1

474 58 12
                                    

Yeniden keşfediyor, yeniden tanıyordum sanki onu. Her şeyine hakim olduğumu hissederken, bir o kadar da bilgisizdim hakkında.

Gözlerim barda dolaştıktan hemen sonra ona takıldı. Alkol şişelerini açıp, bir bardağa kokteyl hazırlarken oldukça dikkatli ve çekici görünüyordu.

Hazırladığı bardağı karşısındaki adama verdikten sonra, yeniden bana döndü. Mekan tıka basa dolu olsa da, bana zaman ayırması hoşuma gitmişti.

"İstersen bekleme daha fazla burada." Dedi, yoğun müzik sesini bastırmak istercesine bağırırken. "Saat epey geç oldu zaten, yarın okula gideceksin."

Bileğimdeki saate baktın ve gece yarısını bir hayli geçtiğini gördüm. Yarın okula gitmesem de olurdu, ondan ayrı kalmak istemiyordum.

"Seni beklemek istiyorum." Dedim, ona biraz daha yaklaşıp.

Alkol ve kendi kokusu karışmış, üstüne de içtiği sigaranın yoğun kokusu yayılmıştı. Burnuma yayılan koku, güzel hissettirmişti.

Mavi gözleri bir süre etrafta döndükten sonra, elimi usulca tuttu ve hafifçe sıktı. Bana yandan bir gülümseme sunduktan sonra, bir garsona seslendi ve yanına gelen adamın kulağına birkaç şey söyledi. Hemen ardından bar kısmından ayrılıp, yanıma geldi.

"Nereye?" Diye sordum şaşkınca.

Bembeyaz dişlerini göstererek güldü ve kan çanağına dönmüş gözlerini ovaladı. "Çok yoruldum eve çıkalım."

Hemen başımı sallayıp, çantamı aldım ve elinden tuttum sıkıca. Bu kalabalık ortamda ondan ayrılmak istememiştim.

Kemikli parmakları elimi sararken, diğer eliyle de cebinden çıkardığı sigarasını dudaklarına koydu ve tutuşturdu.

Mekanın çıkışına geldiğimizde derin bir nefes alıp, gözlerimi yumdum. İçerideki ses başımı bayağı bir ağrıtmıştı.

Murat, sigarasını sakince içerken, eve doğru adımlıyorduk. Barın hemen üst katında yaşıyordu.

Kapıyı açıp, geçmem için yol verdiğinde hızlıca içeri geçtim. İçeri girmeden önce sigarasını söndürdü ve kapıyı kapattı.

Çantamı yere bırakıp ayakkabılarımı çıkardım. Murat arkamdan ilerlerken, salona geçmiştik. Orta sehpanın üstünde duran birkaç şişe ve sarı bir kağıda sarılmış toz dikkatimi çekerken, rahatça tekli koltuğa oturmuştu.

Etrafı incelemeyi kesip, uyuşturucu olduğunu düşündüğüm paketi işaret ettim. "Kullanıyor musun?" diye sorduğumda, usulca salladı başını.

"Beklediğin o adam değilim." diye fısıldadı sessizce.

Karşısındaki koltuğa oturup, ceketimin cebinden bir dal çıkartıp dudaklarıma koydum. "Nasıl bir adam beklediğimi bilemezsin Murat." 

Gülümsedi.

Bu tebessüm bir tek onda güzel duruyordu. Bembeyaz dişleri, yanaklarındaki hafif gamzesi...

"Seni bulmayı bile beklemiyordum ben."diye devam ettim sözlerime.

Bir süre sessizce oturduk. Gözlerini kapatmıştı. Uyuduğunu bile düşündüm. Ama yüzündeki can alıcı tebessüm, uyumadığının göstergesiydi.

"Korkmuyor musun?" dedi, gözlerini açmadan. "O gördüğün kötü adam olmamdan, sana zarar vermemden?"

Bu soruyu sormamıştım kendime. Ona verecek bir cevabım da yoktu bu yüzden. Ama korktuğumu düşünmüyordum. Bana korkutucu gelmiyordu.

Yerimden kalktığımda gözlerini aralamış ve beni izlemeye başlamıştı. Küçük adımlarla yanına gidip, kucağına yerleştim.

Korkmuyordum.

Elleri direkt olarak belimi kavrarken, başımı göğsüne yasladım. Alkol ve sigara kokusu burnuma dolarken derin bir nefes çektim içime.

"Çok yakınsın Murat" dedim sessizce. Sanki sesim çok çıksa, yeni bir rüyadan uyanırmışım gibi hissediyordum. "O kadar yakınsın ki, bana yabancı gelen tek bir şeyin bile yok."

Başımı hafifçe kaldırıp, gözlerine baktım. Mavi gözleri beni içine içine çekiyordu. "İlk kez dalmıyorum ben gözlerine." Elimi kalbinin üstüne koydum. "İlk kez duymuyorum bu kalp atışını böyle."

Bacaklarımı iki yana açarak, daha rahat bir şekilde oturdum kucağına. Göğsüm, göğsünü eziyordu şimdi. Yüzü çok yakınımdaydı. Elimi dövme kaplı boynuna koyduğumda, saçlarımı geriye itti hafifçe. Şimdi daha yakınımdaydı.

"Güzelliğin." diye fısıldadı. Alnını alnıma yaslayıp, soluklandı. Pembe dudaklarının arasından sızan nefesi, dudaklarıma vuruyordu. Tuhaf hissediyordum. "Güzelliğin gerçek gibi değil."

Kalbim şiddetle çarpmaya başladığında, biraz daha yaklaştı bana. Teni tenime karışmıştı. Solukları soluklarıma.

Saçlarımı okşayan parmakları yavaşça dudaklarımın kenarına kaydı ve okşamaya başladı.

"Seni çok kırarım ben Asaf."

Dokunuşları gözlerimi kapatmama sebep olacak kadar kendimden geçmemi sağlamıştı.

"Ateş olur yakarım seni."

Her konuşmasında dudaklarıma değen dudakları, belimi okşayan narin parmakları ruhumda bir sızı yaratmıştı. İçim titriyordu.

"Yanmaktan korkmuyorum Murat." dedim. "Yanmaktan hiç korkmadım."

Tebessümünü dudaklarımın üstünde hissettim. "Yakacağım çocuk."diye fısıldadı. "Öyle bir yakacağım ki, bu ateşten hiç çıkmak istemeyeceksin."

Titreyerek açıldı kirpiklerim. Güzel gözlerini kapatmıştı. Biraz daha yaklaştım. Ve dudaklarımı, hiç dokunamadığım halde özlem duyduğum dudaklarına bastırdım.

Sıcak dudakları beni kabul ederken, onun ateşinde yanmaya şimdiden başlamıştım.

-

Vote vermeyi unutmayınız lütfwn.😽

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BARMEN -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin