☁︎

2.3K 165 112
                                    

    Oyun alanı oldukça büyük biryerdi, ve çoktan diğerlerinden gelmişti. Hyunjin bana dönmüş ve otumam için kenarda bulunan taş merdivenleri işaret etmişti. Oynayamadığım için üzgünüdüm ama karşıda gelemezdim.

Suratımı asrak dediği yöne gitmiş ve oturmuştum. Takımları kurup oyuna başlamışlardı.

Neredeyse ortalama bir saatir oynuyorlardı artık ptumaktan götüm acıyordu. Burdayken rahat rahat yatamıyordum bile. Arkamdan geçen cariyeler in konuşmasına kulak misafiri olmuştum.

" Duydunuz mu ortadan kaybolan saray şamanı dün gece saraya girerken görülmüş. Nerelerdeydi acaba?"

O döndüyse ben geri mi gidicektim?. O şaman ile konuşmak istiyordum. Ama ya hyunjin? Onu bianda bırakmak. Ona bağlandığımı hissediyordum. Ama burası bana göre değildi. Kimse bilmeden bu zamanda kaybolup gidecektim.

Bianda kafama çarpan şey ile geriye doğru savruldum. Kafama çarptıktan sonra yere düşen şeye baktım, oyun oynadıkları renkli kumaştan yapılmış top. Arnımı sıvazlarken, yanıma gelip elimi indirip arnımı inceleyen bir hyunjin beklemiyordum. O arnıma bakarken ben onu inceliyordum. Gerçekten onu bırakıp gidebilir miydim?

Bakışlarımız birbirine değince gözlerimi kaçırdım yanımıza gelen diğerleri hyunjin gibi arnıma bakıyordu. Gerildigimi hissetim bianda. Hyunjin ve in yeop prensin arası o kadar iyi değildi ve topu aranda sanırım oydu.

" İyiyim ben prensim, bir zararı yok."

" Ama kızarmış, hyung azıcık dikkat etsen olmaz mı? Kale bu tarafta değil oyuncu değil. Nasıl denk getirdin ac-"

Olayın uzayacağını anlayarak bianda ayağa kalktım,benim kalkmam ile susmuştu. Önlerinde eğilmiş ve konuşmaya devam etmiştim;

" Oyununuzu böldüğüm için üzgünüm hepinizden tek tek özür dilerim ve izniniz ile gidebilir miyim?"

Aralarında en büyük prens konuşmuştu;

" Gidebilirsin, ama iyisin değil mi? İstersen bı şvester'e (hemşire'ye)görün."

" Eksik olmayın prensim, gayet iyiyim. Size iyi günler dilerim."

Son defa eğildikten sonra ortamdan hızla uzaklaştım. Önüme gelen ilk kişiye şamanı nerede bulabileceğimi sordum. Sarayın doğusunda kalan verandanın yanında giriş olduğu söylendi. Direk dedikleri yere ilerledim. İçimde istemsizce bir sıkıntı vardı kalbim sıkışıyordu, sanki kötü birşeyler olacakmış gibi hissediyordum. Beynim gitmemi, kendi zamanıma dönmemi söylerken, kalbim kalıp burda güzel bir yaşam sürebileceğimi söylüyordu. Ama daha ne kadar burda dayanabilir bilmiyordum.

Benimde bir yaşantım vardı. Bir ailem , arkadaşlarım, hatta bir kedim bile vardı. Burda ne bir arkadaşım var , ne de ailem, bir kedi bile yok.

Derin nefesler alarak kapıyı tıklatıp içeriye girdim. İçeride yerde oturan siyah kırmızı honboklu şamana baktım, arkası bana dönüktü.  Bianda konuşması ile korksamda kendimi toparladım.

" Gelmeni bekliyordum. Karşıma otur."

Dediğini yaparak yavaşça karşısına oturdum. Yüzünü gördüğümde bana anahtarı veren kadın olduğunu anlamıştım.

" Bana ne olduğunu açıklar mısın?"

" Tabikide açıklayacağım ."

"Gelecketeki zamanı merak etmiş ve sizin zamanınızda bulunan benim ruhumu taşıyan kadına büyü yolladım. Ve bir anahtar o anahtar ile ruhumu geri getirecektim. Lakin orda kalabilmek için süre vardı iki gün ikinci gün dolana kadar dolaştım lakin sürekli gözlerimin kararması geri döneceğimi belirtiyordu. O gün önüme gelen ilk kişi sendin acele etmem gerekti gece yarısından önce birisine teslim etmem gerekti. Sonuç olarak  sana verdim ve sende buraya geldin şimdi yarın gece yarısı geri döneceksin anahtar ile uyandığın yere git ve sadece gece yarısı olmasını bekle anahtar kendiliğinden bir kapı açacaktır sana . "

" Peki ya gitmek istemiyorsam?"

" Ölürsün."

_______________________________________

Selam!🥺

Nasılsınız?

Ben ortalama diyim.

Sınavlardan dolayı buraya hiç giremiyorum .

Sınavlar bittiğinde rahatlayicahim.

Ve bu kitap ın diğer bölümü final olacak.

Bu kitabında fazla uzun sürdüğünü düşündüm ve artık taslakta bulunan bir kaç kitap çıkarmak istiyorum doğrusu.

Bu yüzden böyle bişey yaptım.

Neyse

Ehem

🤍 Seviliyorsunuz🤍

(✓)𝐋𝐎𝐍𝐆 ꨄ︎ 𝐇𝐲𝐮𝐧𝐣𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin