(ÖZET)
Bana doğru dönen abime sıkıca sarılmıştım. Elimde silah sımsıkı abime sarılıyordum ve tam karşımızda Jungkook uyuyordu. Evet biraz garip bir görüntüydü ama zor geçen bir gün bir gece ardından abimin dönmüş olması beni çok rahatlatmıştı.
Şu an tek sorun Jungkook'un benim yatağımda uyuyor oluşunu abime açıklamaktı.
YB
Kısa bir sarılmadan sonra abim haklı olarak gözleriyle durumu soruyordu bana. Demirmemesine şaşırsamıydım sevinsemiydim bilmiyordum ama hemende bi sonuca varmamalıydım.
Çok yavaş bir şekilde boğazmı temizleyerek kısık bir sesle konuşmaya başladım.
Mari: Dün gece biraz rahatsızlandım. Başımda beklemiş, uyuya kalmış... Ben gitmemesini söyledim.
Abimin bu tepkisizliği beni korkutmaya başlıyordu. Şu an bu durumda Jungkook değilde bir başkası olsa ne yapacağını çok iyi biliyordum ama sanki Jungkook'a özel bir zaafı var gibiydi.
Abim bir eli cebinde Jungkook'a doğru ilerliyordu. Bense merak ve korku karışımı duygularla onları izlemeye başlamıştım.
Masum bir şekilde uyuyan Jungkook'un tepesinde dikilen abim bir anda belinden silahını çıkarınca refleks olarak hareketlendim. Abim anında elini kaldırıp sakin olmamı işaret etmişti. Yüzüme rahatlatıcı bir ifadeyle bakarak endişelenme der gibiydi.
Silahın şarjörünü çıkarıp içindeki mermilerin hepsini eline boşalttığında Jungkook'a küçük bir oyun oynayacağını anlamış ve rahatlamıştım.
Abim pek sevmezdi ama bu olayı kaçıramazdım. Telefonumu gizlice alarak video kaydını başlamıştım.
Bu sırada silahın soğuk yüzeyi Jungkook'un eşsiz teninde geziyordu.
Mırıldanarak hafif hafif kıpırdanıyordu. Cidden kahkahalarla gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Aynı şekilde abimin de yüzünde bir gülümseme vardı.
Ve Jungkook yavaş yavaş gözlerini aralıyordu. Güzel bir rüya gördüğünü düşünüyordum çünki uyanırken azıcık bi tebessüm görmüştüm yüzünde.
Derin bir nefes alarak odaya başını çevirmeden göz gezdirmişti. Bir anda çenesinin altında bulunan namluyu fark edince yutkunduğunu görmüştüm. Korkmuştu.
Ve Min Yoongi'nin ses duyuldu.
Yoongi: Demek kardeşimi böyle koruyorsun.
Cevap vermedi. Hiç bir şey söylemedi. Sanki nadir görülen şeylerdendir, hani çok yaramaz bir çocuk yaptığı bir hatanın sonucuna katlanmaya hazır bekler, heh işte aynen öyle bekliyordu.
Ben kendimi zor zaptediyordum, abim rolüne sadık kalıyordu. Jungkook... sanırım hayatının en gerilim dolu sahnelerinden birini yaşıyordu.
Yoongi: Jeon Jungkook... Gözlerimin içine bak!
Abimin net emriyle Jungkook kafasını çevirerek net bir göz teması kurmuştu. Gariptir ki pişmanlık, özür dileyen bakışlar yoktu gözlerinde.
Abimin tetiğe ağır ağır bastırdığı parmağı ortamı daha bir geriyordu.
Yoongi: Söylemek istediğin son birşey varmı?
Bi kaç saniyeliğine sessizlik ardından Jungkook hiç ama hiç beklemediğim bir şey söyledi. Abimde dahil şok geçirdik remsen.
Jungkook: Mari'yi seviyorum.
Düz bir şekilde. Iki kelime. Açıkça... beni sevdiğini söylemişti. Ve bunu bana değil abime mi söylemişti!
İçimden durduramadığım bi kaç küfür savuşturmuştum. Abimin durumunu şöyle tarif edeyim 'keşke mermilerden birini bıraksaydım da şu an kafana sıksaydım Jungkook' der gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya abinin arkadaşına aşık olursun
Fanfiction"Onun sana vere bileceği hayat benim verdiğimden farksız. Mari lütfen kalbine söz geçir, Jungkook'un da en az benim ki kadar tehlikeli bir hayatı var."