6

942 86 32
                                    

Teneffüs zili çaldığında Chan, Minho'yu bekliyordu.

O sırada ise Hyunjin ve yanındaki kızı izliyordu.

"Bu kızın ders saatinde burada ne işi var?" diye mırıldandı.

Hyunjin'e sırnaşmıştı ve bu Chan'ı gerçekten rahatsız ediyordu.

"Senin rahatsız olmak gibi bir hakkın yok, Chan." kendi kendine mırıldanmaya devam ediyordu.

Minho yanına geldiğinde ise gülümsemişti.

"Nasılsın, sevgili arkadaşım?" demişti Minho.

"Tamam, haklısın. Sana anlatmalıydım. Üzgünüm. Ama Seungmin bana yardım edince anlatmama gerek olmadığını düşündüm."

"Yine de anlatabilirdin. Seungmin'den önce haberim olsaydı belki sana yardım edebilirdim."

"Üzgünüm..."

"Tamam, affettim. Hâlâ kimse gelmedi mi? Dersi kaçıracağız." ders umurunda olmasa bile beklemekten nefret ettiği için bahane üretmeye başlamıştı.

"Seninle bir konu hakkında konuşmam gerek aslında."

"Biz bugün çok ciddiyiz ya! Yine ne oldu?"

"Minho, Jisung'dan uzak dur. Sonra senin de benim gibi olmanı istemiyorum."

"Chan! Beni tanımıyor musun? Benim onlarla işim olur mu?"

"Ben sanki çok meraklıydım, Hyunjin'e âşık olmaya!"

"Neden bağırdığını sorabilir miyim?" dedi Minho, Hyunjin ve o kızı işaret ederek. Neyse ki duymamıştı, salaklar.

"Artık sinirleniyorum. Başka biri de değil, bu Hyunjin. Okulda sevgili olmadığı kız kalmamıştır. Neden o olmak zorundaydı ki? Herkes onun nasıl biri olduğunu biliyor, neden hâlâ onunla sevgili olmaya çalışıyorlar?"

"İstersen gruba gelmeyeceğimizi yazalım."

Minho arkadaşının bu hâline gerçekten üzülüyordu.

"Sen kal. Ben kendimi kötü hissediyorum zaten."

"Sen olmadan ne yapayım burada? Ben de geleyim işte."

"Sen tanışır, bana anlatırsın düşüncelerini. Gerçi zaten tanıyoruz onları, benim sayemde... Seni de alıkoymak istemiyorum."

"Beni bir şeyden alıkoymuyorsun. Sen benim arkadaşımsın. Kötü hissettiğinde tabii ki yanında olacağım."

"Özür dilerim." dedi ağlayarak.

"Özür dilenecek bir şey yapmadın. Neden ağlıyorsun?"

Chan arkasına bakmasını işaret etti.

Minho, arkasına baktığında o kız ile Hyunjin'in öpüştüğünü gördü.

Chan gözyaşlarını sildi.

"Eğer sen de benim gibi olmak istemiyorsan Jisung'dan uzak dur." dedi gülümseyerek.

"Onları uzaktan da olsa tanıyoruz ve her birinin nasıl birileri olduklarını biliyoruz. Jisung'a ve Hyunjin'e yaklaşmamalıyız. Her neyse. O zaman ikimizde burada kalıyoruz." dedi Chan.

'Kendini kötü hissediyor...' diye içinden geçirdi Minho.

"Sen kaç yıldır seviyorum demiştin?" dedi başka bir ses.

"Dört yıldır." şaşırarak cevap verdi Chan.

"Ne? Hyunjin'in bu üçüncü senesi." dedi Jeongin.

"Evet. Chan, onu çalıştığı kafede gördü. Hyunjin sıklıkla o kafeye gidiyor, bizden iyi bilirsin." dedi Minho.

"Evet. Onunla beraber biz de gidiyoruz ama seni hiç görmedim."

"O geldiğinde başka bir garsonu, bir bahane ile o masaya gönderdiğindendir." dedi Minho kıkırdayarak.

Chan'ın, Jeongin gelmeden önce ki dedikerini düşünüyordu aslında.

"Anladım. Sana başka birilerini bulabilirim. Gerçi sen bizi sormuşsun ama..."

Minho bu duyduğu ile büyük bir kahkaha atarken Chan, homurdanmaya başlamıştı.

"Aslında sadece espri yapmıştım."

"Anladım. Peki başka birini bulmamı ister misin? Bilirsin etrafım geniştir."

"Evet, ben de biliyorum. Chan sayesinde, her birinizin adını-soyadını ve daha birçok şeyi biliyorum..."

Bu sefer kahkaha atma sırası Jeongin'deydi.

"Utanç verici." dedi Chan. Hâlâ o kız ve Hyunjin'in yakınlığı vardı, aklında...

Sadece gülümsemeye başlamıştı.

Sahte mutluluk ve sahte gülümsemeler...

"Hâlâ soruma cevap alamadım."

"Olur."

"Neden benim yerime cevap veriyorsun Minho?"

"Çünkü artık başka insanlara da bakman gerekiyor."

"Haklısın."

"O zaman, buluyorum birilerini?"

"Tamam."

Chan, arkadaşına hak vermişti. Olmayacak bir aşk için o kadar yıl beklemişti.

Seungmin, Changbin, Felix ve Jisung da gelince Hyunjin kızdan ayrılmış ve onların yanına gitmişti.

E tabii ki ders zili çalmıştı!

Hiç kimsenin derse gitmek gibi bir niyeti de yoktu.

"Selam."

"Ben-"

"Hepimizi tanıyorlar, çocuklar." dedi Jeongin.

"Evet, tanıyoruz." dedi Minho.

"Ben Chan, diğeri de Minho işte." dediğinde Minho göz devirmişti.

Chan'ın gruptaki konuşmaya gönderme yaptığını anlayanlar ise kahkaha atmaya başlamıştı.

Bütün bir ders saati konuşmuşlardı.

Tekrar zil çaldığında ise Hyunjin'in yanına gelen kız ile Chan, hemen 'Görüşürüz' deyip gitmişti.

Minho da onun arkasından gitmişti.

Jeongin ise Hyunjin'e ölümcül bakışlar atıyordu.

Chan'ın onu sevdiğini bile bile nasıl o kızı yanlarına getirebilmişti?

"Ben de gidiyorum." dedi ve oturduğu yerden kalktı.

Arkadaşının umursamazlığından bıkmıştı!

Cidden Mi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin