CURSE and DRUGS [aot high school au]

3,5. Bölüm ~ O Anılara Dalmışken Diğerleri

Eren'in tek düşünebildiği ön çaprazında oturan kızla olan geçmişiydi. Gözlerini kızdan alamıyordu.

Eren'in yanında oturan Annie ise yanındakinin, önündeki kızı göz kırpmadan izlemesini anlamlandıramıyordu. İlk başta sınıfa yeni gelen bu oğlanın önündeki kızı kesintisiz bir bir şekilde izlemesini ilk görüşte ondan etkilenmek olarak yorumlasa da sonra baktıkça oğlanın yüzündeki ifade ve bakışlarından aslında bunun altından çıkacak olayın ya da gelecekte yaşanacak olayların bu kadar basit olmayacağını ona söylüyordu. Yanındakinin o düşünceli yüzüne baktıkça demin düşündüğü şeyden daha farklı olduğuna emin oldu.

Sonuçta buradaki kimse göründüğü gibi değildi.

Kendisi de dahil...

Eren ise hala yeşil gözlerini dikmiş ön çaprazdaki kızı izliyordu.

Gözleri kızda, aklı ise yıllar önce yaşananlardaydı...

Annie, yanında oturan oğlana bakmayı bırakıp çantasının ön gözünden telefonunu çıkardı. Kilit ekranında beliren mesajı görmesiyle birlikte ister istemez şaşkınlıktan gözleri büyüdü. Ani bir refleksle kilit ekranını kapatıp gören birilerinin olup olmadığına baktı. En arkada oturduğu için arkası zaten duvardı. Bu onun çok işine gelmişti. Sınıfın çoğunluğu Sasha, Connie ve Jean üçlüsünün etrafına toplanmıştı. Geriye kalanlardan biri yanında oturuyordu -onun görmediğine emindi- diğer ikisi ise önünde oturuyordu.

Her şey normal gözüküyordu.

Her zamanki gibi...

Sınıftaki uğultu artarken yine ortamdan kendi soyutlamak istiyordu. Eline aldığı kulaklığı taktıktan sonra bir şeyler dinlemek için tekrar telefonu eline aldı. "Şimdi olmaz." diye geçirdi içinden. Başka bir mesaj gelmemişti daha ama gelebilirdi de. Risk almak istemiyordu. Şu an onunla uğraşamazdı. Elindeki telefonu kulaklıkla beraber tekrar çantasının içine attı. Önüne çıkardığı defterin herhangi bir sayfasını açıp bir şeyler karalamaya başladı.

Annie, en arkada böyle takılırken onun bir ön sırasında oturanlar da kendi aralarında konuşuyordu.

"...Bu arada kimya öğretmeni değişmiş."

"Yine mi?" Mikasa, artık şaşırmaması gerektiğini biliyordu sonuçta her yıl değişiyordu ama yine şaşırmıştı.

"Evet... Sabah Sasha'yla konuşurken bir ara yanımıza Samuel geldi. O söyledi."

"Şu yan sınıftaki çocuk mu?" Mikasa, okuldakilerin simasını tanısa bile çoğunun adını bilmiyordu. Zaten umursadığı da söylenemez.

"Evet o." Armin yutkunduktan sonra anlatmaya devam etti "Hange Zoe. Normalde Rose'daki üniversitede çalışıyormuş ama geçen sene, üniversitenin yürüttüğü ve birçok bölümün birlikte çalıştığı bir proje kapsamında bir süre yan sınıfta derse girmiş. Samuel'in dediğine göre kadın geçen sene derste konuşurken anlatmış; ona çok yardım eden bir asistanı varmış ayrıca projenin en zorlu kısımları hallolduğu için daha rahatmış ve hayatında biraz değişiklik istiyormuş. Bu yüzden gelecek yıl burada yine öğretmen olarak çalışmak istediği için geleceğini söylemiş ve gelmiş de..." dedi Armin ve ekledi "Ayrıca Samuel onun ilginç biri olduğunu söyledi."

Siyah saçlı kız, iki elini birbirine kentleyip başını hafifçe yukarı kaldırdı "Tanrım, lütfen geçen seneki gibi olmasın veya ondan önceki..." Kızın arası hiç bir zaman öğretmenlerle iyi olmamıştı ama kimya öğretmenleriyle arası her zaman daha kötüydü. Dersle pek ilgilenmez, dinlemezdi ama en azından bunu yaparken kimsenin dikkatını dağıtmaz veya dersi sabote etmezdi. O daha çok kendi halinde takılırdı. Gizlice kulaklığını takıp müzik dinler ve kitap okurdu. Sadece bunun için verilen ek ödevler, sınıftan atılmak, okul sonrasında boş sınıfta saatlerce oturmak gibi cezaları ağır bulurdu.