-Aneyyy! Kurbanın olam yapma! Ben bu kadar işi nasıl bitircem? Sen kıyma bana aneyy!
- Ağzına çarparım şu terliği! Sus. Ortalığı dağıtırken düşüncektiniz onu.
Annem halinden gayette memnun bir bakış attı bana. İçim yanıyordu. Koca evin temizliği bana kalmıştı. Ablamdan yardım isteyince " Eşek kadar kız oldun, yapıver artık. Hem ben üniversite sınavlarına çalışıyorum. Bu işlerle nasıl uğraşayım? Vaktim mi var? Hadi canım yallah. " diye karşılık alıyordum. İnanmayın bacım. İnanmayın anam. Yalan. Odasına girip telefonla uğraşıyor. ben bilmiyor muyum? Anneme söylemeye cesaret edemiyorum. Ablam tarafından gece 32 yerimden bıçaklanıp, gelinlik giydirilip, denize atılma riskim var işin ucunda... Neme lazım? Napcan be Dilara? Kırcan dizini oturcan.
- Oturmiycan kızım kalk vileda suyu hazırla.Ben sesli mi söylemiştim bunları? Yoksa annem muhteşem iç güdüleriyle beynimi mi okumuştu? Yapar. Vallahi hiç şaşırmam.Bunca işimin arasında bunları düşünüyorum.Helal bana. Harcanıyorum buralarda yaa.
Şimdi başlangıç merkezimize (yani salona) gidiyorum. Elimde biricik vileda kovam ve paspasımla. Sizinle bugün baya yakın olacağız canlarım. Kendinizi hazırlayın...
Tam bütün enerjimi toplayıp kafamı dik tutmak için kaldırdığım da karşımda duran yazıyı gördüm:
"Bu bir yaşam mücadelesi. Oturursan ölürsün! Bir an bile o paspas sopasını elinden bırakma... Yoksa canın tehlikede.
BİR ABLAN"Ah ablacım ah! Not bırakmış bir de. Tuvatteyken elektrikler kesilmeyesice! Karanlıkta tuvaletini yapmak zorunda kalasıca. Bir Ablan ha? Hiç belli etmememişsin kendini. Biz de bu delilik genetik herhalde. İnanmıyor musunuz? Annem içeride radyoda çalan 'Wiggle Wiggle' şarkısıyla dolapları siliyor. Daha başka ispata gerek var mı?