iki

21.9K 2.2K 1.5K
                                    

+

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

+

Jeongguk kucağındaki bedenimi yatağımıza bıraktığında, ellerim annesinden ayrılmak istemeyen bir çocuk gibi boynuna sıkıca dolanmıştı, bunu fark etse de umursamadı. Ellerini belimden ayırdığında ve güzel kokusu benden uzaklaştığında yalnızca arkasını dönüp kapıdan çıkmasını izlemek zorunda kaldım.

Dolu gözlerimle yeri izlemeye başladım, yumruk yaptığım ellerimin tırnaklarını avcuma acımadan batırıyordum.

Jeongguk benden iki yaş küçüktü.

Buna rağmen asla ilişkimizde olgun davranması gereken taraf ben olmamıştım.

Genelde mızmızlanan ne isterse yapılan kişi bendim. O her zaman koruyucu tavrı ile beni hata yapmaktan korur, benim duygusal yaklaşımlarıma tezat bir biçimde bana mantıklı öğütler verirdi. Jeongguk asla mantıksız bir şey yapmazdı. Bir şey olmuştu. Kesinlikle benim bilmediğim ve onu fazlasıyla etkileyen bir şey olmuştu.

Onun benden böyle uzaklaşmasını izlemek istemiyordum. Canımı yakıyordu. Çok canım yanıyordu.

Yine de üzerimdeki iş yorgunluğundan kurtulmak için banyoya yöneldim. Üzerimdeki kıyafetleri sıyırırken aklım darmadağındı. Bu yüzden olmalı ki yarım saatlik kısa bir duş almak için girdiğim banyodan bir buçuk saat sonra saat sekize geliyorken çıkabilmiştim.

Elimdeki havlu ile saçlarımı biraz olsun kuruturken kapı tıklatılmıştı, gözlerim şaşkınlıkla irileşirken kapıyı araladım. Kızarmış gözlerimin karşılaştığı kişi Jeongguk'tu. Muhtemelen saatlerdir ortadan kaybolduğumu fark ettiği için beni merak etmişti.

"Yemek." dedi, donuk gözleri uzun uzun üzerimde dolaşıyordu. Derin bir nefesi içine çekti, banyonun aralık kapısından kokumla karışık feromonlarım odaya dağılıyordu. "Geciktin."

Başımı salladığımda uzun ıslak saçlarım alnıma düşmüştü, kızarık gözlerimi kırpıştırdım. Suyun altında o kadar uzun süre kaldığım için parmak uçlarım buruşmuştu.

Jeongguk'un kapının önünde hareket etmeden durması aklıma eski anılarımızı düşürdü. Banyo ettikten sonra sıcacık olduğumu söyler, sürekli bedenime sarılırdı. Boynumun böyle anlarda bebek gibi koktuğunu iddia eder, ben kıyafetlerimi giyene kadar haylazlık yapardı. Saçlarımı kurutmaktan nefret ettiğimi biliyordu. Sırf bu yüzden her bir saç telimin kuruduğuna emin olana dek bana rahat vermezdi. Başımı kucağına yatırır, uzun uzun nazik dokunuşlar ile saçlarımı okşayarak kuruturdu.

"Geleceğim." dedim, günler sonra beraber yemek yeme fırsatını reddetmek için fazla duygusaldım.

Elimdeki havlu ile mavi saçlarımı karıştırdım. Ellerim açık mavi bornozu çıkarmak için hareketlendiğinde Jeongguk hâlâ beni izliyordu. Bu konuda bir çekincem yoktu, yıllarıdır bedenimi defalarca kez çıplak görmüştü ama omzumu sıyırdığım esnada anında arkasını dönmesi ile omegamın hissettiği kırgınlığı ifade edecek kelimler bulamıyordum. Bu reddedilmek gibi hissettirmişti. Gözlerim anında dolarken gözlerim aynadaki yansımamı buldu. Artık eskisi kadar güzel değil miydim?

willow Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin