...AÇIĞA ÇIKAN RÜYALAR...

27 5 0
                                    

Saat 14.00 ve ben Beşiktaş sahildeydim yaklaşık beş dakika sonra O geldi. Dayanamadım direk

“ evet bir açıklama yapman gerek genç. Çünkü rüya dedin ve ben bunu boşa dediğini düşünmüyorum. Ve emin ol dırdırımı çekmeyi hiç istemezsin. Eğer ki söylemeyeceksen seni tek dırdırla bunaltmam gizli numaralardan taciz edilmene de sebep olurum ve bence bu senin adına hiç iyi olmaz. Kabul et galibin kim olduğunu ve açıkla.”

Derken sesimdeki kararlılığın karşısında ağzını açık görmek benim kendime olan güveni mi daha da arttırdı ve onun o surat ifadesine gülmemek için kendimi bir kere daha kastım. Soğuk ses tonuna hakim olarak ve vücudunun kasıldığını belli ederek

“ demek bayan güzellik beni tehdit ediyor… hım o zaman hodri meydan ne yapabileceğini görmek isterim güzellik. Emin ol senin aklında canlanan o yakışıklı saf görünümlü çocuk şuan karşında ki çocuk değil. Çünkü ne olduğumu kim olduğumu bile bilmiyorsun.”

Derken telefonum çaldı ve imdadıma yetişti. Arayan Cansu’ydu. Bir an korktuğumu belli edeceğim içinde korktum ama sesim hala eskisi gibiydi kararlıydı... çok bekletmeden Cansu’nun telefonunu açtım.

“Hey naber canısı?” derken sesi neşeli geliyordu. Sanırım ya bir şey anlatmak isteyecek ya da bir şeyler yapalım mı diye soracaktı. Ahh canım arkadaşım bu okula geldiğimden belli bana sırdaş, dost, destekçi olmaktan hiç bıkmadı. En küçük moral bozukluğumda peşimi bırakmaz ve öğrenmek derdimi paylaşmak için can atardı. Onunla arkadaştan öte kardeştik sanki. Onun derdi benim derdim, benim derdim onun derdi olurdu. Tesellide de üstümüze yoktu; direk waffle yemeye ya da dondurma çukuruna düşmeye giderdik. Yani tesellilerimiz gerçekten etkili olurdu aslında hala öyleyiz ve Cansu’yla arkadaş olduğum için o kadar mutluyum ki…çok geçmeden Cansu’ya yanıt verdim.

“iyilik canısı napıyosun yoksa Can’la mı konuştun?”

derken güldüğümü fark ettim. Aziz göz kesilmiş ne konuştuğuma anlam vermeye çalışıyordu. Onu çok umursuyorum gerçekten ama bunu onun fark etmesini şuan istemediğim için arkamı döndüm konuşurken.

“ahh Emii nerdee keşke… bir şeyler yapalım müsaitsindir diye düşündüm” dedi ama üzgün bir şekilde

“ahh Cansu. İlk defa yanlış zamanlama canım şuan annemle Beşiktaş’tayım sanırım biraz zaman geçirmek istiyor benle. bunu yarına atabiliriz ama, sende müsaitsen?”

 Cansu sesi biraz bozulmuş şekilde “ ahh Emi sorun değil gerçekten yarın bir şey çıkmayacaksa tabii ki yarın beni bunalımda çıkarmana izin verebilirim kocaman bir waffle yeeeeee şimdiden mutluluğunu yaşıyorum tatlım” dedi.

Onun sesinin mutlu gelmesi beni çok mutlu ediyordu. Gülerek “ tabii ki bir değil tam 2 tane söz veriyorum” dedim ve “tamam şekerim yarın waffle ile buluşmamızda görüşmek üzere o zaman haberleşelim” dedi ve kapadı.

Sonra tekrar Aziz’e döndüm. Saçlarını karıştırıyordu. Çok büyüleyiciydi saçları turuncu olmasına rağmen resmen onlarla oynamak istiyordum. Ben onun saçlarını süzerken benim onu süzdüğümü anlasa gerek ki o yarım seksi gülüşünü attı.

“merak ediyorsun dime?” dedi kafamı salladım çünkü saçlarıyla oynayışı resmen iki dakikada kafamı allak bullak etmişti. Gel dedi ve elimi tuttu. Bir an elektrik çarptı “ aaah!” diye bir küçük bağırtı patlattı. Şaşkın gözlerle bakarken gözlerimiz kitlendi bana bakmayı sürdürüyordu ve bende gözlerimi çekmeyecektim yani ilk pes eden ben olmayacaktım. Daha sonra

“ sana dokunmayacağım, antiAziz olarak mı doğdun anlamıyorum, ama hiç iyi bir etki yaratmıyorsun bende, bu hiç hoşuma gitmedi” dedi. Derken beni anlamadan kıkırdama aldı ve gülmeme hayret etse ve mutlu olsa gerek ki oda gülmeme gülerek karşılık verdi.

“evet bayım artık bir yere oturup bir şeyleri anlatmaya ne dersiniz?” dedim sesim daha normal daha yumuşak ve daha etkileyici çıkmıştı. Onaylarcasına kafasını salladı ve sahilin kenarında bir kafede durduk. Kafe çok dolu değildi. Açık yerde bir yere doğru yöneldi O’nu takip ettim. “ ne içmek istersin?” diye sordu. “ türk kahvesi orta şekerli” oda bir limonata istedi.

“ evet rüyayı mı merak ediyodun?” diye sordu. Kafamı evet anlamında salladım ve anlatmaya başladı

“ tam olarak 5 gündür rüyalarıma giriyosun” dedi şok olmuştum. Düşünmüştüm acaba oda beni rüyalarında görüyor mu diye. İnanmıyorum şaka mıydı bu? Sonra tam devam edecekti ki kahvem ve limonatası geldi. Garson gitti ve oda devam etti “ seninle rüyalarımda inatlaşıyordum. Emirgan’da seni gördüğümde tekrar rüyada olduğumu düşünmüştüm. Ama gerçekti sen şapşal şekilde bana çarptın. Üstelik yeni aldığım ayakkabılarımda kirlendi” bunu derken güldü. Benle çarpıştığına mutlu gibiydi. Acaba devamında daha neler dinleyecektim sabırsızlanıyordum. Ancak kesinlikle her şeyi anlatmayacaktı. Çünkü az zaman içinde çok şey öğreniyordum…

KARIŞIK RÜYALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin