...

245 33 23
                                    

- Düş mü görüyorum, bu beynimin bana bir oyunu mu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Düş mü görüyorum, bu beynimin bana bir oyunu mu?

Güçsüz, morluklarla dolu kollarıyla Hwang'ı yerden kaldırdı.

Daha fazla yatarsa üşüteceğini biliyordu.

Bünyesi çok zayıftı.

- Bu kaderin bize oyunu Hyunjin.

Kenardaki banka oturdu, uzun uzun sanatını inceledi.

Hyunjin, karıncayı bile incitmekten korkan çocuk onun yüzünden acımasız bir deliye dönüşmüştü.

Acıyla gülümsedi.

Hayat çok acımasızdı.

- Ben her zaman senin etrafındaydım Hwang. Evinde, yatağında aldığın koku benimdi, deli değildin. Gerçekten gelmiştim.

Bedenini banka, Felix'in yanına attı.

Midesinde şiddetli bir acı hissetti.

Demek ki aylar önce öldü sandığı kelebekler ölmemişti.

Sadece onu bekliyorlardı.

- O zaman neden gittin?

- Kendinden çok sevdiğin insanın, senin yüzünden ölmesine izin verir miydin?

Uzun süre sessizlik oldu.

Bahsettiği kişinin kendisi olduğunu biliyordu. Kim onu Felix ile birlikte olduğu için öldürürdü ki. Aşk bir suç muydu?

Bilmediği şeyler vardı.

Bilmediği çok fazla şey vardı.

- Benim bedenim bir canavara satıldı Hyunjin. Ruhumun bundan sonra önemi kalmadı.

Çünkü bedenim ile işbirliği yapmayı bıraktı, bırakmak zorunda kaldı.

Ruh bedenden, beden de ruhtan ayrılamaz. Eğer ayrılırlarsa ortada bir yaşam kalmaz.

Kollarında olabilmeyi çok isterdim Hwang. Fakat bunu yaparsam senin bedenin ait olamaz bana.

Alırlar onu benden.

Minik elleriyle ıslak gözlerini sildi.

Vurmuştu yine gerçekleri yüzüne.

Yok etmişti yine içindeki tüm umutları.

Artık ihtimali yoktu

- Felix neler oluyor?

Ağlayarak çilli çocuğun dizlerinin önüne çöktü.

Felix ne yaşamıştı böyle?

Ne yapmışlardı ona?

Vücudundaki izler de neyin nesiydi?

- Lütfen her şeyi anlat Dahlia.

- Bana ilk öpücüğümü verdiğin günü hatırlıyor musun?

İkimiz de deli gibi heyecanlıydık. Benim için Dahlia çiçekleri almıştın. Gün boyu hayatımızın hep o günkü kadar mükemmel olacağını hayal etmiştim.

Yanılmışım Hwang.

Her zamanki gibi yanılmışım.

Belki başka bir evrende bütün öpücüklerimizi birbirimize ithaf ederiz.

Fakat bu evrende birlikte olamayız.

Sevdiğim adamın bir canavar yüzünden ölmesine izin veremem.

Issız sokağın her köşesinde yankılanan siren sesleri ile ayağa kalktı Felix. Önünde diz çökmüş, ufak çocuk gibi ağlayan meleğini de kaldırdı. Son kez, hiç olmadığı kadar derin baktı kahverengiliklerin içine.

- Üzgünüm Hwang. Benim yüzümden kendine daha fazla zarar vermene göz yumamam.

- Beni son kez öper misin?

Karşısında bir ölüden farksız duran çocuğa baktı. Teni solmuş, yaşları çillerini ıslatmıştı.

Bu halde bile mükemmel olduğunu düşündü.

Yaratıcısına, sanatçısına bir kez daha aşık oldu.

Ve bu son seferiydi.

Çilli çocuk Hwang'ın dudaklarına son kez, hiç olmadığı kadar heves ve tutkuyla kapandı.

Bir an, sadece bir an ikisi için de hayat durdu. Tekrar birbirlerinden güç aldılar. Acılar, yaşananlar unutuldu. Geçmiş bir oyuncak gibi kenara atıldı. İkisi de bırakmak istemedi.

Bıraktıklarında olacakları biliyorlardı.

Bilmek istemediler.

Unutmayı dilediler.

Unutamadılar.

Polis arabaları çevrelerini sardığında cennetten ayrılmak zorunda kaldılar.

Çilli çocuk gözyaşları arasında zorla bileğindeki fuları çıkarıp Hwang'ın bileğine doladı.

En azından bir tesellisi olsun istedi.

- Seni seviyorum Hwang. Bu ruh bedenini kaybetmiş olsa da sana olan aşkını kaybetmedi, asla kaybetmeyecek.

Minik elleri son kez öpüp kokusunu içine çekti. Canavar, o canavar Felix'e her gün sahip olacaktı. Her gün çevimsiz bedenine katlanamayacağı acılar yükleyecekti.

Buna göz yumamazdı.

Etrafına baktı. Polisler çoktan gelmişti. Bileğine takılan demir parçasını bile daha yeni idrak ediyordu.

Kurtulmaya çalıştı, yapamadı.

Cenneti dudaklarında bulduğu, ömrünü ona adamak için kendine söz verdiği çocuğun gitmeden önce yavaş adımlarla sokağı terk etmesini izledi.

Bu hikaye mutlu sonla bitmeliydi.

Hazmedemedi.

Çilli çocuk ise Hwang'ın aksine sonu kabullenmişti. İçten içe mutluydu.

Canavar meleğine zarar veremeyecekti.

Yavaş adımları onu Hwang ile tanıştığı yere getirdi.

Ne tesadüf ama.

Acıyla gülümseyerek son kez havayı soludu çilli çocuk.

Belinden silahı çıkarıp kafasına tuttu.

Artık her şeye son verecekti.

Gözlerini kapattı, kendini son kez anılara bıraktı.

Bıraktığı için kendine lanetler okudu.

Yapamazdı.

Hwang'a söz vermişti.

...

𝐍𝐞𝐫𝐯𝐞𝐬 [𝐇𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin