Başları aşk dolu olabilir okumaya devam edin ilerleyen zamanlarda hoşunuza gideceğini umuyorum...
Beni güçlü kollarıyla sıkıca sardı. Bunu severdim, ondan hep bana sarılmasını isterdim, yoksa beni bırakıp gidecekmiş gibi gelirdi.
''Seni seviyorum.''
''Ne o, birden içinde ki aşk pıtırcıkları mı kabardı?''
''Hayır, sadece bilmeni istedim. Eğer seni kıracak bir şey yaptıysam...''
Sözünü yarıda kesip,
''Bu da ne şimdi? Böyle konuşmalardan nefret ederim. Sanki ayrılacakmış gibi.''
Kaşımın tekini kaldırmıştım.
''Belki de öyledir Kayra.''
Dediğini anlayamamıştım; kısık sesle söylemişti, lunaparkta olduğumuz için de çok gürültü vardı. Lunaparkları severdim. Bana büyümemem gerektiğini hatırlatırdı. Fakat lise son olmuştum ve okulum bitmek üzereydi, nisan ayındaydık ve ben gerçekten iyi bir üniversiteye gitmek istiyordum. Büyük hedeflerim vardı. İstanbul Üniversitesi'nin Tıp Bölümü'nü kazanıp uzmanlık alanı olarak da psikiyatri okumayı hedefliyordum, tabii daha adını söyleyemiyordum ama olsun. Teoman'ın benim gibi sorunları yoktu. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Makina Mühendisliği bölümünü iki yıl önce kazanmıştı. İkimizin düşünceli halinden sıkılmıştım daha fazla onunla olduğum yerde durup hiç bir oyuncağa binmeden bekleyemezdim.
''Bütün gün burada beklemeyeceğiz değil mi? Hem bugün benim doğum günüm. Seni her şeye bindireceğim ve eğer karşı çıkarsan çok üzülürüm.''
Sözlerimin sonuna doğru dudaklarımı büzüştürüp gözlerimi kocaman açmıştım. Böyle yapınca genelikle benimle dalga geçerdi ama eğer bu onu benimle binmeye ikna edecekse her gün böyle dolanabilirdim.
''Peki prenses sadece üç oyuncak hakkın var daha sonra sana bir süprizim var.''
''Madem çok fazla hakkım yok o zaman bir sevgili klişesi yapalım ve dönme dolaba binelim.''
Dönme dolaba binelim derken hafif çığlık atarmış gibi yüksek sesle ve kolarımı kaldırarak söylemiştim.
'' Yapma ama Kay-'' sözünü tamamlamasına izin vermeden kolundan çekerek gişeye gittim.
''Bize altı jeton lütfen.''
''On sekiz lira.''
Adam jetonları uzatıyordu elime tam alacakken önce parayı vermem gerektiğini hatırladım ve siyah küçük boyundan asmalı çantanın içinde paramı ararken,
''Kayra hadi gidelim.''
Diyerek Teoman elimi kavradı. Her zaman olduğu gibi küçücük çantalar kullanmama rağmen benden önce cüzdanından parayı çıkarmış ve çoktan ödemişti.
''Sana tek bir sorum var nasıl oluyor da benden önce çıkartabiliyorsun."
Gözlerimi irice açmıştım. Çünkü 'acaba gizemli güçleri mi var' diye merak ediyordum. Bunu ona sormalıydım.
Gittiğimiz lunapark çok büyük değildi. Gişesi ortadaydı. Hemen sağında da 5D diye tabir edilen saçma sinemalardan vardı. Çarpışan arabalar en sonda, dönme dolap en solda, Crazy Dance adı verilen dönen araba tarzı oyuncakların olduğu şeyl de aradaydı geri kalan oyuncaklar ise diğer kısımdaydı. Yerde çakıl taşları vardı ve bu beni rahatsız etmişti ayağımdaki ayakkabının tabanı çok inceydi, sanki her şey zorla ayağıma batırılıyordu. Bu hissi belli etirmemeye çalışıyordum derken Teoman ile el ele dönme dolaba binmek için başta olan merdivenleri çıktı bir gariplik vardı. Teoman bu kadar kolay kabul etmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk
Детектив / ТриллерSonsuz bir boşluğun içinde yaşamaktansa SONSUZLUK olmaya gidiyorum. -Teoman