Şehrin en ücra köşelerinden gelen oyunculardan oluşan bir tiyatro ekibi kendi çapında oyunlar sergiler. Birbirine sıkıca bağlı olan ekip arkadaşları arasında geçen olaylar, yaşadıkları şeyler ve bir yandan popülerleşmeleri onların arasındaki bağı ku...
Ertesi gün tertemiz kokan nevresimlerin arasında uyandı Chris. Kıvırcık saçları her zamankinden daha dağınıklık. Duşa girme kararı aldı ve banyoya adımladı. Uyanır uyanmaz duşa girmeyi çok severdi. Güne temiz ve rahat bir biçimde başlardı ve bu onu mutlu ederdi. Bugün ise daha mutluydu. Dün Somi ile yaşananlar.... düşününce inanamıyordu. Kafası karışıktı çok hızlı olmuştu her şey. Ne yaşadığını anlamadan bitivermişti. Bunu düşündü kıvırcık saçlarını portakal kokulu şampuanıyla ovarken.
Banyodan çıktı ve odasına doğru adımladı. Eline telefonu alırken yatağa attı kendini. Açar açmaz gördüğü şey karşısında doğruldu. Lia onu tamı tamına 17 kere aramıştı. Neydi onu bu kadar telaşlandıran. Chris hızlıca Lia'yı aradı.
"Chris nerdesin ya kaç kere aradım acilen beni al on dakikaya aşağı ineceğim orda bekliyor ol hastaneye gidiyoruz."
"Neden?!" Sorusunun cevabını alamadan telefon yüzüne kapandı. Aceleyle giyindi ve dışarı çıktı. Islak saçları çok üşüyor hatta buz tutuyordu.
Evin önüne vardığında Lia araba durmadan binmeye çalıştı. İçeri girdi. "Hızlı sür neler olduğunu yolda anlatacağım." Chris sürerken bir yandan anlatmaya başladı.
"Şimdi durum çok kötü. Seungmin'in kuzenleri burda bildiğin gibi. Ee ne kadar samimi olduklarını biliyorsun. Bugün Seungmin Sihyeon ile bir kafaye gitmiş. Chaeryeong'da orada onları görmüş. Tabi Sihyeon'u tanımıyor. Masanın yakınlarındaki standdan cam şişe alıp Seungmin'in kafasında kırmış manyak. Şuan Seungmin hastanede durumu iyi değilmiş Chaeryeong ise Sihyeon'a sarılıp ağlıyormuş. "
Chris anlatılanları hayal edince çok korkmuş ama Chaeryeong çok komiğine gitmişti.
Hastaneye vardıklarında gerçekten Chaeryeong Sihyeon'a sarılıp ağlıyordu. Kimse onların geldiği farketmemişti.
Chris Somi'yi gördü yanına gitti ve ona sarıldı. Bir anlık ürken Somi Chris'in kollarını tuttu ve itti.
"Dur, sonra konuşalım." Chris neden böyle yaptığını anlamamıştı.
Garip kapıdan onlara doğru yaklaşan doktor mutlu görünüyordu.
"Şuan gayet iyi. Birkaç saate taburcu olur. Beklemenize gerek yok ama bazı yakınları beklese iyi olur. " Chaeryeong bir anda daha çok ağlamaya başladı.
~~~~
Somi herkese görüşürüz diyip hastaneden çıkıyordu. Chris peşinden gitti. Tam arabasına binecekken seslendi.
"Somi konuşacaktı-" Kapanan kapı sözünü kesti. Anlamadan bakıyordu ki bir el arabaya binmesini işaret etti. Kapıyı açtı ve oturdu.
"Gidiyoruz Chris." Chris anlamadı ama sormadıda dile tutulmuştu adeta.
Gittikleri yer Somi'nin eviydi. Yukarı çıktılar. Somi eliyle koltukları gösterirken konuştu.
"Bize kahve yapıp geliyorum."
Birkaç dakika sonra elinde atıştırmalıklar ve hazırladığı kahve ile içeri girdi. Chris'e tepsiyi uzattı ve oturdu.
"Eee haftaya sergilenecek olan oyunu yazdın mı? Tiyatro son oyunun ardından popüler oldu baya her gün bizim hakkımızda atılan tweetler görüyorum muhtemelen eskisinden daha çok kişi gelecektir. "
"Dün akşam yazmayı bitirdim baya iyi oldu. Yarın herkese repliklerini dağıtacağım. Hatta yanımdayken seninkini vereyim." Kağıdı almak için elindeki kahveyi bırakacakken üstüne dökme eylemini gerçekleştirdi.
"Hay, aksi."
"Dur dur, önemli değil benimle gel sana tişört vereyim."
Somi'nin gittiği yöne doğru onu takip etti. Burası onun yatak odasıydı. Çok düzenli ve ferah bir odaydı.
Eliyle dolap kapaklarından birini işaret etti. "Bu bölümden sana uygun bir şey bulup giy ben çıkıyorum." Arkasını dönüp kapıyı kapatırken Chris tişörtü hızlıca çıkardı ve kapının tekrar açılmasıyla üstünü kapatmaya çalıştı.
"Ha bide bany-" Somi utandı. "Tamam bakmadan söylüyorum." Gözünü kapatarak konuşuyordu. "Banyo şu tarafta tişörtü oraya bırak ben yıkayıp sana veririm."
O sırada onu belinden kavrayan ve duvara yaslayan Chris onu korkutmuştu. Yüzleri birbirine yaklaşırken Chris Somi'nin şaşkın gözlerine bakıyordu. Konuştu.
"Haftaya hayallerimin oyununu sergilemeden önce hayallerimdeki insanla zaman geçirmek istiyorum."
Anında dudaklarına yapıştı. Hızlıca öpüyordu. Karşılık verdi kız. Elindeki tişörtü yere bırakırken öpmeye devam ediyordu. Dudaklarındaki çilekli dudak kreminin tadı da çok güzel geliyordu Chris'e....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hikaye hayalimden farklı ilerliyor son bi bölüm daha yazıp bitiririm muhtemelen. İlk bölümlerdeki konudan çok saptı gibi ama son bölümde ana konu fazlasıyla hissedilir diye düşünüyorum. Oy vermeyi yorum yapamyı ve okumayı unutmayın.. <3
