Kardelenler eski hallerinden daha güçlüymüş evet ama mexica onlardan daha güçlü sayılırmış bizim kral kardelen (kardelen ayaklanmasını başlatan kardelen) çok düşünmüş sonunda askerleriyle bir karara varmış kardelenler mexicayı içten fetheticeklermiş bu çok daha kolaymış hem onlar salakmıki çok daha kolay ve hain bir plan varken zor planı seçsinler ama nasıl olucak bu bunu akıllarına getirmemişler bir karedelen savaşta onlara yardım edelim demiş ama bu olmazmîş sonunda akıllarına bir fikir gelmiş bu dünyanın en muhteşem fikriymiş onlara ekonomik destek sağlayacaklarmış zaten onlar Türkiye'yi aldıktan sonra çok zengin olmuşlar on milyon dolar verseler dost olurlarmış ama sadece dost olmak yetmezmiş çünkü tamam dost oldun ne oldu 10 milyon doların gitti plan yapmaya başlamışlar ilk on milyon doları verip dost olacaklarmış ondan sonra Mexica'ya milyonlarca kardelen göndereceklermiş bunu onların dillerini yok etmek ve onların iletişimini kötülemek için yapıyorlarmış sonra onlara bir virüs göndereceklermiş onlar kendilerine türkovac aşısı yapacaklarmış bu sayede virüsten etkienmeyeceklermiş en sonunda savaş başlatıp o savaşı kazanmayı planlıyolarmış planlarını yapmaya başlamışlar herşey çok iyi gidiyormuş birkaç ay sonra savaş zamanı gelmiş Mexicalıları hazırsız yakalamayı planlıyolarmış ve birini tutup mexica cumhurbaşkanını öldürtmüşler artık işleri çok fazla kolaymış savaşı açmışlar ama beklemedikleri birşey varmış mexika dayanışmayla çok daha güçlü sayılırmış o savaşda güçlü olan taraf mexicalılarmış ama yapacak birşey yokmuş kardanistan başkanıda savaşa cesurca katılmış
başkan: siz cephede durun ben onların dikkatini dağıtacağım
askerler başlarıyla onaylarlar ama
berkar: hayır başkanım sizi burada bırakamayız herşey sizin sayenizde oldu
asker kardelenlerden biri fısıldar: hayır ne yapıyorsun bizi de öldürteceksin
başkan kardelen cepheden dışarı çıkar çıkmaz vurulur
berkar: başkanım hayır ölmeyin bizi bırakmayın lütfen
başkan zar zor konuşur berkar sen çok iyi ve sadık birine benziyorsun al bunubaşkan berkarın eline bir zarf verir
başkan: bu zarfı al ve ben ölene kadar bekle aslında şimdi de açabilirsin ama havalı olsun diye öyle dedim
berkar zarfı açar ve başkanın tüm ülkeyi Berkar'a bıraktığını anlar (aynen bırakmak burda öyle)
berkar:hayır başkanım ben bu... bunu kabul edemem
( burayı aklınızda üzücü bir müzikle okursanız daha havalı olur)
başkan: evet bu ülkeyi yönetirken büyük yanlışlıklar yaptım hiçbir sebep yokken savaşlar başlattım aslında ilk başta amacım bu değildi üzgünüm hepinize kötü şeyler yaptırdım aslında amacım dünyayı korumaktı ama güç beni bozdu ben amca derki büyük güç büyük sorumluluk getirir ben bu sorumluluğu taşıyamadım bu gücü senin daha iyi taşıyabileceğini düşünüyorum içimden böyle bir şey hissediyorum(hissederek ülkeyi başka birine vermek çok aşırı mantıklı) benden daha iyi yönetebileceğini umuyorum herkes beni bırakırken sen benim fedakarlık yapmamamı istemedin aslında haksız değiller umuyorumki ülkene de böyle fedakarlıklar yaparsın gücü benden daha fazla hakediyorsun.
başkan ölür
berkar ağlayarak ha... hayır lütfen ölmeyin bizi bırakmayın haaaaaaayııııııııııııııııır
Birkaç ay sonra
Berkar:Arkadaşlar en büyük tehlike Amerika ve Çin savaş başatmazsak Dünya'nın hali kötü
Diğer kişiler:yeterince güçlü değiliz bizi yenerler
Berkar:kim dedi biz yeterince güçlü değiliz diye Dünya için büyük tehlike yaratan ülkeleri ele geçirmeliyiz başkanımızın kanını yerde bırakmamalıyız bırakamayız
Bir asker kardelen:Ama bu cesurluk değil aptallık olur
Bir sessizlik olur
Berkar:hıh korkmadan düşüncelerini belirtmeni sevdim evlat adın neydi
Kaykar:ben kaykar başkanım
Berkar:pekii sence ne yapmalıyız
Kaykar:başkanım bence ilk önce güç toplamak için daha fazla asker eğitmeliyiz
Berkar:iyi fikir evlat hemen eğitim kampları inşaatına başlansın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kardelenlerin savaşı
Acciónkarın yağması gereken bu zamanlarda bu hikayeyi okuyabilirsiniz Üstte ğördüğünüz açıklamayı yazın görürseniz şaşırmayın çünkü neden olmasın noktalama işaretlerine dikkat hiç etmedim çünkü benimde okulum var buna sabahdan...yazmaya üşendim tamam anla...