Eren ise kapıdan giren kızı görmesiyle artık emindi.
Bu Mikasa, yıllar önceki o Mikasa'ydı...
Siyahlar içindeki bu kız, üstüne Sasha'nın atlamasıyla neye uğradığını şaşırdı. Az kalsın elinde tuttuğu küçük siyah deri ciltli kitabı düşürecekti. Bu sırada Sasha ona sıkıca sarılıyordu.
"SENİ ÇOK ÖZLEDİM!"
Mikasa'nın yüzünde sıcak bir gülümseme oluştu. O da kendisine şu an sıkıca sarılan bu kızı çok özlemişti. Bu sınıfta sevdiği ve kendisine yakın olan nadir insanlardandı. Hatta en yakın olduğu kız arkadaşıydı. Ama ne yazık ki kendisinin bazı ailesel(?) durumları ve Sasha'nın ise yaz boyu kafede çalışması yüzünden yazın başından beri birkaç telefonlaşma dışında hiç görüşememişlerdi.
Sakin ve huzurlu bir sesle "Ben de." dedi o sıcak gülümsemesiyle, nazikçe kollarını, kendisine bu sırada sımsıkı sarılan kıza doladı. Sarılmaları bittikten sonra ikiside sıralara doğru ilerlemeye başladı. Sasha, her zaman olduğu gibi Connie'nin yanına otururken Mikasa ise Armin'in yanındaki çanta konumuş yere -sabah okula beraber gelmişlerdi ama Mikasa halletmesi gereken küçük bir işi olduğunu söyleyerek çantayı koyması için Armin'e verip gitmişti- oturdu.
Eren, Demek çanta ona aitti diye içinden geçirdi, göz kırpmadan ön çaprazına oturan kızı izliyordu. Ancak siyahlar içindeki bu kız, kendisini şaşkın bir şekilde izleyen yeni gelen oğlanı daha fark etmemişti. Bunun nedeni onun dikkatsiz olması değil, aksine umursamamasıydı. Sonuçta her yıl okulda birkaç kişinin sınıfı değişiyordu. Böyle küçük şeyleri pek önemsemezdi. Sınıfa girdiğinde yeni yüzler görmüştü ama pek umursamamıştı. Zaten önceden gördüğü bu yüzleri kendi bulunduğu sınıfta olmasa bile eskiden her teneffüs okulun çeşitli yerlerinde görüyordurdu. Yaşadıkları adanın ne olduğu belliydi: Paradis... Böyle bir adaya insanların gelme ve taşınması olasılığı çok düşüktü. Bu yüzden sınıfa yeni birinin gelmesini beklemiyordu bile.
Armin, Mikasa'nın elinde tuttuğu kitabı gördü. Şaşırmıştı bir yandan da arkadaşı adına mutlu olmuştu. Çünkü kızın aralıksız en az iki haftadır o kitabı nasıl aradığını çok iyi biliyordu. En azından o da kitabı arayan arkadaşı gibi sonunda kitabın bulunmasıyla rahatlamıştı.
"Bulabilmene sevindim." sarışın çocuk kızın elinde tuttuğu kitaba bakıyordu daha sonra öne düşen gözlüklerini düzeltti ve meraklı bir şekilde ekledi
"Nasıl buldun?"
Mikasa, soruya cevap vermeden önce rahatsızca iç çekti. "Levi sayesinde... Ama en az iki haftadır ona söylüyorum ve beni hep çeşitli bahanelerle başından savıyordu. Resmen bana yardım etmemek için inat ediyor. Bu sabah yine aynısını yaptı. Adamın boyundan büyük inadı var... Onu ikna edene kadar ne kadar uğraştım bilemezsin..."
Levi'yi ikna etmek...
Armin, ister istemez hayal etti. Bunu yaparken hissettiği gerginlikten dolayı yüzünde hafif bir kasılma oldu "Evet, gerçekten zor olmalı... Tahmin edebiliyorum..."
Mikasa'nın kısa boylu adama duyduğu sinir arkadaşıyla konuşunca biraz yatışmıştı. Siyah deri ciltli kitabın kapağının üstündeki tozları temizledikten sonra çantasına koyarken sordu "İlk ders ne?" Armin cevap verdi "Kimya."
Eren ise önünde bu konuşmalar olurken onun tek düşünebildiği ön çaprazında oturan kızla olan geçmişiydi. Gözlerini kızdan alamıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CURSE and DRUGS [aot high school au]
Fiksi PenggemarKüçük bir yanlış anlaşılma nelere yol açar? Ya da... Neleri ortaya çıkarır? Levihan // Eremika *Not: kan, argo, küfür, şiddet, smut, alkol, sigara, madde kullanımı vb. içerir.*