Sadece sokak lambalarının aydınlattığı dar sokaktan karların üzerine basarak ilerliyordum. Bir yandan , işyerinde olanları düşünüyor, bir yandan da soğuktan kıpkırmızı olmuş elimi ısıtmaya çalışıyordum . Eve yürüyerek gitmek tercihimdi tek yapmam gerekense " düşünmek " adımlarımı hızlandırarak biraz uzaktaki evime ilerlemeye koyuldum çantamdan zar zor çıkardığım anahtarı , titreyen elimle bir şekilde yuvasına yerleştirip çevirdim kapıyı açtığımda yüzüme vuran sıcak rahatlamama neden oldu kabanımı , eldivenlerimi , atkımı çıkardıktan sonra ev arkadaşım Vanessa'nın yaktığı şöminenin yanına kuruldum . Duyduğum sesler vedanın sesleriydi arkadaşım elinde valiziyle merdivenden iniyor elindeki listeye bakıp eksikleri kontrol ediyordu , yavaşça ayağa kalktım merdivenden inen arkadaşımın önünde durdum onun adına mutluydum hayallerinin peşinden" Tayland " a gidiyordu hızla bana sarılmış ...
vnss: Beni unutur aramazsan rameninin içinden kurtlar çıksın
ales: asıl sen beni unutma prenses
vnss: tamam yeter bu kadar sevgi sonra ağlarsın falan gidemem
ales: kendine dikkat et
vnss: beni lafa tutma geç kalıyorum, sende kendine dikkat et kraliçem
Vanessa son olarak botlarını giydi ve valizini eline alıp son kez eve baktı ne kadar mutluda olsa içinde bir hüzün vardı 6 yılın alışılmışlığını üstünden atması zordu, son kez bana görüşürüz diyip evden çıktı işte o anda yalnız kaldığımı fark ettim ama bana zor olmazdı.
Odama çıkıp kısa bir duş aldım ardından aşağı inip açlığımı dindirmek adına buzdolabına yöneldim dolabın içindeki ramen gözlerimin dolmasına neden oldu . Kendimi kandırmamalıyım bu en çok bana zor...
Tekrar şöminenin başına geçtim ,cidden yorgundum ateşi izlerken gözlerim kapanıyordu dışarıdan gelen sesle gözlerim kocaman açıldı , hava rüzgarlıydı bir şey uçmuştur diyerek tekrar arkama yaslandım tekrar aynı ses başta gerçekten bir gürültüydü fakat şu an duyduğum ses..
Hızla ayağa kalktım üzerime yerdeki şalı alarak dışarı çıktım soğuk vücudumu ele geçirirken rüzgar çoktan anahtarı üzerinde unuttuğum kapıyı kapattı , arkama döndüğümde içimden lanet savurdum oysa dışarda hiçbir şey yoktu bu günkü olayın etkisinde kalmış olmalıydım aklıma bahçenin arka kapısı geldi. Yavaşça şalımı düzelttikten sonra arka bahçeye yöneldim ,bu bahçeyi vanessa ve ben dizayn etmiştik hamak , salıncak , çiçekler , küçük bir havuz ve armut koltuklar karanlığa aldırmadan ilerledim bahçenin arkasındaki camdan kapının kulpuna attım soğuktan kıpkırmızı olmuş elimi çektim... açamadım ...
İşte o an tamda o an hareketsiz kaldım vücudum tamamen camdan kapıya dönük evin içinde yanan şöminemi rahatlıkla görüyorum ellerim titriyor fakat bu sefer soğuktan değil ....
Kapıyı açmaya çalışırken , gözüm bir anda camdaki yansımaya takıldı cam; arkamdaki armut koltukların arkasındaki, tir tir titreyen kızı ve onun boğazına bıçak dayamış siyah giyinimli adamı yansıtıyordu
iki seçeneğim vardı ;
ya oradan hiç bir şey görmem-
------------------
bir karanlığa açtım gözlerimi yanımda duran şömine sönmüş geriye külleri kalmıştı , bense oracıkta su gibi terlemiş gördüğüm rüyayı sindirmeye çalışıyordum gerçek miydi hayır ama çok İNANDIRCIYDI ...
*Ben yine geldim tutunamayanlar gibi hikayeyi yazıp siliyorum can sıkıntısıyla yazdığım bir bölüm bunu silmem sanırım çünkü bu sefer hikayeyi planladım size sadece okumak ve oy vermek düşer iyi okumalar *