maid dress # takemikey

08

chifuyu
kanka
okula niye gelmiyorsun iki gündür?

takemichi
bir hasta olmuşum chifuyu
ölüyormuşum gibi yemin ediyorum

chifuyu
aptal orospu çocuğu ya
dedim sana tişörtle gezme bu havalarda diye
sanki ağustostayız
mal
aptal çocuk

takemichi
bitti mi?
bittiyse hastaneye gidip serum yiyeceğim
gerçekten ölecekmişim gibi hissediyorum

chifuyu
of mal ya
gitme bir yere
ben seni çıkışta gelip götürürüm

takemichi
çıkışa kadar ölürüm ben iyi misin sen

ー

chifuyu
TAKEMICHI
ÖLÜYORUM DERKEN CİDDİ MİYDİN
ANNENE SORDUM VE AKŞAMDAN SABAHA KADAR KUSTUĞUNU SÖYLEDİ

takemichi
panik yapma lan sakin ol.
hastanedeyim şimdi serum falan verdiler ilgilendiler.
iyiyim şu an
sen bizde misin?

chifuyu
evet.
hangi hastane söyle hemen geleyim

takemichi
gerek yok aşkım yarım saatte çıkıcam. serumu falan verince kendime geldim

chifuyu
sizde beklerim o zaman seni ben

takemichi
tamam 😘

chifuyu
o emojileri atma
baji-san kıskanıyor.

takemichi
ay götüm

chifuyu
takemichi dayak istiyorsun bazen...

ー

uzun bir oflamadan sonra hiç girmek istemesem de apartmana girdim. eve gelmemek için yolumu bayağı uzatmıştım ama eninde sonunda gelecektim buraya.

chifuyu'dan kaçıyordum. beni soru yağmuruna tutmasını istemiyordum. mikey ile alakalı bin bir soru soracaktı şimdi...

dairenin önüne geldiğimde zila bastım ve ıslık çalarak kapının açılmasını bekledim. kapıyı baji açtığında bir süre boş boş yüzüne baktım.

"yanlış numara, pardon." tam sağıma dönmüş ilerlemişken sesli güldü.

"doğru geldin doğru. gel."

kaşlarımı çatıp ona baktım. "sen ne alakasın lan?" kaşları havalandı yavaşça. zoraki bir şekilde güldüm. "şaka lan, valla şaka. gül diye."

tekrar güldü ve kapıyı açık bırakıp içeri geçti. dairenin numarasına bir kez daha bakıp bizim ev olduğuna emin olduktan sonra içeri geçtim.

içeri geçtiğimde salonumuzda oturan mitsuya ve baji'ye kaçamak bakışlar atarak yavaşça mutfağa ilerledim. annem ve chifuyu oradaydılar.

"bunlar ne ayak lan?" dedim chifuyu'yu kolundan tutup.

"ya birlikteydik. seni ziyarete gelirken de peşimden ayrılmadılar. kalmayacaktık normalde ama seni sağ salim görene kadar gitmek istemedim."

"bana aşıksın."

güldü. tabaklara koyduğu kurabiye ve keklerle içeri geçtiğinde annem bana ayıplar gibi baktı. arkadaşlarımla ilgili düzgün konuşmam gerektiğini söyledi. bilmiyordu ki onların arkadaşım olmadığını.

içeri geçtiğimde tedirgin bir şekilde tekli koltuğa oturdum ve o ikiliye baktım. normal bir şekilde sohbet ediyorlardı. ben de tam rahatlayacakken mitsuya konuştu. istemsizce dikleştim.

"mikey ile sizin ilişki nasıl gidiyor takemichi?"

"mikey ile bizim bir ilişkimiz mi varmış?" diye sordum şaşkınlıkla.

"konuşmuyor muydunuz?" diye sordu ilgiyle. "mikey senden bahsedip duruyordu. ben de sevgili olduğunuzu falan düşünmeye başlamıştım."

"ne diyordu?" dedim merakla. "hakkımda ne söylüyordu?" chifuyu'yu kolundan tutup kaldırdıktan sonra mitsuya'nın yanına oturdum. chifuyu söylenerek az önce boşalttığım tekli koltuğa oturdu.

"başlarda senin bir sapık olduğunu ve birgün seni fena benzeteceğini söylüyordu. sonra eğlenceli çocuk olduğunu ve muhabbetinin iyi olduğunu söyledi."

"şaka?" dedim gülerek. "bana sövdüğü kadar kimseye sövmemiştir inan."

"naz yapar." baji'ye baktım ilgiyle. "mikey, peşinden koşulsun ister. senin durmadan ona yazman ve okulda yanına gelip ona bulaşman hoşuna gidiyordu. sana belli etmiyordu ama bizden saklamıyordu bunları."

hızla ayağa kalktım. "ben odamdayım." dedim chifuyu'ya. "gidebilirsiniz artık. hadi görüşürüz."

"vay pislik."

chifuyu'ya öpücük atıp hızlıca odama girdim ve kapıyı kapatıp kilitledim. olduğum yere çöküp sırtımı kapıya yasladıktan sonra telefonumu elime aldım. peşinden koşulsun istiyorsa koşardık, sıkıntı değil.

-

tokrevin gelmemis bolumlerinin spoisini verenlere ciddi anlamda kin duymaya basladim saka degil