Hamileliğimin 8. Ayını doldurmuştum. Karnımdaki tatlı kızımız Eiza'ya kavuşmamıza çok az zaman kalmıştı.
Her şeyiyle ona benzesin istiyordum. Kaşları onun gibi olsun, gözleri onun gibi olsun, saçları onun gibi olsun.. Tıpkı Eren gibi olmasını istiyordum.
Eren ise gözlerini kapatmış, kafasını bebeğimizin büyüdüğü yere, karnıma dayamış sessizce onunla konuşuyordu.
"Hadi bebeğim.. Lütfen bir tekme at."
Onun bu isteğine kıkırdadım.
"Çok inatçısın bebeğim.. Tıpkı annen gibi." dedi bana dönüp sırıtarak.
Kaşlarımı yalandan çattım.
"Ben inatçı değilim Jaeger." dedim sahte bir sinirle.
"Evet öylesin tatlım." dedi yanağıma sulu bir öpücük bırakarak. Öpücüğüne kıkırdamış, geri çekilmesini engelleyerek onu tutkulu bir öpücüğün içine çekmiştim. Bu öpücüğüme aç bir şekilde cevap vermişti.
"Ah!" diyerek ondan ayrıldım ve gülmeye başladım.
"Ne? Ne oluyor? Bir yerin mi ağrıdı? Sancı mı geldi? Ne oluyor Mikasa? Neden gülüyorsun?"
"Hayır hayatım.. Ufaklık tekmeledi." dedim gülmeye devam ederek. Eren ise bıkkınlıkla nefes verdi.
Çünkü Eren'le ne zaman öpüşsek tekmeliyordu.
Eren usulca karnıma eğildi ve konuşmaya başladı.
"Ufaklık artık yeter. Anneni öperken tekmelemeyi bırak yoksa sana doğduğunda telefon yasağı getireceğim." dedi.
"Daha az önce tekmelemesini istiyordun?" dedim gülmeye devam ederek.
"İstediğim şey tam olarak bu değildi."
"Şimdiden otoriter bir baba olmaya başladın.. Biz ne yapacağız seninle?" dedim gülümseyerek.
"Hadi ama öpüşürken kızmamalı. Onu yapmak için öpüşmeden fazlasını yaptık!"
"Eren!" dedim bağırarak. O da gülmeye başladı.
"Peki hayatım, minik doğmamış tırtılımın yanında bu konuları konuşmak yok."
"Aferin" diyip saçlarıyla oynamaya başladım.
"Haftaya pikniğe gidelim." dedi mırıldanarak.
"Olabilir.." dedim gözlerindeki yeşil tonlarına odaklanarak.
"Jean ile iddiaya girdik en az et pişiren eşek gibi anıracak." dedi. Gözlerimi devirdim.
"Yaşın kaç olursa olsun onunla uğraşmaya devam edeceksin değil mi?"
"Tabii ki."
Dudaklarımızı birleştirmek için ona yaklaştığım sırada birisi kapıya alacaklı gibi vurmaya başladı.
"Ne oluyor?" dedim ayağa kalkarak. Eren benden önce kalkmıştı. Ben daha kalkamadan o çoktan kapıya ilerlemişti bile.
"Mikasa sen geride dur tamam mı?"
"Ne diyorsun se-" kapıyı açtığı sırada ağlamaktan gözleri kızarmış Arminle göz göze geldim.
"Lan ne bu hâl?" dedi Eren geri çekilerek
"A-annie.." dedi ağlayarak. Paniklemeye başladım.
"Ne oldu ona lan."
"BENİ EVDEN KOVDU!"
=🪐=
"Hazır mısın at surat?"
"Ben her zaman hazırım intihara meyilli ergen."
"1..2..3.. Başla!"
Aynı anda etleri pişirmeye başladılar. Ben de onları gözlerimi devirerek onları izledim. 11 yaşındaki küçük çocuklar gibi birbirleriyle uğraşıyorlardı.
Size şu an herkesin ne yaptığını kısaca anlatayım,
Annie ve Armin evliydiler, birlikte çınar ağacının gölgesinde oturuyorlardı. Armin çok başarılı bir doktordu. Özel bir hastanede genel cerrahtı. Annie, Armin'nin hastasının onunla flörtleştiğini görünce çok kızmış onu evden atmıştı. Armin bizi de araya sokarak kendini affettirebilmişti.
Jean ise hera denilen bir kızla çıkıyordu. Jean aşçı olmuştu ve onlar aynı restorantta tanışmışlardı. Birbirleriyle o kadar uyumluydular ki.. Jean ona evlilik teklifi etmekten bahsetmişti bize. Jean etlerle ilgilenirken hera da onu seyrediyordu.
Connie hayatına yalnız devam ediyordu. Pastane işletiyordu. Hem Jean'a hem de Eren'e gaz veriyordu.
Sasha da Niccolo ile nişanlıydı. Connienin pastanesinde şefti. Şu an Niccolo ile birlikte sofrayı kuruyorlardı. Daha doğrusu Niccolo kuruyor Sasha onun koyduğu yiyeceklerden yiyordu.
"Sasha!"
"Özür dilerim!" Sasha Niccoloya öpücük verip ona yardım etmeye karar verdi.
"Oi dört göz çocuğumu düşüreceksin!"
"Bir şey olmaz o benim de oğlum! Vuhu!" dedi Hange-san Levi ile oğulları Harry'yle sırtında koşarak.
Levi ve Hange-san evlenmiş, evliliklerinden 4 yaşındaki oğulları Harry dünyaya gelmişti. Tıpkı annesi gibi gözlük takıyordu. Dış görünüşü tıpkı babası gibiydi. Gözlükleri olmasa Levi'nin küçük versiyonu gibiydi."Bak Venüs, erkeklere güven olmaz tamam mı? Asla aşık olma."
"Ymir! O daha çok küçük."
"Peki benim tatlı Historia'm" dedi Ymir karısına öpücük vererek.
Historia ve Ymir okul biter bitmez evlendiler. Ve çok tatlış bir kızları oldu. İsmi venüs. Ve Ymir de şu an kızı Venüs'e 'Hayat Tavsiyeleri' veriyordu.
Müdür Erwin ise hâlâ bekardı. Telefonla konuşuyordu. Sanırım okul işleri.
Bertholdt ve Reiner hâlâ bekarlardı. İkisi kendi işini kurmuş ve büyük bir oteli işletiyorlardı. Reiner uyuyordu. Bertholdt onun suratını boyuyordu.
Pieck psikolog, Porco ise avukat olmuştu. Hâlâ birlikteydiler. Şu anda Pieck Porco'ya masaj yapıyordu. Porco kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.
Gülümseyerek baktım hepsine. Ne kadar da şanslıydım. Koskocaman, mükemmel bir ailem vardı. Yavaşça karnımı okşayıp karnıma fısıldadım.
"Çok şanslısın annecim, mükemmel bir aileye doğacaksın."
Buraya bölüm atmayı özlemişim özel bölüm atim dedim 🥺Bir de reklam yapıcam ehe
Böyle bir şey yazdım okursunuz dimi haydi öptüm bıy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖴𝗇𝗄𝗇𝗈𝗐 𝖭𝗎𝗆𝖻𝖾𝗋 || 𝖤𝗋𝖾𝗆𝗂𝗄𝖺
Teen FictionEren Jaeger, fake hesap açıp sevdiği kıza yazmaya karar verir.. ÇOOK ESKİ BİR KURGUMDU AŞORO CRİNGE GELEBİLİR UYARI VEREYİM DE ❦︎ 𝙨𝙩𝙤𝙧𝙮 𝙗𝙮 : @/𝙠𝙩𝙝𝙜𝙤𝙤𝙙𝙗𝙤𝙮 𝙗𝙖𝙨̧𝙡𝙖𝙣𝙜𝜾𝙘̧ : 16/08/2021 𝙗𝙞𝙩𝙞𝙨̧ : 30/10/2021