ain't a saint, part III.

2.7K 74 82
                                    

Kısacık bir aranın ardından upuzun bir bölümle herkese merhaba!
Bu hikâyenin son kısmına gelmiş bulunmaktayız, üç bölüm yazmış olsam bile alıştığımı söyleyebilirim. 😢
Aslında part üç planımda yoktu fakat herkesin ortak bir isteği olunca sizi kırmak istemedim desem?
Bölümde +18 sahneler olduğunu baştan söyleyeyim, rahatsız olacaklar okumasın lütfen.
Oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin, en az 50 oy istiyorum çünkü gerçekten çok uğraştım. 💗

Doja Cat ft. JID - Options
Ariana Grande - 34+35
Madison Beer - Baby




Aybike, kulaklarını kanatan alarmın sesiyle gözlerini açtı. Aslında hafta içlerinde, Berk ile sevgili olduklarından beridir, ona kötü gelmiyordu bu ses çünkü okula gittiğinde sevgilisini göreceğini biliyordu. Bir ilişkiye başlayalı iki hafta olmuştu fakat hâlâ ilk günkü gibi heyecanlıydı.

Kendi kendine gülümseyip yatakta sırt üstü uzandı, tavana bakarken tekrar Berk'in ona açıldığı sahneyi düşündü ve kıkırdadı. Bu onun günlük rutini hâline gelmişti. Eve girdikten sonra ikisi de sıcak bir duş almıştı ama dışarıda planladıkları şey yaşanmamıştı çünkü Aybike çocuğun bir sorun yaşadığını anlamıştı. İlk başlarda mutluluktan havaya uçtuğu için bunları düşünemediğinden, odasına girdiklerinde Berk'in hareketlerine daha bir dikkat etmiş ve gözlerindeki o kırgınlığı yakalamıştı.

Sorsam anlatır mı acaba, diye düşünerek neredeyse yarım saat kendisiyle kavga etmişti ve en sonunda meraklı tarafı galip gelmişti. Kızın yatağına uzandıkları sırada Aybike onu kendisine çekmiş, saçlarını okşarken neler olduğunu sormuştu ilgili bir sesle. Berk, başını kızın boynuna gömüp onun rahatlatıcı kokusunu içine çekerken anlatmıştı her şeyi birer birer. Bazı anlarda sesi titremiş, hatta bazı anlarda da gözünden düşen yaşları teninde hissetmişti Aybike ama saçlarını okşamayı hiç bırakmamıştı. Sevgilisinin ağladığını anladığında onun da gözleri dolmuştu ancak kendini tutmayı başarmıştı. O an güçlü kalması gerekiyordu.

Tüm gece dertleşmişlerdi. Bu ikisine de oldukça iyi gelmişti çünkü aralarındaki bağın şimdiden çok güçlü olduğunu hissediyorlardı. Birbirlerine sarılarak uyudukları kısa sürenin ardından yakalanmamak için erkenden evden çıkmıştı Berk.

O da rahatladığını hissediyordu çünkü ömrü boyunca ilk defa birisi ona böyle ilgili davranmıştı. Aybike, Resul Özkaya'ya sevgilisinden bile çok sinirlenip saydırmıştı ve bu çocuğa çok sevimli gelmişti. Kızın her hareketi tatlıydı, Berk bazen onun yanında kalp krizi geçireceğini sanıyordu ama bunu belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.

Aybike, düşüncelerinden sıyrıldı ve yorganına birkaç tekme savurup yataktan kalktı. Bugün cumartesiydi, yani Berk'i anca akşam yiyecekleri aile yemeğinde görebilecekti. Bu oflamasına neden olurken lavaboya gidip yüzünü yıkadıktan sonra spor yapmaya karar verdi. Zaman ne kadar hızlı geçerse benim için kârdır, diye düşünerek üstünü değiştirdi ve evden çıktı kısa süre içinde.

Müzik eşliğinde denize karşı yaptığı bir saatlik koşunun ardından evinin önüne geldi kız. Sporu bittikten sonra selfie çekilmiş ve Instagram hikâyesinde paylaşmıştı fakat daha sonra telefonunu kontrol etme şansını yakalayamamıştı. Kapıyı çaldıktan sonra bir süre bekledi, çok geçmeden kapıyı çalışanları açtığında ona gülümseyerek selam verdi ve içeri girdi. Etrafta annesini veya babasını görmediğinde şirkette olduklarına kanaat getirmişti. Bu, kızı bir anlığına üzse de akşam zaten göreceğini bildiğinden omuz silkmiş, ardından hızlı adımlarla odasına girmişti.

sour times // ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin