BÖLÜM 6: DUYMUYORSUN

36 0 0
                                    

"Kırılıyorum
Fakat bilmiyorsun
O sesi bir tek ben duyuyorum
Sen hiç duymuyorsun."

Kafeye varana kadar hiç konuşmadık. İçeri girdiğimizde gözlerim direkt en kalabalık masayı aradı. Masada bana hunharca el sallayan Tuna'yı görünce Sarp elimi tuttu ve masaya doğru yürüdük. İbo ve Serra, Tuna ve Kenan, Çağla ve Ekin, ben ve Sarp. Hepimiz tek tek sevgililerimizi ve birbirimizi tanıttıktan sonra oturduk. İçecek bir şeyler sipariş edip garsonu yolladıktan sonra masada derin bir sessizlik oldu. Sebebi ise kimsenin çakingenliğini üzerinden atamamasıydı.

- "Ee o zaman herkes nasıl tanıştığını anlatsın" dedi Çağla.
Herkes bunu bekler gibi birden konuşmaya başladı. İki saatin sonunda birbirlerini çok iyi olmasa da iyi tanıyan sekiz arkadaş olmuştuk. Serra kaş göz hareketleriyle koca kıçını kaldır da tuvalete gidelim dedi. Ona hıı senin kıçın büyük bakışlarımı atıp Çağla ve Tunaya işaret yaptım. Aynı anda ayağa kalkınca beyler şaşkınlıkla bize baktı.Serra;

- "Lavaboya gitmemiz gerek bizim" dedi.

+ " Hepinizin aynı anda gelmiş olamaz"

Sarp'ın bu sözlerine aynı anda göz devirerek yeni bir rekora imza attık ve üst kattaki lavaboya gitmek için onları arkamızda bırakarak ilerledik.
İçeri girer girmez aynaların önüne geçtik. Kısa bir makyaj tazeleme seansından sonra dedikodu seansını başlatmak için niye tuvalete koyduklarını anlamadığım koltuğa kendimizi attık. Herkes buluşmayla ve beylerle ilgili kısa yorumlarını dile getirirken ben Sarp' la ilgili olarak susmayı tercih ettim. Tabi ki bu Tuna' nın gözünden kaçmamıştı. Onda öyle bir göz vardı ki bir sorun olduğunu sadece mimiklerine hatta suskunluğuna bakarak anlayabilirdi.

-" Bi sorun kokusu alıyorum galiba."
Kızların gözleri anına bana dönmüştü.

+" Onu düşünmeyi bırakmalısın, kendi iyiliğin için."

Serra bunları söylerken elimi tutmuş gözlerime doğru bakıyordu.
Gözlerimin dolduğunu hissettim. Evet belki de gerçekten düşünmeyi bırakmalıydım. Ama bu o kadar imkansız geliyordu ki gözüme. Hiç kimseye bir şey anlatamamıştım. Kızlara bile.

Her gece beraber beraber geçirdiğimiz sayılı zamanları düşünüp ağlayarak uyuyordum. Sadece bir kere birbirimize günaydın demiş bir kere de sinemaya gitmiştik. Onun dışında hiç yüz yüze konuşmamıştık. Hep yazışmıştık. Sinemaya gittiğimizde bile sadece girip filmi izledik. Girdiğimiz komedi filminde ben kahkaha atınca çok güzel gülüyorsun demişti. O kadar heyecanlanmıştım ki, aniden gelen bu iltifat karşısında sadece yere bakmıştım.

Bunlar aklıma gelince gözlerimi kırpıştırarak göz yaşlarımın akmasını engelledim. Yukarı doğru bakarak derin bir nefes aldım ve içimde uzun bir süre tuttum. Onsuz nasıl nefes alabildiğime hayret ediyordum. Konuşurken ona bu kadar bağlandığımın farkında bile değildim.
Bazen oturup saatlerce kendime hayret ediyordum.
Beni bu acı düşüncelerimden çıkaran şey tuvaletin dışından gelen sesler oldu.

- " Kızlar bölmek istemem ama endişelenmeye başlıyoruz yani tuvalette başınıza bi şey gelmesi de imkansız ama.."

+" İbo kandırma oğlum kızları sıkıldım demiyo da."

-" Sarp kes sesini ve Serra seni gerçekten özledim."

Bu sözler üzerine herkes kahkahalarını koyverdi. Onlar dışarda bizim kızlar içerde gülerken kapı açıldı ve beyler içeri girdi. Evet dört tane erkek kızlar tuvaletine girdi o sırada kabinden biri çıktı. Çıkan kişiye baktığımda gözlerim şaşkınlıktan yerinden fırlıyordu. Evet kabinden çıkan kişi Anıl'ın sevgilisinden başka biri değildi.
Kendini ilk toparlayan Çağla oldu ve hadi çıkalım burdan dedi. Kız lavaboda ellerini yıkarken aynada kısa bir bakışma geçti aramızda. Sonra Tuna ve Serra kollarıma girerek dışarı çıkardılar.

Hep beraber kalktığımız masaya doğru ilerledik. Yüzüme zoraki bi gülümseme yerleştirip yerime oturdum. Beyler pek bir şey anlamasa da bizim suskunluğumuz onları da etkilemişti. O sırada telefonuma mesaj geldi.

Gönderen: Annem
"Derin geç oldu eve gel konuşmamız
gereken şeyler var."

Sarp' a annem mesaj atmış gitmemiz lazım diyince
"Evet ya geç oldu merak etmiştir. Hadi seni eve bırakalım." dedi.

Yemin ederim o an oturup ağlamak istedim. Bana değer verdiğini sürekli belli ediyordu. Ama o böyle yaptıkça ben kendimden daha çok nefret ediyordum ve onu kullandığımı düşünüyordum. O sadece Anıl'a olan duygularımı bastırmak için kullandığım bir araçtı ve ben bu yüzden kendimden nefret ediyordum.

Kızlarla hızlıca vedalaştıktan sonra Ekinin ve Kenanın ellerini sıktım. İboya da sarıldıktan sonra hızlıca kafeden çıktık. Annem önemli bir konu olduğunu söylediğinden vakit kaybetmemek için bir taksiye atladık. Yolda aklımda bir sürü soru işareti vardı. Bunlardan en belirgin olanları Anıl ve annemin benimle konuşacağı şu çok önemli konuydu..

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin