KÖTÜ HİS

124 12 2
                                    

ÜZGÜNÜM YB GEÇİKTİ BİRAZ AMA ARTIK KUSURA BAKMAYIN İYİ OKUMALAR :)                                                                                                

                                                          *******SİLEM*******                     

Korkunç bir baş ağrısıyla uyandım. Eve geleli bir kaç saat olmuş. Gelir gelmez de güya dinlenicem diye uzanmıştım ama uyuya kalmışım. Tam yataktan kalkıcakken

"Lanet olası ağrı" Baş ağrısından kalkıcak halimin bile olmadığını fark ettim. Şimdi bu ağrıda niyeydi. Başımı tutarak ayaklanmaya çalıştım.Sonra anneme seslendim

"Anne başım çok ağrıyor"

Bunu biraz kısık sesle söylemiştim sanırım annem televizyonun sesinden beni duymamıştı bile. Ağrısı olan insan hap falan yutardı ama ben hap yutma özürlüsü gibi bir şeydim.

Gerçekten hap yutamıyordum. Ilık bir duş iyi gelebilirdi herhalde. Banyoya gidip üstümdekileri de çıkarıp küvvete geçip oturdum. Aklıma sabah ki gördüklerim geldi. Evet abartı bir durum ortada olmayabilirdi ama içimde tanımlayamadığım başka kötü bir his vardı.

Su saçlarımı yavaş yavaş ıslatırken gözlerimde dolmaya başlamıştı. Ben ilk defa biri için ağlıyordum. Bu alışkın olduğum bir durum değildi. Gözlerim doldukça sanki gözlerime bir şeyler batıyor gibiydi. Bende daha fazla dayanamayıp yaşların suyla birlikte yüzümden akmasına izin verdim.

Suyu kapatıp küvvetten çıktığımda duşun beni rahatlattığına bir kez daha emin oldum.  Odama geçip eşofmanlarımı giydikten sonra saçlarımı kurutmak için saç kurutma makinesini aramaya koyuldum.  Evet biraz dağınık olabilirim ama bu herkesde olur ki yani toplu yaşam mı olurmuş.

En güzeli dağınık olmak toplu olan insan sıkıcıdır be.  Baya bir uğraştıktan sonra giysi dolabımdan çıktı.  Saçlarımın uzun olması kuruturken ve tararken baya zorluk çıkartıyordu.  Ama şekillendirmeye gelince de uzun saç gibisi yok. İşte şimdi en zor kısıma geldik.

Kuruyan ve kabaran bir saçı taramak. Dolaşmış ıyğğ. Saçlarımı tararken resmen onlarla cebelleşiyordum. Ohh sonunda bu da bittiğine göre saçlarımı örüp ders çalışmaya başlayabilirdim. Baş ağrımdan eser kalmamıştı.

Ders çalışırken aynı zamanda da Sergenle uğraşmamak elde değildi. Canım benim ya. Haftasonu dershaneden sonra uygulamak için planlar yapıyorduk. Aslında en çok ben yapıyordum o beni fazla takmıyordu bile.

Ne desem "Hıı" diyordu. "Haftasonu görüşücez canım.Hatırlatırım o zaman sana" diye bir mesaj atıp telefonu sarja taktım.  Raftan ihanet kitabımıda alıp okumaya başladım.  Ahh be Zoey yapılır mı bu Eric gibi bir çocuğa.

Hem okuyor hemde içimden kitabı yorumluyordum. Telefonu alıp saate baktığımda saatin 03.42 olduğunu gördüm. Vay anasını kitaba nasıl dalmışım ben öyle nerdeyse bitecek biraz daha okusam.

Saat baya geç olmuştu artık uyuma zamanım gelmişti yoksa sabah kalkamazdım. Yatağıma geçip yatıcakken Bengiyi de yorganın içine girmesi için ikna etmeye çalışıyordum.

Ama bu kızın uykusu cidden ayıların kış uykusunu sollardı. Sonunda bağırıp;

"Gerizekalı üşüteceksin böyle gir şu yorganın içine!"

Bengide tık yoktu bu kadarda derin uyulmaz ki. Yorganla beraber ortüyü yere çektim. Hop Bengi yerde. Düşünce hemen bağırmaya başladı.

~Kalpsizim~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin