Kim istemez ki arkadaşlarınla hayallerinin ülkesinde 3 a. y tatil yapmayı?
-"Hayallerimin ülkesinde hayatımın en güzel tatili ve hayallerimdekinden çok daha yakışıklı bir çocuk.. Vay M-übarek K-ardeşim."
**
" Sakın yabancılarla konuşma oldu mu güzel kızım?" Annemin yanağımı okşayarak söylediği şeye göz devirmemek için can çekişti bedenim. Hadi ama? Orası New York.
"Anne, yabancı bir ülkede yabancılarla konuşmamam için bana öğüt falan mı veriyorsun?"
"Olsun kızım sen beni dinle."
"Peki annecim, hadi bay" diyerek saatlerdir beni bekleyen taksiye bindim. Evdekilerle zaten vedalaşmıştım. Annemin tembihleri yetmiyormuş gibi bir de onlarla uğraşamazdım.
Taksinin arkasından annemin döktüğü suya baktığımda aklıma onu da havaalanı na götürsem yapacakları geldi. Uçağın arkasından su döken bir adet Melike sultan. Kıkırdadım. Vah gariğp anağm..
Annemi düşünürken havaalanına çoktan varmıştık. Parayı ödeyip bagajdan bavulumu aldım. Güvenlik sistemlerinden falan geçtikten sonra beraber tatil yapacağımız gerizekalı arkadaşlarımın yanına doğru ilerlemeye başladım. Emre heyecanlı bir şekilde Göksu' ya bir şeyler anlatıyordu. En sonunda Göksu kulaklarımızı sikme planlarını devreye soktu.
"Ay!! Emre yeter. Geldigimizden beri bi susmadın be."
"Ama Göksu bak-.." Emre tam tekrar anlatmaya başlayacakken susturdum.
"Gençler n'oluyor?" Sorduğum soruya karşı Emre anlatmak için dudaklarını araladığında Göksu sitem etti.
"Birde sana anlatırken dinlersem sanırım bayılırım. O yüzden ben su almaya gidiyorum gelince anlatacakları bitmiş olsun." Deyip yanımızdan ayrıldı.
"Kanka bak şimdi sabah uyuyodum benim odamda da balkon varya heh işte üst kattaki komşunun çocuğu balkondan düşmüş, çamaşır ipinden sekip içeri girmiş odanın camını tıklatıyordu. Yemin ederim korkudan bokum kurudu."
"Oha ciddimisin?"
"Hayır. Aslında asıl olay şöyle; Havaalanına gelmek için taksi bekliyordum baya bir süre durmadı. En sonunda bir tanesini tam durdurdum 65 yaş ve üzeri teyzelerin çanta şovuna uğradım. Neymişmiş o taksiyi onlar durdurmuş. Teyze sen daha o gözlüklerle aynada kendini göremiyon taksi mi görcen? Ya kanka bi görsen zaten varya..-"
"Ay yeter Emre! Çıldırtma insanı." Diye çemkirdim. O sırada araya bir ses daha girdi.
"Ben demiştim." Bu ne ara geldi la? Neyse.
Anons yapan kadın bir şeyler zırvaladığında anladığım kadarıyla uçağımız 10 dakikaya kalkıyordu. Beraber uçağa doğru yol aldık.
Emre her şeyi hallettikten sonra yerimize geçtik. Ben cam kenarına geçmiştim her zamanki gibi.
5 dakika gibi bir süre zarfından sonra uçağımız kalkarken derin bir nefes aldım. Hadi bakalım Merve. Rezil etme, ne kendini ne arkadaşlarını elin gavurunun memleketinde..
**
Uçağa bindiğimizden beri Emre'nin yavşadığı, Göksu'nun tutmasak az dah yolacağı kadın hostesimiz Amerika, New York falan deyince geldiğimizi anladım. Aslında oturmaktan götüm uyuşmasa 10 saat daha takılırdım ben bu uçakta. Ve şu hostes bozuntusu olmasa.. Ya bu hostesler neden böyle güzel lan? Bu kızsa biz neyiz amk?
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp heyecanlanmak için yerimde oturuşumu biraz daha dikleştirdim. Hayallerinin ülkesinde tatil lan bu borumu.
Bir kaç dakika sonra uçaktan inmek için hareketlendik. Göksu ile her zamanki gibi eşyaları falan Emre'ye yükledikten sonra uçağın merdivenlerinden cool bir iniş yaptık diyemeyeceğim çünkü sadece Göksu öyle bir iniş yaptı. Ben hostese öldürücü bakış atmaya çalışırken tökezleyip yere- ay dur yer gibi taş birine yapıştım.
Yer gibi taş birine...
Hönk?!
-------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ψ Hayatımın En Güzel Tatili Ψ
Teen Fiction"..Cedric misali işte, 18 yaşındaysan ve aşıksan hayat gerçekten zor." Hayatının en güzel tatilinde, hayatının aşkını bulan 18 yaşındaki genç kız Merve.. Bu yolculukta ona eşlik eden en yakın arkadaşları, Emre ve Göksu.. Ve Can.. Hayatlarının en gü...