Merhaba, buraya geldiğin için pişman olmayacaksın, şimdiye kadar yazdığım en iyi hikayelerden olabilir :)) İyi okumalar diliyorum...
-Efepashaege
Saat gece 00:02'ydi, sabah saat 14:00 da yola çıkmıştık ve İstanbul'dan Muğla'ya yol alıyorduk. Ön koltukta annem ve babam otururken arka koltukta kulaklığımda çalan sakin şarkıyla beraber uyumak üzereydim. gözlerim telefonda yazan tarihe kaydı, bugün 19 Temmuz 2018'di kulaklıklarımı çıkarttığımda arabanın penceresinden yola baktım. Karanlık bir orman yolunda ilerliyorduk ve arabanın radyosunda Cem Adrian çalıyordu.
Bir yandan annem ve babam sohbet ederken babama sordum:
"Ne kadar yolumuz kaldı?"
"15 dakika Doğukan, varmak üzereyiz."
Annem hemen araya girdi:
"istersen uyuyabilirsin ama 15 dakika var, sen bilirsin."
Anneme verdiğim cevabı tahmin etmişsinizdir, bu arada bizden 10 dakika önce arkadaşım Okan'la konuştuk, o da bizimle birlikte geliyordu, ailesiyle birlikte bizim tutacağımız bungalov evin yanında bir ev tutmuşlardı.
15 dakika 25 saniye sonra
Evet, sonunda gelmiştik, babam valizlerimizi bagajdan alırken bende ufak tefek eşyaları topluyordum, annem bungalov evin içine girmiş yataklarımızı düzenliyordu.
Bende elimde eşyaları tutarken babamı bekliyordum, o sırada etrafa bakmakla meşguldüm.
yaklaşık 20 adım uzağımızda bir koy vardı, sol tarafında güzel bir orman, plajın etrafında duran minik kafeler, barlar ve plajın arkasında duran ince bir yolun ardından bungalov evler.
Burası gerçekten güzel bir yerdi, ben kendimi manzaraya kaptırmışken babamın sesi ile bu durum son buldu.
"Tamamdır oğlum, kapat bagajı"
Arabanın bagajını kapattım ve sağ elimdeki dolu olan eşyalarla babamla birlikte eve yöneldik.
Eve baktığımda şey görüyordum... hani şey derler ya, cennetten bir köşe.
Evimiz ve çevresi tam olarak bu lafa uygundu, evin önünde minik bir veranda vardı, 3 basamaklık olan merdiveni çıktık ve verandayı geçerek kapıdan içeriye girdik. Gayet güzel bir yerdi, burada 15 gün kalacaktık.
İçimdeki mutluluğun yanında büyük bir yorgunluk vardı, eşyaları yerleştirdikten sonra bana ayrılan odaya geçtim ve telefonumu açıp Okan'a mesaj yazdım.
"Geldik!"
"Hoş geldiniz, biz yerleştik. Uyuyacağız şimdi"
"Tamamdır uyuyoruz bizde, yarın görüşürüz."
Bu kısa mesajların ardından telefonumu yatağın yanındaki komodinime koydum ve ince yorganımı üzerime çekip tam 15 saniye içinde derin bir uykuya daldım.
Sabah uyandığımda etraftan gelen kuş sesleri kışın gördüğüm rüyaları anımsatıyordu. Telefonumu açıp baktığımda saatin 09:34 olduğunu fark ettim. Muhtemelen annem ve babam hala uyuyordu. Mutfağa bir not bıraktım ve kapıdan dışarıya çıktım.
Anne ben dışarıya çıkıyorum,
biraz etrafa bakacağım. Hem Okan'la görüşürüz,
çok geç olmadan evde olurum.
Sabah olmasına rağmen etrafta toplasan 15-20 tane insan vardı, bunların bazıları yaşlı, bazıları ise normal yetişkinlerdi.
Eve dönüp üstümü değiştirdim ve dışarıya tekrar çıkıp plajın arkasındaki yolda yürümeye başladım.
Manzara gerçekten mükemmeldi, gündoğumu yeni yeni bitiyordu ve insanlar kafelerde oturmaya başlamıştı, denize girenler de vardı.
Okan'ın uyanmış olduğunu düşünerek hemen Whatsapp'a girdim."Günaydın Okan, uyandıysan gel. Ormanın yanındaki kafede bekliyorum."
Evet daha orada değildim, ama yaklaşık 30 saniye sonra orada olacaktım.
Ben bunları düşünürken cevap gecikmedi, hemen telefonum titredi.
"Günaydın, geliyorum."
Adımlarım hızlanırken telefonumu cebime attım ve hızlı adımlarla kafeye yol aldım.
2.5 saat sonra
Ailemle kumsala gelmiştik ve Okan'la hemen denize girmiştik, biz suyun tadını çıkarırken ailelerimiz plajda sohbet ediyordu.
Okan uzun boylu bir çocuktu, sınıftan arkadaştık ve yaklaşık 6 yıllık arkadaşımdı, 10 yaşındayken tanışmıştık ve 1 kere bile küsmemiştik. Yani ikimizde birbirimize yeteri kadar güveniyorduk.
Birlikte yüzerken aniden Okan'a bir şey oldu.
Bir saniye, Okan boğuluyordu!
hızla derin suda aşağıya inerken Okan'ın attığı çığlıklar suyun içinden bile duyuluyordu.
Nefesimi aldım ve bende aşağıya süzülmeye başladım. Sonra Okan birden tekrar yüzmeyi öğrenmiş gibi yukarıya doğru yüzmeye başladı, kolunu tutarak onu yukarıya sürükledim ve denizin üstüne çıktığımızda olayı sorgulamaya başladım.
"N-Ne oluyor Okan? iyi misin?"
"Hemen gel şuraya, Hızlı ol!"
Okan yüksek bir sesle hızlı olmamı söylerken olabileceği en hızlı şekilde denizden çıkmaya çalışıyordu. Sığ tarafa geldiğimizde koşarak plaja koşmaya başladı. Bende arkasından geliyordum ve bir yandan Okan'ın öksürük sesleri kulaklarımı tırmalıyordu. Neler oluyordu burada?
1. Bölüm Sonu
Devam Edecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anormal Tatil
AdventureBir çocuğun ailesi ve arkadaşı ile gittiği yaz tatilinde yaşadığı anormal maceraları anlatan fantastik bir hikaye, iyi okumalar...