu ikisi hyung."

Yeonjun, yanındaki çocukları parmaklarıyla işaret ederek kendisine gösterdiğinde, onaylamak amacıyla gözlerini kırptı.

Kardeşinin kolundan tutup bir köşeye çektiğinde, önünde duran iki çocuğun şaşkın bakışlarla karşı karşıya kaldı. Onları korkutmadan sakin bir dille konuşmaya çalışacaktı.

"Kim Taehyung'u nereden tanıyorsunuz?"

İkili birbirine bakarken, aralarından birisi yutkundu. Her ne kadar belli etmek istemeseler bile gergin oldukları apaçık ortadaydı.

"Bir sürü kişi konuşuyor. Bize de üst sınıflardan bir çocuk bahsetti."

Jeongguk, aklıma gelen isim yüzünden, derin bir nefes alıp sinirle gözlerini kapattı.

"Taehyung'un adını unutuyor, o tarz fotoğraflardan da kimseye bahsetmiyorsuz. Yalan söylemişler size."

Jeongguk ellerini cebine koyduğunda sınıfa doğru bakındı. Hemen hemen herkesin gözleri üzerindeyken birkaç adım ilerisindeki Yeonjun'a baktı.

"Diğerlerine de aynı konuşmayı sen yaparsın."

Kardeşi, kendisini ikiletmeden kafasıyla onayladı. Ardından ise sağ kolunu çocuklardan birinin omzuna attığında onu da peşindne götürdü.

"Kim bahsetti sana Taehyung'tan."

Çocuk biraz düşünmek istercesine etrafına bakındı ve o esnada sınıftan dışarıya çıkmışlardı bile.

"Adımı bilmiyorum ama 11. sınıflardan. Uzun boylu, siyah saçları var."

Jeongguk, direkt olarak şüphelendiği kişinin olduğunu anladığında, bir kolu hâlâ çocuğun omzundayken hiç beklemeden merdivenlere doğru ilerledi.

Daha öncesinde ne zaman bu kadar sinirlendiğini bilmiyordu ancak bir daha bu kadar sinirlenebileceğini sanmıyordu.

Merdivenlerden çıkmaya devam ederken, Taehyung'u gördü. Kendisine bir bakış attığı ve kafasını eğerek yanından geçmek istediğinde Jeongguk, onun kolundan yavaşça tuttu.

"Gel benimle Taehyung," Esmer genç, karnında ufak bir hareketlenme hissettiğinde ondan herhangi bir rahatsızlık duygusu hissetmedi. "Bogum'un ne olduğunu öğreneceğiz seninle."

Taehyung, daha ne olduğunu bile anlayamadığında, Jeongguk daha fazla beklemeden merdivenleri bir bir çıkmaya başladı.

Yanındaki çocuğun omzundan kolunu çekti uzunca koridorda yürümeye devam ettiler. Eğer işler umduğu gibi giderse Bogum'dan uzaklaşmasını, ve belki de hiç konuşmamalarını sağlayacaktı.

Onun sınıfının içine girdiklerinde, arka sırada arkadaşlarıyla toplanmış olduğunu gördü. Yabancı birilerinin içeri girmesinden dolayı kendisine ve yanındaki iki kişiye döndü gözler.

Jeongguk, Taehyung hakkında konuşan çocuğa döndüğündr ortamda bir sessizlik varken birçok kişi kendisini izliyordu.

"Şurdaki mi sana Taehyung hakkında saçma sapan şeyler söyleyen?"

Kafasıyla onu gösterdiğinde, Bogum'un gözleri fal taşı gibi açıldı. Ayağa kalkar kalmaz masumane bir şekilde gülümsedi.

"Evet." dedi küçük çocuk. "Bana, 10. sınıflardan Kim Taehyung diye birisinin herkese o tarz fotoğraflar gönderdiğini, istersem bana da gönderebileceğini söyledi."

Taehyung'a baktığında şaşkınlıktan ağzı açıldığında ellerinden birini saçından geçiriyordu.

Bogumdan herhangi bir savunma veya itiraz gelmediğinde, esmer olanın gözleri doldu. Bu denli bir ihaneti asla beklemiyordu.

"Bak," dedi Jeongguk, Taehyung'a karşı. "Gördün mü çocukluk arkadaşını?"

Esmer genç, daha fazla beklemeden sınıftan dışarı büyük bir sinir ve hayal kırıklığıyla çıktı ve bir daha Jeongguk'un yüzüne nasıl bakabileceğini düşündü.

Jeongguk, Bogum'a doğru döndüğünde tiksintiyle yüzünü buruşturdu. "Bu boku yaydığın gibi temizleyeceksin." dedi. Aynen Taehyung'un yaptığı gibi çıktı sınıftan dışarı.

daisy of thanks ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin