İlk Gün

64 7 4
                                    

Ben G. Her ay psikiyatriste gidiyorum. On dört yaşındayım ve sekizinci sınıf öğrencisiyim. En sevdigim ders Türkçe. Her neyse evimiz Izmir Balçova'da. Okulum normal devlet okulu. Ilk acımı beş yaşında ablamın vefatıyla yasadim. Şimdi ise iki kardeşiz. Kardeşim Peyton. Bende bir hafta sonra doğdu. Şaka şaka benden yedi saniye sonra doğdu ikizim olur kendisi. Tek yumurta ikizi olduğumuzdan artık bizi karıştıranları aldırış bile etmiyoruz. Seneye ki seçimim Görsel Sanatlar Lisesi. Sinema sanatçısı olmak küçüklük hayalim. Peyton da müzik öğretmeni olmak istiyor. Evet şimdi herşey anlaşıldığıba göre başlayabiliriz. Cuma günü okuldan geldiğimde annem ve babam beni ve Peyton'u çağırdı. Ne olduğunu bilmeyen meraklı kardeşler olarak biz ışık hızıyla odamızdan çıkıp salona gittik. Ben annemin, Peyton ise babamın kucağına oturduk. Oturmamızla kalmamız bir oldu. Çünkü annem ve babam kucaklarınıa oturunca kızıyorlar. Peyton ile aynı anda meraklı bir ses tonuyla
"Haydi ne oldu?" Diye sorduk. Annem ve babam birbirine bakarak annem konuyu açtı :
"Çocuklar nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama bu ders notlarınızla Görsel Sanatlar Lisesine kolay bir şekilde gireceğinizden emin değilim. O yüzden babanızla bir karar aldık ve sizi Istanbul'da ki özel bir okula göndereceğiz."
Dedi. Biz Peyton ile birbirimize şaşkın şaşkın bakarken Peyton şaşkınlığı bozdu ve :
"Peki ne zaman gideceğiz? Uçak kaçta kalkacak? Nerede kalacağız? Ne zaman ev tuttunuz? Okulumuz eve yakın mı? Evimiz okula yakın mı? Pardon son ikisi aynı. " dedi.
Babam
"Pazar günü uçak saat 14.00 da kalkacak. Tuttuğumuz evde kalacaksınız. Ev tutalı iki hafta oldu, eviniz okulun karşısında. "
Dedi.
Ben :
"Peki biz evimizi bulacağız?"
Dedim
Annem :
"Bayan Littleford sizi karşılayacak. Bu arada Beth Littleford sizin evdeki temizlikçiniz."
Her sey çözülmüş bir şekilde Odamıza gidip eşyalarımızı topladık. En önemlisi telefonumuzun sarj aleti. Pazar günü gelip çatmıştı. Bir yandan annemleri bir ay göremeyeceğim diye ağlıyor, bir yandan da Istanbul'a gideceğim diye seviniyordum. Annemle babam bizi arabayla havalimanına götürüp uçak kalkana kadar beklediler. Biz Peyton ile birbirimize bakıp ağlıyorduk. Ikimizde heyecanlıydık. Ben tam telefonumu çıkarıp sosyal medyaya girecekken anons "Sevgili yolcularımız, lütfen elinizdeki tablet, telefonlarınızı kapatınız. Iyi uçuşlar dileriz." Sonra telefonumu oflayarak kapattım ve küçük çantamın içine koydum. Sonra başka bir anons ile irkilip uyandım "Sayın yolcularımız kemerlerinizi çıkartabilirsiniz, Istanbul'a gelmiş bulunmaktayız. Iyi günler dileriz." Uçaktan inip valizlerimizi almaya gittiğimizde yanımıza orta yaşlı bir kadın gelerek :
"Siz Peyton ve G kardeşler olmalısınız ben Beth. Kısaca Bayan Littleford. Gelin size evinizi göstereyim." Dedi.
Ikimizde olur diyip kadının yolunu tuttuk. Çok güzel bahçeli bir apartmandı. Reyhan Apartmanı. Peyton ve ben kaçıncı kat olduğunu merak ederken kadınla beraber asansöre bindik ve kadın üçü tuşladı demekki evimiz üçüncü kattaydı. Bize odaları gösterdi. Evimiz çok güzeldi. Odamıza gidil eşyalarımızı yerleştirdik. Sonra annemi arayıp geldiğimizi söyledik. Sonra Bayan Littleford bizi okulumuza götürdü ve okulumuzu gösterdi. Okul, özel olduğundan sabah 09:30'daydı. Bu durumdan ikimizde memnunduk. Karnımız gerçekten çok açtı o yüzden sucuklu yumurta yaptık ve afiyetle yedik. Bugün çok yorucuydu o yüzden koskoca odanın içinde ben kanepeye Peyton ise yere yattı. Sonra ise ikimizde uykuya daldık. Aslında uyumamız normal değildi çünkü saat 20:46'ydı.

İyi KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin