Özel bölüm - II

425 40 8
                                    

"Hiçbir şeyi reddetmedi bile Minho! Belki bir şeyleri yanlış anlamışımdır dedim ama yok! Her şey göründüğü gibi! Sevmiyor beni!"

Minho ağlayan arkadaşıyla ne yapacağını gerçekten bilmiyordu. Onu sakinleştirmek istiyordu ancak bunu bir türlü başaramıyordu. Jisung'u evden kovmasına rağmen sırf bu yüzden ondan özür bile dilemişti. Jisung beyefendi ondan özür dilemesini istemişti çünkü.

"Sen nasıl bir şerefsizsin Hwang Hyunjin! Bana asla böyle bir şeyin olmayacağını söyledin be sen! Ama bak oldu işte! Bıraktın beni puşt!"

MinSung ikilisi susmadan Hyunjin'e sövmeye devam eden ve kucağında da bebeği olan bedene bakarken onu nasıl rahatlatabileceklerini düşünüyordu. Bir süre sonra Minho pes etmişti. Jisung ise arkadaşına gelen hakaret ve küfürlerin boş yere gidiyor olmasına üzülse bile bunu durdurması gerektiğini bilecek kadar da aklı başındaydı. Hyunjin, Chan'a evlilik teklifi etmemişti ve geç de olsa Chan'a böyle bir sürpriz yapmak istiyordu. Yine de o kadın nereden çıkmıştı anlayamamıştı.

"Biraz sakin olun. Belki de olayın aslı öyle değildir."

"Sen sus puşt! Senin yüzünden Minho'm da çok üzüldü zaten. Sen neden hala buradasın ki? Harbi sen neden hala buradasın? YA HYUNJİN İLE O KIZI AYNI EVDE BIRAKTIM! Koş koş koş!"

Chan bir anda yerinden fırlayınca kucağındaki bebek de irkilmişti. Şimdi karşısında ağlayan üç kişi vardı Jisung'un. Ne diyeceğini de bilemiyordu artık.

"Boşanma evrakları birkaç hafta içinde elinde olur demedin mi hyung? Sana ne şimdi boşanacağın adamın kiminle, nerede seviştiği."

Jisung'un söyledikleriyle daha yüksek sesle ağlamaya başlamıştı Chan. Bae de sesini yükselterek ağlamaya başlayınca Minho da dayanamayarak ona katılmıştı.

"Sakin olun tamam! Gidiyorum!"

Jisung'un aceleyle evden çıkışını izleyen ikili şimdi ne yapacaklarını konuşmaya başlamadan önce Changbin ve Jeongin'in gelmesini bekledi. Birkaç dakika sonra gelen ikili kapıyı alacaklı varmış gibi çalınca Minho sinirle oturduğu yerden kalkmış, hızla kapıya doğru ilerlemişti. Kapıyı açtığında gördüğü kişinin beklediği gibi JeongBin ikilisi olmadığını fark ettiği an biraz gecikmişti. Minho'yu içeri iterek sert ve hızlı adımlarla Chan ve bebeklerinin olduğu salona ilerledi. Jisung da arkasından girince ortam tamamlanmıştı.

"Chan!"

Hyunjin birkaç adımda yanına gittiği miniklerine sarılırken Chan geri çekilmek için çabalıyordu.

"Neden böyle yapıp bir anda evi terk ettin bilmiyorum ama oturup konuşma taraftarıyım. Sen de öyle ol ve sakinleşip ne olduğunu anlat bana."

Hyunjin kendisinden ayrılmaya çalışan sevgilisiyle onu daha fazla uğraştırmadan kendisi ayrılıp arkasındaki koltuklardan birine oturdu. Chan da kucağındaki Bae'ye daha sıkı sarılarak ondan güç almaya çalışıyordu.

"Anlat." dedi otoriter ses.

Minho duyduğu sesle Hyunjin'e ölümcül bakışlar atıyordu.

Hyunjin'in de o an aklından geçen düşünce: Minho'ya söylemeliydik, oldu.

"Sen neden geldin? Gitsene o kızın yanına! Arkadaşımı daha fazla üzebileceğini söyleyen kim?" dedi Minho bir anda. Chan her ne kadar Minho'ya katılsa da bir şey söylemeyip halıda olan bakışlarını çekip kafasını salondan görünen dış kapıya çevirdi.

"Minho ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama kes sesini. Chan sen de anlatmaya başlasan iyi edersin."

Chan kendisiyle tehditkar bir şekilde konuşan Hyunjin'e kaşlarını çatarak bakmaya başladığında Hyunjin bir şeylerin geldiğini anlayıp sırıtmıştı.

Cidden Mi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin