one shot

2.4K 297 589
                                    

tw : kan, dehşet, ölüm, cinsel gerilim, az biraz cinsellik

Rindou

Dudaklarımın arasına kıstırdığım böğürtlenli sigarayla ciğerlerimi dolduruyor, bulunmaya zorlandığım rutubetli depodan bir an önce kurtulmayı umuyordum. Boktan mekan ya da taze kanın geniz yakan kokusu, sorun değildi. Orta okuldan beri bu tarz saçmalıklarla uğraşmaya alışmıştım zaten.

Sorun, Manjiro'nun sadık köpeği Sanzu'ydu. Piç kurusu, sinirlerimi bozuyordu.

Bonten'e kazık atmaya çalışan bir aptalla ilgilenmemizi istemişti Manjiro. Uzuvlarını kesmeli, tüm düşmanlarımızın görebileceği şekilde de cesedi sergilemeliydik. Standart, basit bir görevdi yani.

Normalde bu tarz aktiviteleri Ran'la yapardım ama onu uyuşturucu işi için Osaka'ya yollamışlardı.

Tanrım, Sanzu ile çalışmak gerçekten de boktandı. Ran'ı şimdiden çok özlemiştim.

Herifi basitçe doğramak ve ardından da kafasına kurşun sıkmak yerine, piç kurusunu çığlıklara ve gözyaşlarına boğan bir yola girmişti.

Ah, ne baş ağrısı ama...

Çok daha gençken, düşmanlarımın acı dolu haykırışlarıyla kulaklarımı şenlendirmeye bayılsam da artık gürültüye gelemiyordum. Verilen işleri hızlıca halletmeyi, sonrasında da damarlarımı viskiyle kutsamayı severdim.

Sanzu, hainden saçılan kanla kaplıydı. Pembe saçını sıkıca toplamış, dudaklarının kenarındaki yara izlerine sıçrayan kanı yalayıp duruyordu. Kahrolası, gerçek bir sadistti.

İkinci sigaramı da bitirince boynumu kütlettim ve uzun kirpiklerin gölgelediği derin mavi gözlerine baktım. "Sıkıldım."

Belimdeki silahı çıkarıp hainin çilesini sonlandırdım ve ayakkabılarıma sıçrayan kana umutsuz bir bakış attım. "Herifi binanın çatısına at. Seni arabada bekleyeceğim."

Kanla parlayan alt dudağını yalayıp başını yana yatırdı. "Eğlencemi böldün, Haitani."

Bileğimdeki saate dokundum. "Zamanımı çaldın, kuduz köpek."

Birkaç uzun adımla dibimde bitti ve delilik dolu bir gülüş sergiledi. "Bu kuduz köpeğin, dişlerini sana geçirmesini ister misin?" Beni hızlıca süzdü. "Üstelik, canım hâlâ eğlenmek istiyor."

Kanla kaplıyken fazla seksiydi, kahrolası.

Kaşlarımı çattım. "Manjiro dışında hiç kimseyle eğlenmediğini sanıyordum, Sanzu."

Sanzu, en başından beri Manjiro'yu tanrısı olarak görmüş ve ona resmen tapmıştı. Bonten'deki hiç kimse, Manjiro'ya onun kadar sadık değildi.

Sırtım duvarla buluşana dek beni gerilemeye zorladı ve kollarını iki yanıma uzattı. "Şu ağlak herif Bonten'e katılınca bana siktiri çekti."

Manjiro'nun yeni takıntısı Takemichi...

Sigara ve viski kokulu nefesini soluyabileceğim bir noktaya dek sokuldu. "Düzüşürken nasıl göründüğünü merak ediyorum, Haitani."

Dakikalar öncesinde, silahımdan çıkan kurşun yüzünden geberen bir piçin cesediyle aynı odadaydık. Kan ve rutubet de işin boklu sosuydu. Eh, kendimi bildim bileli böyle rezil yerlerde takılırdım zaten.

Dilimi, yara izi boyunca gezdirerek onu ürperttim. "Beni düzebileceğini sana düşündüren ne?"

Belime indirdi kanlı ellerini. "Seni düzemeyeceğimi sana düşündüren ne?"

Küstah bir bakış attım ve onu devirip üstüne çıktım. Sert kaslarla bezeli karnının üstüne tünemiş, açlık dolu bir ifadeyle dolan yüzüne eğilmiştim. Manjiro'nun itiyle oynama fikri, giderek cazipleşiyordu.

"Bana dokunabileceğini söylemedim, kuduruk köpek."

Kan ve pislik içindeydi ama hâlâ keyfi yerindeydi. Onu daha önce de birilerine işkence ederken ya da birilerini öldürürken izlemiştim. Sanzu, işi bir çeşit sanata dönüştürüyordu. Onun için, katliamdan öte bi' zevk yoktu.

Dudaklarımız kenetlenirken, parmaklarımı boğazına sarmıştım. Bana dokunmaya kalkışırsa, odadaki ceset sayısı ikiye çıkar ve evime ulaşma sürem uzardı.

Alt dudağını kanatana dek çekiştirmiş, parmaklarımı yumuşak derisine gömmüştüm. Aynı açlıkla bana karşılık verirken kasılsa da, kontrolü eline almaya kalkışmıyordu.

Biraz soluklanmak adına gerileyip yeniden karnının üstüne oturdum. "Uslu köpek seni."

Hırladı. "Dişlerimi derine geçirmek için sabırsızlanıyorum, Haitani."

Moraran dudaklarını dilimle ıslatıp üstünden tamamen kalktım. "Cesedi hallet ve arabaya gel."

Cevabını beklememiş, eski binanın köşesinde duran arabaya binene kadar da suratımı ifadesiz tutmayı sürdürmüştüm. Sanzu'yu beklerken biraz parfüm sıkmış, bir sigara daha içmiştim. Bir süredir hiç kimseyle düzüşmemiştim ve hücrelerim adrenalinle dolup taşıyordu resmen.

Uzun dakikaların ardından, yanımdaki koltuğa oturmuş ve uzattığım paketten bir dal almıştı. Yüzündeki sadistlik dolu gülüş, gecenin uzun süreceğini gösteriyordu.

alın size rinzu
ilk defa rinzu odaklı bi şey yazdım ve kötü olduysa da yapacak bi şey yok ,d















loyal mad dog || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin