Bom

116 14 28
                                    

"Yapacak önemli bir işin var mı?"

Shin-chan'ı neredeyse duymamıştım, soyunma odasına girdim gireli; kafam, o kızın Shin-chan'ı gözleriyle kesip durması hakkındaki düşüncelerle doluydu. Gözlerimi kırptım ve arkama dönünce onu karşımda giyinik bir hâlde buldum, sanki neredeyse... Beni bekliyor gibiydi.

"Hah? Neden?"

Yanına gitmesi gereken "uğurlu eşyası" yok muydu?

"Birisiyle tanışmanı istiyorum." dedi.

Gözlerimi daha çok kırptım.

"Ne?" deyiverdim ve gözlerimi kıstım. "Demek istediğin... Demek istediğin... O kız mı?"

Kafasını ciddiyetle aşağı yukarı salladı.

Yani, bunu beklemiyordum, elbette.

"Ama neden?"

Omuz silker gibi oldu.

"Yani... Gerçek şu ki, bana yardım ettin. Senin basit merakını tatmin etmek bana çok zor bir şeymiş gibi gelmiyor."

Sanki ben aptalmışım, çocukçaymışım ve o da bana bir iyilik yapıyor, kendisini benim seviyeme indiriyormuş gibi söylemişti ama... O söyleyince sanki gardını birazcık indiriyormuş gibi hissettiriyordu. Bu yüzden, tabii ki yapacak önemli hiçbir işim yoktu. Canım çıksa bile.

"Ayrıca, ben... Onun ödevine biraz yardımcı olmayı kabul ettim. Sen de bana bunu yapmaya yardım edebilirsin."

Kaşlarımı çattım ona.

"Ben senden fazla nasıl yardım edebilirim?"

Açıklamadı. Sadece gitmek için arkasını döndü.

"Sakın bana ikinizi de çekçekle götürmemi istediğini söyleme!"

Bana gözünün ucuyla kısaca baktı.

"O şeyi bir geceliğine okulda bırakabilirsin, değil mi?"

Yüzünü çevirdi ve ben de gözlerimi kırptım. Tamam. Eğer yarın sabah okula yürümeye razıysa sanırım onunla tartışamazdım bile. Sadece takip ettim onu.

En tuhaf şey, hiç tuhaf hissetmememdi. Beni gördüğü andan itibaren, Amano –kızın adı buydu–, burada oluşumdan hiçbir rahatsızlık duyuyor gibi görünmüyordu. Aksine, oldukça mutlu görünüyordu. Buradaki dinamiği gerçekten anladığımdan emin değildim. 

Ama buradaydım işte. Yanımda mutlu Amano ve ifadesiz Shin-chan ile okuldan ayrılıyordum.

"Pekâlâ çocuklar! Hoş bir kafeye gidelim mi? Bir süredir hiç gitme fırsatım olmadı! Aslında, sohbet etmek için iyi bir yer biliyorum..."

Eğer onun bugün antrenmanımızı izlemeye geldiği ve özellikle Shin-chan'a el salladığı gerçeği ortada olmasaydı onun sırf ödevine alacağı yardım için burada olduğuna falan inanabilirdim. Çok normal görünüyordu. Ama sanırım bu, sadece onun kişiliğinden de kaynaklanıyor olabilirdi.

"Doğru." dedi, oturduğumuz sırada çantasından bir not defteri çıkartarak. "Daha önce bir miktar oldukça iyi malzeme edindim ama sormam gereken bir sürü zorunlu soru var. Umarım meşgul değilsinizdir."

"Hiç değiliz." dedi Shin-chan. "İstediğin kadar zamanımız var."

Kız, ona biraz komik olan bir bakış attı ama şu anda kafamı karıştıran başka şeyler vardı.

Şanslı 「緑高、MidoTaka」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin