Gözümden akan yaşların hadi hesabı yoktu.Ellerimin kontrolünü kaybetmiştim, avuçlarımın içinden düşen kağıdı ne tutabiliyordum ne de düşüşünü hissedebiliyordum. Annemin bana bağırarak sorduğu ''İyi misin?'' soruları sanki kilometreler öteden geliyor, ama yere düşen kağıt parçasının çıkardığı ses yanımda bomba patlıyormuş gibiydi. Etraftaki renkler soluklaşıp düzeliyordu. Görüntü yavaş yavaş sağa kayıyordu veya ben yere düşüyordum. Artık her yer karanlıktı, sesizdi, sanki sonsuz bir boşluktu.
&&&
Eskiden oturduğumuz evdeydim. Benim odamdı. İçeriye annem girmişti ama daha gençti. Beni görmemişti. Dolabıma gitti, askıdan bir elbise çıkardı. Elindeki elbiseye dikkatli baktığımda bu elbisenin benim en sevdiğim elbisem olduğunu gördüm. Uzun kollu -fakat devamlı dirseğime kadar çektiğim için bollaşmış- hafif kabarık mini eteği ve arkasında küçük bir sırt dekoltesi vardı, üst bedeni tam oturan siyah bir elbiseydi.
Annem odadan çıkmıştı. Onu takip ettim. Eski evimiz üç odalıydı. Benim odam, misafir odası ve annemlerin yatak odası; gömme dolap ve banyonun olduğu koridorun sonundaydı. Annem odamdan çıkıp antreden geçerek salona girdi, ve tabi bende. Salonda tahminen on beş on altı yaşlarında bir kız saçlarını önüne atmıştı, yüzü görünmüyordu fakat koltukta otururken ayağını sallamasından ne kadar gergin olduğu belliydi. Birden saçlarını geriye atmıştı. Annem de bu durumdan ürkmüştü.
''Anne ben ne yapacağım? Tahminen yarım saatte gelecek ve ben hala ne giyinmem konusunda bile karar veremedim.''
''Şimdi sakin ol, ben senin için ne giymen gerektiğini seçtim. Hafif bir makyaj da yaparsak fıstık gibi olursun''
Annem bu duruma çok eğlenirmiş gibi kıkırdadı ve kızın üzerine elbiseyi fırlattı. Kız elbiseyi kaptığı gibi koşarak odasına gitmişti, çok heycanlı ve gergin olduğu için adeta bir şimşek etkisi yaratmıştı.
İki dakika sonra kız salona geri döndü elbise kıza gerçekten çok yakışmıştı. Annemin söylediği kadar vardı. Kusursuz olan beyaz teni siyah ile müthiş bir zıtlık içerisindeydi. Annem kızın kolundan tutuğu gibi banyoya götürdü, gözlerine ince kalem çekti aynı elbise gibi siyahtı ardından kirpiklerine bir kat rimel.
''Anne bir şey unutum ama ne? Sanırım delireceğim.''
Annem kızı baştan aşağı süzdü. Bir şey düşünüyor olmalıydı.
Kızın arkasından geçerek kendi odasına girdi. Odadan siyah bir hırkayla çıktı hırka oldukça uzundu ve siyahtı. Kız arkasına döndüğünde gördüğü manzaraya şok olmuştu, aslında çok ilginç bir durum yoktu.
'' Ama anne bu senin babamla ilk buluşmanda giydiğin hırka bunu bana veremezsin.''
''Evet şimdi de sen ilk buluşmanda giyeceksin.''
Annem kızın giymesine yardım etti, tam bu arada kapı çaldı. Annem kapıya, kız ise benim eski odama gidip çantasını alıp kapıya koştu. Kapıda on yedi on sekiz yaşlarında bir çocuk vardı elini kıza uzatarak 'Istersen gidelim.' der gibi bir hareket yaptı , kız da 'olur' dercesine mimik yaptı adeta birbirilerine bakarak konuşuyorlardı.
Çocuk ise gayet kibar bir şekilde;
''İzninizle Kayra'yı alabilir miyim?'' Evet o bendim, bu benim ve bu bizim ilk buluşmamızdı, o elbise benim için çok değerliydi çünkü ilk buluşmamızda giymiştim.
''Tabi ki Teoman'' diyerek adeta Teoman'ın kibarlığından etkilenmişti.
&&&
Göğüslerime dolan nefesle beraber gözlerimi de açmıştım. İğrenç bir koku burnuma gelirken, bu bana kusma hissi vermişti. Gözlerim bulanık görürken yavaş yavaş netleşiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk
Mystery / ThrillerSonsuz bir boşluğun içinde yaşamaktansa SONSUZLUK olmaya gidiyorum. -Teoman