Öncelikle merhaba:)
İlk kez bir hikaye yazıyorum ve çok fazla okunacağına dair bir ümidim yok. Fakat ben içimden geldiği için yazmak istedim. Eksiklerim ve hatalarım olursa affedin lütfen. Umarım okurken keyif alırsınız...
<3"TAEHYUNG!"
Ev arkadaşı jiminin mutfaktan gelen kızgın sesini duyan Taehyung, hızlıca telefonuyla oynadığı koltuktan kalkmış ve dış kapıya neredeyse koşarak ulaşmıştı. Hızlı olmalı ve bir an önce evden çıkmalıydı. Çünkü Jimin onu çok fena pataklayacaktı.
E arkadaşı haklıydı çünkü saat daha öğlen 12 iken Jimin ona alışveriş listesini vermiş ve hızlıca gidip gelmesini istemişti. Ama Taehyung biraz daha telefonla oynamış ve arkadaşının bu istediğini göz ardı etmişti.
Ve şimdi saat neredeyse 3 e geliyordu...
Taehyung, kapıya gelip montunu üzerine giymiş çıkıyordu ki ensesine aldığı sert vuruş ile irkilerek acıyan yerini eliyle ovuşturdu. İşte şimdi bitmişti.
"ahh!! Jimin-shii acıttınn"
"Seni aptal! Hala gitmedin mi markete? Senin yüzünden akşama yemeğimiz olmayacak. Sana demedim mi çabuk git gel diye. Sadece biraz et ve sebze alacaksın, çok zor değil!"
" Tamam Jimin-shii, niye bu kadar kızıyorsun ki, zaten bende tam gidiyordum."
Jimin arkadaşının alay barındıran sesi yüzünden derin bir nefes alıp vermiş ve sinirinin geçmesini beklemişti. Ama Taehyung hala karşısında şapşal şapşal sırıtıyorken bu zordu.
Elini arkadaşının omuzlarına koyup, hafif! sıksa da sakin kalmaya çalışarak,
" Taehyungcum, canım arkadaşım, akşam Jungkook gelecek ve ben ona sadece ramen mi yapacağım haa!! git ve hemen eksik malzemeli al! "
Sonlara doğru sesi yükselirken Taehyungu omuzlarından kapıya doğru döndürüp itmişti. Taehyung arkadaşının Jungkook'a olan düşkünlüğünü bildiği için bir şey dememiş ve daha fazla vakit kaybetmeden arkadaşının yanağına küçük bir öpücük bırakıp,
" Tamam tamam, kızma Jim ben hemen gidip gelirim. " demiş ve kıkırdayarak evden çıkmıştı.
...
Taehyung, evlerine yakın olan metrobüs durağına hızlıca vardığında son anda yakaladığı metrobüse kendini atmıştı. Normalde yürümeyi daha çok severdi fakat bugün her an yağmur yağacak gibi olduğundan hiç riske girmemiş ve metrobüs tercih etmişti.
Metrobüs son hız giderken kendisine oturacak bir yer bulabilmek için biraz etrafa bakınmış fakat bulamayınca ayakta gitmek zorunda kalmıştı. Zaten iki üç durak sonra ineceğinden dert etmemiş ve bir omuzunu duvara yaslayıp İneceği durağı beklemeye başlamıştı.
Gözleri karşısındaki insanları izlerken dikkatini hibrit bir kız çocuğu çekti. Bir kedi hibritti, uzun kıvırcık saçları vardı. Üstündeki yeşil elbiseyle uyumlu yeşil bir kurdele takmıştı saçına. Sahibinin kucağında yan şekilde oturuyor ve elleriyle sahibi olan genç adamın yanaklarını sıkıp bazen de öpücükler bırakıyordu. Adam ise çocukla çocuk oluyor ve hibrit kızı bolca güldürüyordu.
'tatlı' diye düşündü Taehyung onları izlerken. Aslında ne kadar tatlı bulsa da daha önce hiç bir hibrit sahiplenmek istememişti. Çünkü bakımı zordu ve Taehyung böyle bir sorumluluk altına girmek istemiyordu. Hem okuyor hem de bir yandan çalışıyordu. Tamamen ilgisini veremeyeceği için hiç bu işlere girmemişti.
Ama bir an, sadece küçük bir an, eğer onlardan birine sahip olsa nasıl bir hayatı olurdu, onu düşündü. Güzel olurdu herhalde... bir hibriti olsa, onun kucağına çıksa ve biraz sevilmek için sırnaşsa, beraber gülüp eğlenseler... Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|𝐇𝐀𝐌𝐒𝐓𝐄𝐑 𝐁𝐎𝐘|
Fantasi"Taehyung gördüğü şeyle gözlerini kocaman açtı. Elindeki kesinlikle bir hamsterdı. Şaşkınlıkla kocaman açtığı gözleriyle elindeki minik hamstera bakıyor, Hamsterde minik siyah gözleriyle ona bakıyordu."