medyadaki buz pateni pistinin resmi!
*Eğer başlangıç kısmını okumadıysanız y/n Endonezyalı. Lütfen görünüşünüzün benzemediğiyle ilgili yorum yapmayın. Rahatsız olursanız onu farklı hayal edebilirsiniz.
"PAZAR GÜNÜ HOKEY MAÇI. Tam bir zaman kaybı." Oikawa İwaizumi'yi somurtarak koltuklara kadar takip etti. Kahverengi gözleri aşağıya, ışıkların altında parıldayan piste baktı. Soğuk atmosfer Oikawa'yı garip hissettirmişti. Hokey oyuncuları, sopaların disklere çarpma sesiyle buz üzerinde antrenman yapıyorlardı. Birbirlerine bağırıyor, strateji ve yaptıkları hamleler hakkında konuşup sopalarını kaygan zeminde disklere vuruyorlardı.
Gittikçe daha fazla insan stadyumu doldurmaya başladı, arenanın etrafına dağıldı. Genç kızlar camın yanında koltuk almak için basamaklardan aşağı koştular, tezahürat yaptılar ve erkek arkadaşlarını seyrettiler.
"Kes sesini, Oikawa. Maki oynuyor ve ona desteğe geleceğimi söyledim. Bu yüzden şikayet etmeyi bırak." İwaizumi bir şey gördü.
Oikawa inledi, yanındaki mavi minderli sandalyede sallandı. "Kendi sporum için pratik yapıyor olabilirdim!" Iwaizumi kahve rengi gözleriyle, suratını ekşiterek ona baktı." Oyun birkaç saatten fazla sürmez, bu yüzden sakin ol." Sosyal medyada gezinmek için ceketinin cebinden telefonunu çıkardı.
Oikawa kafasını tavana doğru kaldırdı, stadyum ışıklarına yorgun bir şekilde baktı. İnce ellerini eşofmanın cebine sokarak dudaklarını ısırdı.
Japonya'nın Miyagi kentinde pazar akşamıydı. Dışarıdaki hava sıcaktı ve hala Temmuz başıydı. Oikawa'nın en iyi arkadaşı Iwaizumi ve o alt sınıf oyuncularından Maki'nin hokey maçını izleyecwklerdi. Tabi ki Oikawa Oikawalık yaparak evde kalmak ve pratik yapmak istemişti.
Oikawa iç çekerek " Donuyorum. Burası buz gibi..."
"Maki!!!" Iwaizumi, arkadaşları stadyumdan çıkarken Maki'ye el
sallayarak bağırdı.Beyaz saçlı ve yeşil gözlü çocuk, omzunun üzerinden hokey kıyafetleriyle baktı, gözleri parladı. "Oikawa! Iwaizumi! Burda ne yapıyorsunuz?"
"Seni izledik. Tebrikler!" Maki onlarla konuşurken Oikawa ellerini çırptı.
"Maçın üç saat sürdüğünü düşünürsek yeterince uzun sürdü." Mırıldandı, gözlerini arkadaşına dikti.
"Evet, çok yoruldum." Maki kıkırdadı, boynunun arkasını ovuşturdu.
"Bir şeyler yiyelim. Açlıktan ölüyorum." Iwaizumi kollarını başının üzerine uzatti, kaldırıma doğru yürüdü.
Onun takip eden Oikawa telefonunu çıkarmak amacıyla cebine uzandı, ancak kumaştan başka bir şey hissetmedi. "Ah... Sanırım telefonumu içeride unutmuşum.
"Seni geri zekalI-" Iwaizumi öfkeyle yumruğunu tutarak hızla arkasını döndü. Oikawa kalkan olması için yüzünü kollarıyla kapattı." Bana vurma, Iwa!!"
"Sorun değil, seni burada bekleyeceğiz!" Maki, tartışan arkadaşların arasına girdi.
Oikawa başını salladı, geri döndü ve stadyuma doğru koştu. "Telefonum çalındıysa ağlayabilirim." diye fısıldadı.
Cam kapıyı açtığı gibi soğuk hava suratına tokat gibi çarptı. Iwaizumi ile birlikte oturdukları yere doğru merdivenlerden çıkarken, arenanın ne kadar boş olduğunu fark etti, şimdi ne seyirciler ve ne de oyuncular vardı Binadaki tek ses, birkaç gıcırtı ile birlikte çalışan klimanın sesiydi. Korkunnnççç!
Oikawa kafasını çift kapının yanından geçirdi, ve gerçek pist alanına geçti. Merdivenlerden B34 sırasına atladı. İşte oradaydi, telefonu koltuğun minderinde güzelce duruyordu. "İşte burada!" diye fısıldadı.
Elini uzatıp telefonunu aldığında, arenanın dibinden bir ses geldiğini duydu; birinin paten sesi.
Gözleri genç bir kızı takip etti. Beline kadar uzanan dalgalı siyah saçları okyanustaki dalgalar gibi zarif bir şekilde akıyordu. Esmer teni parlıyordu. Yapısı zayıftı ve kayarkenki duruşu neredeyse mükemmeldi.
Oikawa, pırıl pırıl beyaz buzun üzerinde dönüp süzülen kızı hayranlıkla izledi. Zarifti. Zarif. Yaptığı her hareketi..
Büyüleyiciydi
Oikawa merdivenlerden piste doğru indi, gözlerini kızdan ayırmadı. Ağzı şok içinde açıldı. Kız havada ďöndü ve süzülerek yere indi. O an gördüğü tek şey buz pisti , kız ve onun süzülüşüydü.
Vay be...
Aniden, Oikawa'nın cep telefonu elinden kaydı ve yere düştü.
Ses stadyumda yankılandı.
Buzun üzerindeki kız hemen durdu, Oikawa'ya dönmek için fren yaparken pateninin bıçakları buzları kesti. Etrafta kimsenin olmasını beklemediği için korkmuştu.
Oikawa dondup kalmıştı. Hareket eden tek yeri göz kapaklarıydı. ...Onu korkuttum mu?
Kız aniden pistin çıkışına doğru süzüldü. "Gidiyor mu?" diye fısıldadı. Kızın patenlerini çözdüğünü fark etti. Lanet olsun, gidiyor!
Oikawa uzandı ve telefonunu aldı, çizikleri ya da çatlakları kontrol etti. Kız hızla merdivenlerden yukarı çıktı, pisti terk etti ve stadyum koridoruna çıktı..
"Bekle!" Etrafına bakarak seslendi. Pistin etrafından diğer tarafa koştu ve kızı aradı. Merdivenlerden atlayıp koridora girdi. Oikawa her yere bakmıştı. Ama buz patencisi kız hiçbir yerde yoktu.
iç çekti." Çok tatlıydı..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in the ice rink ᝰ t.oikawa ✓
Fiction générale❝ BU YARISMAYI KAZANACAGINA EMINIM.❞ 𝐈𝐍 𝐓𝐇𝐄 𝐈𝐂𝐄 𝐑𝐈𝐍𝐊 ╭┈─────── ೄྀ࿐ ˊˎ- -ˏˋ こんにちはˊˎ- Seijoh'un en sevilen pasörü, güzel bir artistik patenciyi dans ederken görür. Onun hayallerini gerçekleştirmeye yardım etmeye karar verir. Her ne kada...